CHP Yüksek Disiplin Kurulunda, 7'ye karşı 8 oyla "yuvasından, partisinden" ihraç edildiğini söyleyen Nazlıaka, "Bu, gerçekten çok tartışmalı bir karardır. Yani CHP'de bir milletvekilinin ihracı bir oy farkla belirlenmiştir. Ancak bu süreç içinde bazı Yüksek Disiplin Kurulu üyelerinin son derece yanlı, ön yargılı olarak süreci yönettiklerine üzülerek şahitlik ettim" diye konuştu.
Kendisi ve avukatının, bu süreç içerisinde gerekli savunmaları yaptıklarını ve bilgileri aktardıklarını hatırlatan Nazlıaka, "İlk gün söylediğim sözlerimin arkasındayım. Yani olayla ilgili olarak, ilk gün 'Bu olay ismimin Aylin Nazlıaka olması kadar gerçektir' demiştim. Hala aynı şeyi savunuyorum" değerlendirmesinde bulundu.
"Ancak maalesef bu bazı önyargılı Yüksek Disiplin Kurulu üyeleri nedeniyle karar bu şekilde çıktı" ifadesini kullanan Nazlıaka, lehinde oy kullanan üyelere ise teşekkür etti.
Nazlıaka, "Bugüne kadar benim partideki karşılığımı, emeğimi, yüreğimi yok sayan ve aynı zamanda ne kadar anlatırsam anlatayım olayı, inanmak istemeyen yapıdaki bu kişileri ne yapsanız zaten ikna etmeniz mümkün değildi" görüşünü ileri sürdü.
Aylin Nazlıaka, şunları kaydetti:
"Ancak bu, bakıldığında benim siyasi hayatım açısından bir yol kazasıdır. Siyasette böyle yol kazaları olur. İhraç edilebilirsiniz, hapse girebilirsiniz, siyasetten men edilebilirsiniz, hatta canınızı verebilirsiniz. Ama önemli olan onurlu bir duruşa sahip olmak ve mücadeleden asla ve asla vazgeçmemektir. Ben gene mücadelemi ve onurlu duruşumu her zaman olduğu gibi sürdüreceğim. Siyasi faaliyetlerimi de gene sürdürmeye devam edeceğim. Hiç şüphesiz verilen bu karar siyasi bir karardır. Aslında bu karar, beni ön seçimle milletvekili yapan delegelerimizi de yok saymaktır. Gene bu karar, 81 ilde bana oy veren ve benim Parti Meclisine listeyi delerek girmemi sağlayan kurultay delegelerini de yok saymaktır."
"O ROZETİ YAKAMDAN SÖKSELER, YÜREĞİMDEN SÖKEMEZLER"
Tüm ezilenlerin ve haksızlığa uğrayanların vekili olduğunu dile getiren Nazlıaka, bundan sonra da nerede bir toplumsal olay olursa orada olmaya devam edeceğini söyledi.
Nazlıaka, "Bu gerçekten de hukuksuz bir karardır. Hukukun üstünlüğünü savunan bir partide böylesine hukuksuz bir karar verilmiş olması, parti tüzüğüyle bile illiyet bağı kurulmakta zorluk çekilerek, zorlanarak da olsa o bağ kurularak böyle bir kararın verilmiş olması elbette esef vericidir. Ancak ben bunu yargıya taşıyarak, tekrar partime dönmeye çalışacağım. Çünkü şuna inanıyorum, yanlış hesap Bağdat'tan döner. Onun için bundan sonraki süreç artık bir hukuk mücadelesine dönüşecek" dedi.
Aylin Nazlıaka, "Baştan beri aslında, özellikle muhakkik komisyonunun kurulduğu günden beri hiç şüphesiz bu olayla ilgili bir günah keçisi bulunmaya çalışılıyordu ve o ben olarak belirlenmiştim. Olayın tek sorumlusu ve tüm sorumluluğunu üstlenen yapılmaya çalışıldım" iddiasında bulundu.
Nazlıaka, şöyle devam etti:
"CHP, bu ülkenin kaderidir ve karakteridir. CHP, bir kültürdür, bir yaşam biçimidir ve bir duruştur. Bir günde CHP'li olunmadığı gibi bir günde CHP'li olmaktan da ihraç edilemezsiniz. Benim bu rozetim her zaman yakamdadır ve yakamda kalacaktır. O rozeti yakamdan sökseler, yüreğimden sökemezler. Şurası bir gerçek, beni CHP'den atabilirler, ama CHP'yi benden atamazlar. Ben gene partimde siyaset yapmak için dönme amacıyla mücadelemi sürdüreceğim ve bundan sonra da tüm CHP'lilerin, bana kendini yakın hissedenlerin, benden yardım isteyenlerin, 'Meclis'te sesimiz ol' diyenlerin, her koşulda vekili olarak aktif bir şekilde çalışmalarımı sürdüreceğim. Bunlar, beni mücadele hattımdan, yolumdan asla ve asla alıkoyamaz."
"YÜREĞİM YANIYOR"
"Yargı kararının olumsuz sonuçlanması durumunda yola nasıl devam edeceksiniz? Başka bir partide siyaset yapmaya düşünür müsünüz" sorusunu ise Nazlıaka, "Yargı kararıyla ilgili olarak şu anda bir yorum yapmak için erken diye düşünüyorum. Ben yuvamda, yani CHP'de siyasete devam etmek istiyorum" yanıtını verdi.
"Bu olayın dışında başka sebepler aramak gerekir mi" sorusu üzerine Nazlıaka, "Bu, siyasi bir karardır. Siyasi kararların arkasında birçok gerekçe olması şaşırtıcı olmaz" diye konuştu.
"Bugün o ismi açıklayacak mısınız" sorusunu ise Nazlıaka, "Bu şahısın kim olduğu zaten herkes tarafından biliniyor. Artık daha fazla bu konuda bir detaya girmek istemiyorum. Mağduru olduğum bir olayın aynı zamanda suçlusu haline getirilmeye çalışılıyorum. Elbette buna itiraz edeceğim" diye yanıtladı.
Üzgün olup olmadığı sorusu üzerine Nazlıaka, "Yüreğim yanıyor diyebilirim size. Ama burası benim evim, benim yuvam. Onun için yuvama geri döneceğim" ifadesini kullandı.
Basın toplantısı sırasında Nazlıaka'nın gözleri doldu.
