Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Ekonomik ve Parasal Politika faslının müzakerelere açılacağı Hükümetlerarası Katılım Konferansı'na girişte gazetecilere açıklamalarda bulundu. Çavuşoğlu, Fenerbahçe'nin UEFA Avrupa Ligi'nde Lokomotiv Moskova ile eşleşmesinin ilişkilere olası etkisi ile ilgili bir soru üzerine, "Her şeyden önce iki takım arasında bir müsabaka olacak. Siyasetin kesinlikle spora yansımaması gerekiyor. Bugüne kadar 24 Kasım'dan sonra bir çok takımımız Rus takımlarıyla karşılaştı ve hiçbirinde de bir sorun olmadı" dedi.
Fenerbahçe'nin Moskova'ya gittiği zaman ya da Rus takımın Türkiye'ye geldiği zaman, centilmenliğin dışında herhangi bir şey olacağını sanmadığını kaydeden Çavuşoğlu, "Belki ilişkilerimize bir ivme kazandırmada da olumlu bir etkisi olabilir. Temennimiz de budur. Hatta biz Fenerbahçe'nin tur atlamasını ve şampiyon olması istiyoruz" diye konuştu.
"AB İLE İLİŞKİLERE YENİ BİR İVME KAZANDIRILDI"
Bakan Çavuşoğlu, başka bir soru üzerine ise 17. faslın açılmasını bir milat olmasa da ilişkilere bir ivme kazandıran adım olarak görülmesi gerektiğini belirterek, "Çünkü 2 yıldır bir fasıl açılamamıştı ve bugüne kadar sadece 14 fasıl açılabilmişti. Fasılların açılmasının önündeki engellerin de hep siyasi olduğunu ve hep söyleyegeldik. Aksi halde Türkiye tüm fasılları açmaya ve müzakere etmeye hazırdır. Bunların yükümlülüklerini yerine getirmeye de hazırdır. Yeterki siyasi engel olmasın" ifadesini kullandı.
Hem Türkiye'nin hem de AB'nin sadece şu anda karşı karşıya kalınan krizlerin yönetiminde değil, birçok alanda işbirliğini güçlendirmesi gerektiğini anladığını kaydeden Çavuşoğlu, "Bunların yanı sıra haklarımızın karşı karşıya kaldığı terör, yabancı düşmanlığı, ırkçılık gibi, marjinallik veya radikalleşme gibi tüm unsurlara, yasadışı göçe karşı ve insan kaçakçılığına karşı Avrupa ülkeleri, AB üyeleri ve kurum olarak da AB ile ortak çalışma gerekiyor. Bugün Libya'nın karşılaştığı sorunları gidermek için de birlikte çalışıyoruz. Tüm olumsuz gelişmelerin hepimize yansıması var" değerlendirmesini yaptı.
Türkiye ve AB arasındaki ilişkilerin sadece kriz yönetimi ile sınırlı kalmaması gerektiğine işaret eden Bakan Çavuşoğlu, şöyle devam etti: "Türkiye-AB ilişkileri sağlam zeminde ilerlemeli. Hedefimiz tam üyelik. Türkiye tam üyelik için müzakereleri başlattı ve bu yoldan da hiç bir şekilde şaşmamamız lazım. Şu anda ki işbirliği konjonktürel kalmamalı. 'Şu anda bazı sorunlar yaşıyoruz. Türkiye'ye ihtiyacımız var. Dolayısıyla Türkiye ile ilişkileri biraz daha geliştirelim ama sonrasına bakalım' yok. Türkiye tam üyelik için müzakereleri başlattı."
BAŞİKA'DAKİ HAREKETLİLİK
Bakan Çavuşoğlu, Başika'daki askeri yığınağı kısmen geri çektiği iddiaları ile ilgili olarak ise, şunları söyledi: "Kuzey Irak ve Başika'daki askerlerimizin sayısının bazen artması bazen azaltılması tamamen askeri gereklilik ve ihtiyaçlara göre düzenleniyor. Bu konuda askerlerimizin de telkini ile bazı adımlar atılıyor. Hem Kuzey Irak'ta hem de Başika'da eğitim veren kamplarımız var ve 2 bin 500 peşmergeyi Kuzey Irak'ta eğittik. 2 bin 400'den fazla Musul'da ulusal muhafız unsurlarını eğittik ve hepsinde amacımız DAEŞ'e karşı Irak'ın kapasitesini güçlendirmek ve Suriye'de olduğu gibi DEAŞ'i Irak'tan da temizlemek ve buna katkı sağlayabilmek."
Irak'ın kendi içerisinde çekişmeler olduğunu söyleyen Çavuşoğlu, "Özellikle Bağdat için söylüyorum. Bunların bazı olumsuz yansımaları olabilir. Ama biz her zaman Irak'ın sınır bütünlüğü, bağımsızlığı ve geleceği için herkesten daha fazla hassas olduk. Ve Irak'ın güvenliği doğrudan bizi de etkiliyor. Bu konudaki hassasiyetimizi de herkes biliyor. Türkiye bugün 2 tane yönetilemeyen ülke ile komşu. Suriye ve Irak ve buradaki terör dahil her türlü olumsuz gelişme bizim güvenliğimiz dahil, Türkiye'ye maalesef doğrudan etkileri var. Dolayısıyla Türkiye'nin bu konudaki hassasiyetini de herkes bilmeli ve anlamalı" açıklamasını yaptı.
Çavuşoğlu, askerin geri çekilip çekilmediği ile ilgili başka bir soruya ise, şöyle konuştu: "Bu sabahki gelişmeleri gördünüz, siz de izlediniz. Askerlerimiz hangi adımları atıyor? Bunları da sizler takip ediyorsunuz. Bazen güvenlik tehdidi olur. Bu arttırılabilir ki son zamanlarda oradaki eğitim veren askerlerimize yönelik tehdit artmıştı. Onların güvenliğini biz sağlamak durumundayız. Çünkü oradaki askerlere eğitim veren askerlerimizin güvenliğini sağlayacak Irak'ın bir kapasitesi yok. Musul'da bunu yaşadık. 70 bin Şii milis yarım günde Musul'u terk ederek oradaki Başkonsolusluğumuzu ve mensuplarını DAEŞ'in eline adeta teslim etti. Dolayısıyla orada onların daveti üzerine giden, eğitim veren unsurlarımızın güvenliğini kim sağlayacak? Tabii ki biz sağlayacağız. Oradaki tehditlere göre, askeri gerekliliğe göre bazen bu sayı arttırılır bazen azaltılır tamamen Türkiye'nin attığı adımlar da bu yöndedir."
"BU SONSUZA KADAR BÖYLE GİDEMEZ"
Dışişleri Bakanı, Rusya ile ilişkilere dair bir soru üzerine ise, "24 Kasım'dan beri Rusya'dan sert açıklamalar geliyor. Rusya'daki yönetim ve Rusya Türkiye'ye karşı bazı eylemlerde bulundu. Türk vatandaşlarına, TIR'larına karşı. Biz buna karşılık vermedik. Biz şimdiye kadar Rusya'ya karşı yaptırımlara katılmayan tek NATO üyesi ülkeyiz 24 Kasım'dan beri Rusya'nın yaptıklarına rağmen. Ben yakın arkadaşım Lavrov'a da (Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov) söyledim. Bu sonsuza kadar böyle gidemez" şeklinde konuştu
DİĞER