Fransız bombası!

Haydarpaşa'da asker ve sivillerin de aralarında bulunduğu 1000 kişi bombalama sonucu hayatını kaybetti. 1917'de ülkemizde en çok can kaybı olarak tarihe geçen bu sabotajı, Fransız ajan Georg Mann'ın yaptığı iddia edildi

TÜM dünya, Paris'teki Charlie Hebdo'ya yapılan terörist saldırıya kilitlendi. 17 kişinin hayatını kaybettiği saldırı ile ilgili, pek çok senaryo üretildi. Dünyada benzer saldırılar hep yapıldı. Türkiye'de de benzer bir katliam yaşandı. Hem de, onlarca değil, yüzlerce değil, 1000'i aşkın insan hayatını kaybetti. 6 Eylül 1917, günlerden Perşembe, saat 16:30... Yedi saniye arayla bütün İstanbul'u sarsan iki patlama oldu. Bu toprakların en fazla can kaybına yol açan patlamalarıydı muhtemelen... Kaç kişinin öldüğü hiçbir zaman açıklanmadı. Pek çok kaynakta 1000'den fazla can kaybının olduğu söylenir. İstanbullular bombalara alışıktı. Çünkü İngiliz uçakları önceleri gece başlayan sonra gündüzleri de yapılan hava saldırılarıyla İstanbul'u bombalıyordu.
İNGİLİZ İŞGALİ VARDI
İstanbul, uçaklarca çok bombalandı, hatta bir saldırıda 85 kişi öldü dersek tarihe aşina olmayanlar için şaşırtıcı gelebilir. I. Dünya Savaşı yıllarıydı, basında yoğun bir sansür vardı, yazılamadığı için bugünlerde bile pek bilinmez. Osmanlı bu hava saldırılarını sivillere yönelik olduğu için protesto ediyordu ama insanlık suçunu anlatacak ve durduracak bir mercii yoktu ki...
HAYDARPAŞA GARI HAVAYA UÇTU
İşte o kötü 6 Eylül günü patlamaları duyanlar önce yine İngiliz uçakları bir yerleri bombalıyor sanmıştı, ama özellikle 2. patlamanın sesinden çok daha büyük bir şeyler olduğunu sezmişti. Beyoğlu'ndaki bütün dükkanlar kapanır, insanlar evlerine saklanır. Haydarpaşa Garı havaya uçmuştu, dehşet bir yangın çevresindeki bütün yapılar dâhil olmak üzere değdiği yeri küle çeviriyordu. Her kafadan bir ses çıkıyordu, uçaklar bombaladı, iskeleye bağlı olan cephanelik yüklü gemi havaya uçtu... Rivayet muhtelifti. Sıkıyönetim dolayısıyla yazmak da yasaktı, devrin iktidarının gazetesi Tanin'de kısacık bir açıklama vardı: İskeleye yanaşan gemiden bomba indiren vinç kırılmış, bombalar da düşmüş ve patlama olmuştu.
ERMENİ İDDİASI DOĞRU DEĞİL
Garın içindeki meyhanede yangın çıktı diyen bile vardı. O döneme ait hatıraları okurken, vinç operatörünün Ermeni olduğu o yüzden aslında kaza değil de sabotaj olduğu en sık anlatılan rivayettir. İskoçya'da çıkan ve 1817- 1980 yılları arasında yayınlanan "Blackwood's" adlı bir dergide 1934'te çıkan bir yazıda, sabotajı Ermeni asıllı bir İrlandalı doktorun yaptığı iddia edilmiştir ki büyük oranda fantezidir. Kimin yapmış olabileceğini kestirebilmek için, öncelikle o gün orada ne yapılıyordu onu bilmek gerekir. Osmanlı Devleti'nin Filistin, Suriye ve Irak cephelerini savunmak için kurduğu "Yıldırım Orduları"na silah ve cephane sevkiyatı yapılıyordu. 200 bin kişiye yetecek kadar büyük bir sevkiyattı bu. Yıldırım Orduları, Haziran 1917'de Osmanlı ve müttefiki Almanya tarafından kurulmuştu, silah ve cephaneler de Almanlar tarafından temin edilmişti. Garda sadece asker, silah ve cephane yoktu. Sivil insanlar da trenlerle normal bir şekilde seyahat ediyordu. Kaybın büyüklüğünün de bir nedeni buydu. Bir tren dolusu sivil ve cephanenin yüklü olduğu trendeki bütün askerler, görevliler, havaya uçuşan mermi, şarapnel parçaları nedeniyle neredeyse
garın önünde yakınında kim varsa ölmüştür.
AJANLARIN SAVAŞI
Sabotajı kimin yaptığı hiçbir zaman anlaşılamadı ama genel olarak İngiliz casuslarının yaptığı söylendi. İspat olmasa da böyle kabul edildi. Ta ki 63 yıl sonra, Ekim 1980'de devrin tarih dergisi "Yıllarboyu"nda yayınlanan bir yazıya kadar... "Haydarpaşa Garı'nı havaya uçuran adamı tanıdım!" başlığıyla yayınlanan yazının sahibi A. Baha Özler'di. Özler, uzun yıllar Hürriyet gazetesinin dış haberler servisinde çalışmış ilginç birisiydi. İlginçti çünkü Hür Arnavutluk diye geçen Arnavutluk Krallığı'nda Dışişleri Bakanlığı yapmış, Viyana'da okumuş bir Arnavutluk soylusuydu.
TÜRKÇE BİLİYORDU
Baha Bey, pek çok yabancı dil bilen birisiydi. Patlama olduğu an Sirkeci'deydi. Patlamayla birlikte kendini dışarı atmış, daha önceden tanıdığı, Türkçe bilen deniz eri Georg Mann'ı koşarken görmüş ve peşine takılmıştı. Georg Mann, yanındaki Baha Bey'le bir kayığa atlamış yanan garın fotoğraflarını çekmiş, banyo etmiş ve bu fotoğraflardan ona da hediye etmişti. Savaş sonrası, mütareke günlerinde Almanlar İstanbul'dan çekilip İngiliz ve Fransız askerleri gelince Baha Bey, Georg Mann'ı birahanede görür ve Mann'ın gösterdiği belgeden Georges Mann adıyla Fransız ajanı olduğunu, Haydarpaşa'yı da kendilerinin bombaladığını söyler. Buna gerekçe olarak da Fransa'nın, Suriye'yi Osmanlı'dan koparmak isteği söylenir. Olabilir mi, kuşkusuz olabilir...
İSRAİL DEVLETİ İÇİN SABOTAJ
Bu sabotaj öyle bir esrar ki mantıklı her senaryo mümkün gibi duruyor. Bizde pek yazılmayan bir başka iddiayı da burada biz aktaralım o zaman. Batıda özellikle de İngiltere'de bazı kitap ve yazılarda sabotajı, "Nili" isimli Osmanlı'dan ayrı bağımsız bir İsrail devleti kurmaya çalışanların oluşturduğu istihbarat örgütünün yaptığı da söylenir. Hatta bazı istihbaratçıların isimleri bile verilmiştir. Doğrusu hangisidir, bilinmez.

Tayfun ER

GÜNÜN DİĞER HABERLERİ İÇİN TIKLAYIN
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.