Davutoğlu'nun sözlerinden öne çıkanlar şöyle;
Terörü yapan, Suriye menşeili bir DAEŞ'lı diye düşünüp, bütün Suriyeli mültecileri, mağdurları, mazlumları tehdit olarak görürsek, DAEŞ'İ yapan, yüce dinimizi istismar eden bir grup olması sebebiyle bütün Müslümanları yerkürede potansiyel tehdit gibi görüp, onları uçaklardan indirmeye kalkarsak, işte o zaman tam da terörün istediği tuzağa düşülmüş olur.
İstanbul'da Alman misafirlerimizi katledenlerle Diyarbakır Çınar'da 5 aylık bebeği dahi öldürenler arasında ne fark var..Güvenlik güçlerimiz varıyla gücüyle bu teröristlere karşı mücadele ediyor.Son 48 saatte 200'e yakın DAEŞ mensubu öldürüldü. Suriye ve Irak'ta 500 mevziye top atışı yapıldı.
Teröre karşı verdiğmiiz mücadele her hukuk devletinin vereceği meşru bir mücadeledir.İfade özgürlüğü kendi içinde tutarlılık göstermeli. Bildiriye imza atan akademisyenler o metni bir daha okusunlar. Bin 128 akademisyene soruyorum; Dünyadatek bir ülke göstersinler ki, kendi egemenliği altındaki topraklarda silahlı bir gruba müsade etmiş olsun.
Kim Kürtler adına söz söyleme ve irade kullanma hakkına sahip? Devletin birinci görevi kamu düzenin korumak ve vatandaşların can güvenliğini sağlamaktır.Bugün Irak ve Suriye neden parçalara ayrıldı. Her etnik grup kendi siyasi iradesini dikte etmeye çalıştı. Kimse bir vatandaş grubunu iradesini tekeline alamaz.
Biz Türkiye'deki her kesimin iradesini temsil eden bir partiyiz. Metni görmedim diyerek imza attım diyen çok sayıda akademisyen var. Bu akademisyenlerin kendileriyle akademik birikimleriyle barışık olduklarına inanamam. Bu ülkede PKK terörü yoktur diyebiliyorlarsa insanlıktan da istifa etmeleri gerekiyor.