Al Jazeera'da yer alan habere göre; "Hüseyin Ali" takma adıyla Özgür Gündem Gazetesi'ne yazılar yazan KCK Yürütme Konseyi üyesi Mustafa Karasu, 17 Ekim tarihinde yazısında Altan Tan'ı hedef aldı:
"ALTAN TAN OLAYLARA ÇARPIK YAKLAŞIYOR"
"HDP Milletvekili Sayın Altan Tan da bir açıklama yaparak psikolojik harekâtın yarattığı algıyı güçlendirmiştir. Hatta Devlet Bahçeli'yi överek, kendi partisini MHP'den daha kötü bir duruma düşürmüştür. Bu değerlendirmeleri neden yapıyor anlamak mümkün değil! İlk önce saldıranlar HÜDA-PAR'lılardır. Tüm şehirlerde Kürt yurtseverlerine saldırarak birçoğunu katlediyorlar. Bunların katilleri de polisler ve HÜDA-PAR yanlılarıdır. Tüm bunlar ortadayken, ölenleri değil de bankamatiklerin kırılmasını ve bir kaç camın kırılmasını sürekli gündemleştirmek, olaylara çarpık yaklaşmanın sonucudur. Bu kadar insanın neden ve nasıl öldürüldüğünün hesabı sorulmayacak, cam-çerçeve denilerek bu ölümlerin üstü örtülecek! İşte psikolojik savaş ve propagandayla algı yaratmak ve bu algıya alet olmak böyle oluyor."
"KÜRTLERİ LİNÇ EDEN MHP'LİLERİ UNUTMUŞ"
Karasu, yazısında Altan Tan'ın, MHP ile ilgili sözlerine tepki gösterdi:
"Altan Tan, Devlet Bahçeli'ye de övgüler yağdırmış. HDP'nin Karadeniz, Ege ve başka yerlerde her siyasi çalışmasına saldıranların MHP'liler olduğunu unutmuş gözüküyor. Birçok yerde Kürtleri linç eden MHP'lileri unutmuş görünüyor. MHP hâlâ Kürtleri sindirmeye yönelik bir kontra gücü gibi çalışıyor. Bunun Kürtlere yönelik yüzlerce örneği var. Ama buna rağmen Bahçeli'nin yalanını, demagojisini gerçekmiş gibi göstermek, HDP'ye yönelik eleştiriyi daha güçlü hale getirmek istemekten başka anlam taşımıyor. Anlaşılıyor ki Altan Tan, 1970'li yılları yaşamamış."
ALTAN TAN'DAN YANIT: MAZLUM ZALİM GİBİ DAVRANAMAZ
Karasu'nun bu sözlerine, Altan Tan da aynı gazeteye gönderdiği "Açık Mektup" ile yanıt verdi. Tan, mektubunun hemen başında daha önce kamuoyuna yansımamış bir ayrıntıya yer vererek başladı. Tan, 20 yıl önce Mustafa Karasu ile Berlin'de aynı evi paylaştıklarını hatırlatarak başladığı yazısında, MHP ile ilgili eleştirilere cevap vermedi. Eylemler ile ilgili eleştirilerinin ise arkasında olduğunu belirtti.
"Direniş ve benzeri yöntemlerle hak aranması, gösteriler yapılması, tepki ortaya koyulması ana sütü gibi ak ve helaldir. Ancak yüzlerce mağaza, market, kuyumcu ve bankanın yakılarak yağmalanmasını, yolların ve arabaların ateşe verilmesini, 16 yaşındaki bir çocuğun sığındığı evde arkadaşları ile birlikte öldürülerek balkondan aşağı atılmasını, caddede başının taşla ezilerek, cesedinin üzerinden araba ile geçilmesini, Sayın Öcalan'ın olayların durdurulması ile ilgili açık talimatının Meclis kürsüsünden okunduğu günün gecesinde bölgedeki birçok karakola eylem düzenlenmesini, 'bir kaç camın kırılması' olarak görmüyorum. Mazlum, zâlim gibi davranamaz."
"HÜDA-PAR SİVİL SİYASETİ BENİMSEDİ"
"İster din, ister Kürtlük, ister sosyalizm adına adı, şekli, ambalajı ne olursa olsun tekçi ve baskıcı yöntemlere yol vermeyeceği görüşündeyim" diyen Tan, mektubunda HÜDA-PAR'ın kuruluşuyla, Hizbullah adını kullanan İlim Grubu'nun sivil siyaseti benimsediğini deklare ettiğini savundu.
"Geçmişteki eylemleri gerekçe göstererek veya gelecekteki iktidar mücadelesinde 'tehlike' olarak değerlendirerek onunla çatışmanın veya çatışmaya yol açacak yaklaşımların Kürt halkının yararına olmadığı, geçmişteki savaşın tekrarlanmasının halkımızın felaketi olacağı düşüncesindeyim."
Altan Tan mektubunda "IŞİD Erbil ve Kobani'de ABD uçaklarınca bombalanırken Kürt gençlerinin sevinç çığlıkları atma ve halay görüntülerinin sorunlarını bir türlü kendi aralarında çözemeyen Türk-Kürt- Arap; Sünni-Şii-Alevi özellikle de yıllarca emperyazilme karşı olan sosyalist ve İslamcı Ortadoğu siyasetçileri ve aydınları için bir utanç ve ibret tablosu olduğu kanaatindeyim…" ifadelerini kullandı.
Tan, mektubunu "Yolumuz uzun, işimiz zor. Allah bize yardım etsin" sözleriyle bitirdi.