Akdoğan, "Türkiye Cumhuriyeti Devletinin başındaki ismin böyle çirkin ve karalayıcı bir mizansenin içinde gösterilmesi kabul edilebilir bir durum değildir. Bunun adı gazetecilik değil nefret suçudur. Kin ve nefret tohumu ekmeyi adet edinen bir zihniyetin sürekli ve farklı şekillerde kendisini dışa vurması Türk gazeteciliği açısından çok büyük talihsizliktir. İçindeki kini yansıtmaktan kendisini alamayan bu anlayışın Sayın Cumhurbaşkanımıza verebileceği bir zarar yoktur, bunlar ancak kendilerine zarar verirler" ifadesini kullandı.
Basın özgürlüğü ve basın ahlakının bir arada olması gerektiğini her zaman söylediğini hatırlatan Başbakan Yardımcısı Akdoğan, "Ahlaki hassasiyetlerini kaybeden bir anlayışın kin ve nefretini özgürlük maskesi altında yansıtması basın etiği açısından da büyük bir sorundur" dedi.
Başbakan Yardımcısı Akdoğan, "Gazete özür dilemiştir ancak bu saldırgan ve hakaretamiz zihniyetin bu kadar kolay ve fütursuz bir şekilde kendisini dışa vurması üzerinde durulması gereken bir konudur" değerlendirmesini yaptı.
Bu haberin Müslümanların kutsal günü olan Cuma'yı da farklı bir şekilde yansıtan ve halkın manevi hassasiyetlerini hiçe saydığını ifade eden Akdoğan, "Bizim kültürümüzde ne Cuma uğursuzluk getiren bir gündür, ne de 13 sayısının böyle bir anlamı vardır. Kendi kültürüne yabancı olan anlayışın, bu milletin Cumhurbaşkanına bu tür çirkin yakıştırmalarda bulunması da hiç şaşırtıcı değildir. Sürekli kutuplaşmadan dem vuranların nefret suçu anlamına gelen bu tür yayınlara karşı hassasiyet göstermesi gerekir" diye konuştu.