Sahip olduğu yazılı ve görsel medya organlarını bugüne kadar hep FETÖ, PKK, DHKP-C gibi terör örgütlerini aklamak için kullanan Doğan Medya, şimdi de Hürriyet üzerinden yayınladığı yalan röportajlarla kamuoyu üzerinde yanlış bir algı yaratmaya çalışıyor. Siyonist medya patronu Axel Springer'in Türkiye'deki iş birlikçisi Aydın Doğan'ın sahibi olduğu Hürriyet gazetesi, Türkiye'ye sığınan Suriyelilerle yaptığını iddia ettiği ama okuyunca kendi kurguları olduğu her halinden anlaşılan akla hayale sığmayacak yalan ifadelerle dolu skandal bir röportaja yer verdi.
İŞLERİ GÜÇLERİ DÜZMECE HABER
Gerçekleştirdiği düzmece röportajla kendi lehine bir algı yaratmaya çalışan Doğan Grubu, hem Türkiye kamuoyunda hem Suriyeli sığınmacılar nezdinde "vatandaşlık" verilme düşüncesini bir provokasyona dönüştürme çabası içine girdi. Suriyeli sığınmacılara Türkiye vatandaşlığı verilmesini "AK Parti'nin art niyetli" politikası şeklinde servis etmeye çalışan Hürriyet, Suriyeli olduğunu iddia ettiği kimliğini gizleyip ve fotoğrafını buzladığı bir kişinin manşetine taşıdığı açıklamalarında, Suriyelilere vatandaşlık verilmesinin oy kaygısıyla yapıldığı, sığınmacıların vatandaşlık vaadiyle kandırıldığı, onların oy deposu olarak düşünüldüğü, Türkiyenin derdinin onların yaşam şartlarının iyileştirilmesi olmadığı gibi tamamen art niyetli ve çarpıtılmış ifadelere yer verdi.
YİNE KAMUOYUNU KANDIRMAYA ÇALIŞTI!
Hürriyet'in "Türkiye'deki Suriyeli mülteciler" dediği ve Suriyeliler adına konuşturduğu bu kişilerin 40 yıllık Hürriyet yazarları gibi konuşmaları ve Doğan Medya'nın bu konudaki yayın politikasıyla birebir örtüşmesi nasıl bir algı kampanyası yaratmak istendiğini de gözler önüne serdi. Yalan ve düzmece haberler konusunda son derece maharetli olan Hürriyet yine apaçık bir şekilde okurlarını ve Türkiye kamuoyuna yalan söylemek bir sakınca görmedi.
Türkiye'deki milyonlarca sığınmacı adına konuşturulan ve Suriyeli oldukları iddia edilen seküler-laik eğilimlere sahip orta halli mültecilerin radikal Kemalistler gibi konuşmaları bu düzmece röportajla ilgili burunlara ziyadesiyle fazla pis kokuların gelmesini sağlıyor.
MİNİ ETEKLİ KIZIN FİKİRLERİNİ TÜM SURİYELİLERE MAL ETTİLER
Hürriyet, büyük puntolarla görmeye çalıştığı haberde kimliğini ve görüntüsünü saklama ihtiyacı hissetiği mini etekli bir öğrencinin sözlerinde de aradığı tüm soruların cevabını bulmuş. Suriyeli olduğunu iddia ettikleri bu mini etekli kızcağızın açıklamalarını milyonlarca Suriyelinin ortak fikriymiş gibi anında manşetine taşımakta da hiçbir sakınca görmemişler. Algı oyunları konusunda oldukça ustalaşan Doğan Grubu, manşete koydukları düzmece bir röportajla her zaman yaptıkları gibi yine görüneni değil görmek istediklerini okuyucuya dayatmaya çalışmışlar.
BU MİLLET SENİN OYUNUNA GELMEZ AYDIN BEY!
Kimliği ile görüntüsü son derece meçhul olan kişilerle yapılan röportajla kendilerince yeni bir tartışmanın fitilini ateşlemeye çalıştıkları her hallerinden anlaşılıyor. Ama yaptıkları şeytani hesaplar yine bozuldu tasarladıkları algı kampanyası Aydın Doğan ve yancılarının ellerinde patladı. Bu kaçıncı yalan haber bu kaçıncı iftira! Yeter artık bu kadar bozgunculuk! Yaptığın yalan dolan haberleri sen anca Almanlara alkışlatırsın bu millet senin oyununa gelmez artık aklını başına al Aydın Bey!
İşte Hürriyet'te yer alan o röportaj:
M.O.: Halkımı kullanmak istiyorlar
M.O. (24, üniversite mezunu)
Beş yıldır oturduğum Türkiye'ye öğrenci olarak geldim, uluslararası ilişkiler bölümünü bitirdim. Dört dil konuşuyorum, Türkçe de bunlar arasında. Savaş patlak verince ailem 'Geri dönme' dedi. Okulu bitirdim, şimdi ailemin yolladığı para ve yaptığım projelerle geçiniyorum. Ailem, geleceğimi İstanbul'da kurmamı istemiyor. Çünkü buradaki laik düzenin sallantıda olduğunu öngörüyorlar. Suriye'ye geri dönmemin bile daha güvenli olduğunu düşünüyorlar. İstanbul'u seviyorum, burada yaşamaktan da memnunum. Ama Erdoğan'ın halkımı kullanmak istediğini düşünüyorum. Türk vatandaşlığı önerseler, bunu istemem, kabul etmem. Çünkü tüm bu sürecin ardında bir art niyet olduğunu düşünüyorum. Eğitim seviyesi düşük ve dindar olan Suriyelileri Doğu ve Güneydoğu illerine yerleştirerek, oradaki Sünni-Alevi, Arap-Kürt dengesini değiştirmeye çalışıyorlar. Beş yıldır bu ülkede oturuyorum. Sevgim, bağım var Türkiye'ye karşı. Laik düzenin bozulması adına bu 'vatandaşlık' projesinin hayata geçmemesini dilerim. Hükümetin amacına bu kadar çabuk ulaşmasına, halkım sebep olmasın. İstenseydi coğrafi sınır koşulunu kaldırarak tüm mültecilere Türk vatandaşlarıyla eşit haklar sağlanıp, oy verme durumu hariç tutulabilirdi. Ama bu yapılmadı. Burada farklı bir plan var.