Görmez, Fransa'da dünya kamuoyunu sarsan, önce 12 kişinin ve daha sonra da 6 kişinin ölümüne neden olan, hiçbir şekilde kabul edilemez bir terör saldırısı meydana geldiğini anımsattı.
Avrupa'da yaşayan Müslüman varlığını da yakından etkileyecek olan bu saldırının şiddetle telin edildiğini, kim hangi gerekçeyle yaparsa yapsın şiddet, vahşet ve ölümle sonuçlanan bu tarz eylemlerin İslam'a mal edilmesinin asla kabul edilemeyeceğini belirten Görmez, şöyle konuştu:
"Uzun süredir saldırıların, ölümlerin ve vahşetlerin yaşandığı dünyanın pek çok bölgesinde nice masum insanların katledildiği bilinmektedir. Nitekim aynı gün Pakistan'da, Nijerya'da, Irak'ta ve Suriye'de yüzlerce insanın katledildiği olaylar gerçekleşmiştir. Bütün dünyanın, fasılasız ölümlerin yaşandığı bu coğrafyaların trajedilerini aynı hassasiyetle karşılaması bir insanlık vazifesidir. Ölenlerin coğrafyasının, ırkının, dininin ve mezhebinin farklı oluşuna göre tepki verilmesi, tüm insanlığın vicdanını yaralamaktadır. Ölümler arasında çifte standart oluşturmak, bölgesine, rengine, ırkına, dinine ve mezhebine göre ölümleri tasnif etmek ve ortaya çıkan sonuçları istatistiklerin konusu yapmakla yetinmek, hiçbir şekilde kabul edilemez."
Görmez, bugüne kadar, her türlü insani değerden yoksun olarak üretilen ve kirli amaçlar için seferber edilen silahların sebep olduğu mazlumiyet, mağduriyet ve katliamların acısının ayrım gözetmeksizin insanlık ailesinin bütün fertleri tarafından hissedildiği bir dünya özleminin yüksek bir hissiyatla ifade edildiğini vurguladı.
İslamofobinin oluşturduğu tehlikeye de değinen Görmez, şöyle devam etti:
"İslamofobinin bir endüstriye dönüşerek yaygınlaşması, başta Avrupa'da yaşayan Müslümanlar olmak üzere dünyanın her tarafında Müslüman varlığına karşı bir tehdit oluşturmaktadır. İslamofobik eylemler, barış içerisinde birlikte yaşama kültürüne zarar verip güvenliği ortadan kaldıracak boyutlara ulaşmadan, ilgili ülkeler tarafından gerekli tedbirler alınmalı, yabancı düşmanlığı, ötekileştirme ve ayrımcılıktan uzak durulmalıdır. Bu arada din görevlilerimizin İslamofobi ve bunu körükleyen yanlış dini anlayışlar konusunda bilinçlendirilmesi amacıyla çok yönlü çalışmalar yapılmalıdır."
- "Kutsal değerlere saygı duyulmalı"
Görmez, dinin kutsal kabul ettiği değerlerin, inansın ya da inanmasın herkes tarafından saygı duyulması gereken hususlar olduğunun altını çizdi. Tam tersi bir durumda verilecek tepkiye de değinen Görmez, şunları anlattı:
"Kutsal değerleri aşağılamak, küçümsemek, istismar etmek, onlara hakaret ve tecavüz etmek, ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilemez. Müslümanlar, Kuran'ın evrensel mesajları ve Hz. Peygamberin çağlar üstü örneklik ve rehberliğini esas alarak bunları yapanlardan yüz çevirmeli, tepkilerini İslam'ın rahmet mesajları çerçevesinde ve makul düzeyde göstermelidir. Tahrikler meşru gösterilerek şiddet ve ölümle sonuçlanan tepki ve eylemler, hiçbir şekilde İslam açısından kabul edilemez."
Görmez, son yıllarda Avrupa'da camilere yapılan ırkçı saldırılara da dikkat çekti.
İslam'ın sevgi ve merhamet dini olduğuna işaret eden Görmez, şunları kaydetti:
"İslam, rahmet, merhamet ve şefkat dinidir. İslam'ın amacı, insanı hem bu dünyada hem de ahirette mutlu etmektir. Bütün insanların barış, huzur ve esenlik içerisinde yaşadığı bir dünyayı var etmek İslam'ın en büyük gayesidir. İslam'ı terör ve şiddetle özdeşleştirmek rahmet dini İslam'a yapılabilecek en büyük haksızlıktır. Avrupa'da yaşayan vatandaşlarımızın defalarca kanıtladığı gibi tüm insanlık şunu iyi bilmelidir ki, Allah'a ve sevgili Peygamberi Hz. Muhammed aracılığı ile gönderdiği kitaba tam bir teslimiyetle bağlı olan müminler, hiçbir topluluk için tehdit, korku, düşmanlık ve şiddet unsuru değildir."