Gül'den veda mesajı

Cumhurbaşkanı Gül, halka hitaben yayımladığı veda mesajında, "Siyasi kimliğime rağmen, tarafsızlığımı titizlikle korudum" ifadesini kullandı.

takvim.com.tr takvim.com.tr
Giriş Tarihi :25 Ağustos 2014 , 00:00 Güncelleme Tarihi :25 Ağustos 2014 , 17:09
Gül’den veda mesajı
Görev süresi 28 Ağustos'ta sona erecek Cumhurbaşkanı Gül'ün, halka hitaben kaleme aldığı veda mesajı, Cumhurbaşkanlığının internet sitesinde yayımlandı.

Gül, mesajına, "Türkiye'nin 11. Cumhurbaşkanı olarak görev süremin sonuna gelmiş bulunuyorum. Bugün sizlere veda ederken, geçen yedi yılın samimi bir muhasebesini, değerlendirmesini de yapmak istiyorum" ifadeleriyle başladı.

Milli iradenin temsilcisi olan TBMM tarafından seçildiği görevde öncelikle Çankaya'nın kapılarını halka açtığını ifade eden Gül, devlet ve milleti kucaklaştırıp, kaynaştırdığını kaydetti.

Anayasa'yı uygulama ve devlet kurumları arasında uyumu sağlama görevini en iyi şekilde yerine getirmeye çalıştığını belirten Gül, yasama, yürütme ve yargı organlarının başkanlarını her yıl düzenli olarak Çankaya Köşkü'nde bir araya getirerek, diyalog ve uyumlarına katkıda bulunduğunu bildirdi.

"Uyum içinde çalışmasının yarattığı sinerji"

"Siyasi kimliğime rağmen, tarafsızlığımı titizlikle korudum. Siyasi partilerimiz ile gündemdeki konularda düzenli temas ve istişare ettim" ifadesini kullanan Gül, hükümetlerle yakın işbirliği ve uyum içinde çalışmasının yarattığı sinerjinin, ülke refahına ve istikrarına önemli katkı yaptığına işaret etti.

Cumhurbaşkanı Gül, mesajında şu ifadelere yer verdi:

"Yurt dışında da devletimizi ve milletimizi, gücüne ve itibarına yakışır biçimde temsil ettiğime inanıyorum. Devlet organlarına ve toplumumuza verdiğim mesajlarda, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olmanın gereklerine hepimizin azami özen göstermesini istedim.

Milli birlik ve bütünlüğümüzün ancak böyle bir temel üzerinde daha iyi korunacağına güvendim. Aynı şekilde, insan haklarına saygının, eğitimde fırsat eşitliğinin, iyi yönetişimin, kadın-erkek eşitliğinin kalkınma ve demokrasinin gereği olduğu anlayışına öncülük yapmaya gayret ettim. Böyle bir anlayışın bölgemizde ve dünyada etkili olması için de telkinlerde bulundum.

Siyasi hayatımın başından itibaren, Türkiyemizin, Müslüman kimliğine sahip bir ülke olarak, demokrasiyi tüm unsurlarıyla en güzel biçimde hayata geçirmeyi başarmasının hem İslam alemi hem de dünya barışı için büyük bir kazanç teşkil edeceğine kuvvetle inandım. Dolayısıyla, Avrupa Birliğine katılım sürecimizi çok önemsedim."

"Yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı ilkelerinin zedelenmemesi için çalıştım"


Cumhurbaşkanı Gül, Başbakan, Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı olarak görev yaptığı dönemlerde bizzat öncülük ettiği ve uyguladığı siyasi ve ekonomik reformların devamına, cumhurbaşkanı olarak da kuvvetli destek verdiğini ifade ederek, "Bu çizginin sapmadan sürmesi için, 21. yüzyıla yakışan yeni bir anayasanın en geniş katılımla hazırlanması ve mümkünse oydaşmayla benimsenmesi için birçok kere çağrılar yaptım. Kuvvetler ayrılığı ilkesinin, denge-fren sisteminin demokrasimiz için önemini sık sık vurguladım" değerlendirmesinde bulundu.

Seçim sandığının kutsal, halkın iradesinin demokrasinin temeli olduğunu söylediğine işaret eden Gül, mesajını şöyle sürdürdü:

"Ayrıca demokrasinin diğer ilke ve değerlerinin önemini de hep hatırlattım. Demokrasimizin temeli olan kurumların zaafa uğratılmamalarının, aksine güçlendirilmelerinin önemine hep işaret ettim. Hukukun üstünlüğü ile yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı ilkelerinin, hiçbir şekilde zedelenmemesi için çalıştım. Aynı şekilde fikir, din, inanç ve vicdan özgürlüğü, her zaman en üstte tuttuğum değerler oldu."

"Basın ve sosyal medya özgürlüğünü titizlikle gözettim"

Basının ve sosyal medyanın özgürlüğünü titizlikle gözettiğini, bunun ancak istisnai ve meşru hallerde sınırlanabileceği uyarısında bulunduğunu anımsatan Gül, "Siyasette ve medyada kimi zaman ölçüsüz biçimde sert ve kırıcı üslup kullanıldığında uyarılarda bulunmak zorunda kaldım. Bu nedenle ülkemizin ulaştığı düzeye ve geleneksel ahlak ve adabımıza yakışan yeni bir siyaset üslubuna olan ihtiyacı sık sık dile getirdim" ifadesini kullandı.

"Halka güven ve sükunet aşılamaya çalıştım"

Türkiye'de uzlaşı kültürünün yerleşmesini çok arzu ettiğini ve bu yönde gayret gösterdiğini halkın da takip ettiğini belirten Gül, zor günlerde halka güven ve sükunet aşılamaya çalıştığını kaydetti.

Cumhurbaşkanı Gül, şöyle devam etti:

"Kutuplaşma ve rövanşizm, intikamcılık eğilimleri tespit ettiğim zamanlarda, bunlardan kaçınılmasını hep arzu ve telkin ettim. Zira vatandaşlarımızın benimsemiş olduğu, istisnasız bütün din, mezhep, inanç, düşünce ve kimliklerin çeşitliliğimizi, zenginliğimizi, ortak gücümüzü teşkil ettiğine samimiyetle inandım. Toplumumuzun bütün kesimleriyle bu doğrultuda diyaloglar, köprüler kurdum.

Din ve ibadet özgürlüğünün temel hak ve özgürlüklerin ayrılmaz bir parçası olduğuna olan inancımla, laikliğin yanlış uygulanmasına son verilmesini her zaman savundum ve destekledim. Başörtüsü meselesinin ülkemizi bölmesine devletimizin en üst düzeyinde son verdiğimi gördünüz. İlk cemevi ziyaretini yaptım, Alevi iftarlarına katıldım. Gayrimüslim vatandaşlarımızın sorunlarıyla ilgilendim, dini bayramlarını kutlamayı ihmal etmedim."