1990'lı yıllarda ve özellikle 28 Şubat postmodern darbe dönemine giderken, bankalar soyuldu. Aziz milletin 300 milyar doları bazı güçlü odakların ceplerine indirildi. Özelleştirme adı altında milyar dolarlık kamu arazileri bazı odaklara peşkeş çekildi.
Güzel Türkiyemiz, 2001 yılında dibe vurdurulmuştu. Yakın zamana kadar cesaret edip hiç kimse bunları sorgulamıyordu, daha doğrusu sorgulayamıyordu. Çünkü oligarşik bürokratik vesayetçi kadrolarla Merkez Medya (Başta Hürriyet) işbirliğinden çekiniliyordu. Tayyip Erdoğan'ın 12 yıllık başbakanlıktan sonra Cumhurbaşkanı seçilmesiyle, tarihle yüzleşme başladı.
Eskiler sorgulanabilir hale geldi.
PETROL OFİSİ ÖZELLEŞTİRMESİ: YIL, 2000. Petrol Ofisi ihalesine Aydın Doğan, İş Bankası ile beraber girdi.
Akşam Gazetesi'nde Aydın Doğan hakkında sürdürülen yazı dizisi, Sarıyer 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin kararı ile durdurulunca sahneye grubun bir diğer gazetesi olan Güneş çıktı.
Güneş Gazetesi, 22. 08. 2008 tarihinde sansürlenen yazı dizisini yayınlamıştı. O haber şöyleydi: "DOĞAN Grubu'nun POAŞ operasyonu 2000 yılında İş Bankası ile şirketin yüzde 51'ini 1 milyar 260 milyon dolara satın almasıyla başladı.
İş Bankası elinde bulundurduğu yüzde 44 oranındaki Petrol Ofisi hisselerini 2005'te 616 milyon dolar karşılığında Doğan Grubu'na sattı, Doğan Grubu ise aynı hisseleri aradan 6 ay geçtikten sonra 1 milyar 54 milyon dolar karşılığında OMV'ye devretti. Petrol Ofisi'nde baştan sona DÖNEMİN SİYASİSİ MESUT YILMAZ'DAN DESTEK GÖREN Aydın Bey, tek kalemde 438 milyon dolar karı kasasına koydu." (Petrol Ofisi'nin İzmir- Turan deniz kıyısındaki arsasına Aydın Doğan'ın KULE İNŞAAT yapmak istediğini Yeni şafak yazarı Gazeteci kardeşim Cem Küçük yazdı)
Düşündürücü bağlantılar
Petrol Ofisi'nin özelleştirildiği gün, çeşitli mevkilerde oturanların yıllar içindeki ilişkiler ağı da düşündürücü mesajlar veriyor. 2000 yılında Petrol Ofis ihalesi yapılıyor. Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz, Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan, Özelleştirmeden sorumlu Devlet Bakanı ANAP'lı Yüksel Yalova. Aydın Doğan ihaleye, İş Bankası ile beraber giriyor. İş Bankası'nın 4 yönetim kurulu üyesinden birisi, KEMAL KILIÇDAROĞLU (1999-2002 ARASI).
Ne tesadüf! İhaleyi alan Aydın Doğan'la Hüsamettin Özkan, Mesut Yılmaz ve Kemal Kılıçdaroğlu arasındaki yakın ilişki halen sürüyor. (Buna Beykoz Konakları Güç Odağı demek lazım...)
Kılıçdaroğlu, 2010'da Deniz Baykal'ın kasetle düşürülmesinden sonra CHP genel Başkanı yapıldı.
Aydın Doğan Medyası'nın "Gandi geliyor" kampanyası unutulmaz. Kılıçdaroğlu'nun da bir dönem Yönetim Kurulu Üyesi olduğu İş Bankası ile CHP'nin tarihsel ilişkisinin masaya yatırılmasının zamanı da gelmiş bulunuyor. CHP'nin yönetim kuruluna verdiği üyeler, bankanın her türlü işleminden sorumlular... İş Bankası ortaklığı ile dünyada hiçbir örneği olmayan siyasi bir parti konumundaki CHP, bankanın iştiraklerinden dolayı da tuhaf bir mali yapıya sahip bulunuyor. CHP, Atatürk'ün nakit ve hisselerini satma ve harcama yetkisine sahip olmasa bile bankacılık yapan tek parti gibi bir pozisyonda görünüyor. 2011'de, dönemin AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Bülent Gedikli, İş Bankası'nın yüzde 28'ine sahip olan CHP'nin söz konusu hisselere ait 111 milyon TL temettüye göz diktiğini söylemişti. Türkiye Halk Bankası Türk Dil Mevduatı'nda (2012): 639.444.422,91 TL olarak hesap bulunduğu açıklanmıştı.
YARIN: DIŞBANK VE HİLTON ARAZİLERİNİ HATIRLAMAK
DİĞER