Sadece iki kişi uğraştı

DGM döneminde ‘Demir Savcı’ adıyla tanınan ve Gülen Örgütü’nün illegal yapılanmasını mahkemeye taşıyan Nuh Mete Yüksel o günleri anlattı: Emniyette sadece Osman Ak ve Cevdet Saral onlarla uğraştı. Bu iki kişi hariç hepsi Fetullah’ın yanında yer aldı

takvim.com.tr takvim.com.tr
Kaynak GAZETE
Giriş Tarihi :12 Ağustos 2016
Sadece iki kişi uğraştı

İÇİNDEKİLER

Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) döneminde Türkiye'nin en çok konuşulan soruşturmalarına imza atan "Demir Savcı" lakaplı Nuh Mete Yüksel, 2000'de hazırladığı Fetullah Gülen iddianamesinde, Gülen cemaatinin illegal yapılanmasını gözler önüne sermişti. Davası 8 yıl içinde beraatla sonuçlanan Yüksel, o günleri anlattı:

DEVLETİ ELE GEÇİRİN TALİMATI: Işık evlerinde gittikçe çoğalma, kendi tabiriyle bir gölleşme faaliyetine geçti. Bunun yanı sıra devleti ele geçirme çabasına geçti. İlk defa emniyetten başladı. Ondan sonra mülkiye, adliye, askeriye üzerinde yoğun bir çaba sarf etti. 'Buralarda güçleneceksiniz, çoğalacaksınız, buralarda devleti ele geçirecek güce erişinceye kadar mücadele edeceksiniz' diye talimatlar verdi. Bu talimatları o zamanlar piyasaya çıkan kasetlerde gördük, okuduk. 'Dünyayı elinize alacağınız güce erişinceye kadar, girişeceğiniz her hareket erkendir' dedi.

ÇOK TEHDİT ETTİLER

9. CEZA DAİRESİNİ ALMIŞLAR: Açtığım dava mahkumiyetle sonuçlandı. Ancak ceza tecil edildi. O zamana kadar çok iyi bir daire olan Yargıtay 9. Ceza Dairesi Fetullahçıların oyununa geldi ve kararı bozdu. Fetullahçılar davayı çökertmek için ellerinden geleni yaptı. Davaya katılanları korkutarak davadan çekilmelerini sağladı. Benim üzerimde de tabii baskılar oldu. Fakat ben artık her şeyi göze almıştım. Bütün tehditlere ve baskılara rağmen sonuna kadar götürdüm ancak esas hakkında mütalaa safhasında bizi aldılar oradan. Benim hiç ummadığım adamlar etkilendiler Yargıtay'da ama isim veremem.

DİNLEMEYİ YAPANLAR FETULLAHÇI: Hazırladığım iddianameyle ilgili "Tek kişilik örgüt mü olur, bu ne biçim dava, somut bir şey yok" şeklinde tenkitlerde bulunuldu. Bana göre terör eylemi vardı orada. Dinleme gerekiyordu. Dinlemeleri yoğunlaştırdık. Fakat gördüm ki dinlemeleri gerçekleştiren, arada gelip gidenlerin hepsi Fetullahçı. Onun üzerine dinlemeyi bıraktım.

MEVCUT KADROYLA OLMAZ: Mevcut kadroyla yapamayacağımı anlayınca o zamanki İçişleri Bakanı Rüştü Kazım Yücelen'e gittim, durumu anlattım. Çalışmam için başka birini görevlendirdi. Fakat o şahıs da fena halde ürktü. Jandarma Genel Komutanı Aytaç Yalman'a gittim. Jandarma Alay Komutanı'na emir verdi, 'Beraber çalışacaksınız, Mete Bey'in direktiflerini yerine getireceksiniz' diye. Ancak o zaman o süreçte de ben görevden alındım, bu iş bitti.

ÇOĞU EMNİYETÇİ YALAN SÖYLÜYOR

Piyasaya yayılan kendisinin konuşmalarını içeren kasetleri topladım. Bu arada onun eski talebesi olan bazı öğrencileri onun gerçek yüzünü görerek geldiler, davaya müdahil olarak katıldılar. Tanıklık yaptılar. Onlarla mesai yaptık. Rahmetli (Necip) Hablemitoğlu'nun kitaplarını okudum. Onun makaleleri çok nefis, zengin makalelerdi. Emniyetin içine epeyce yerleşmişlerdi. Osman Ak, yanlış hatırlamıyorsam Ankara Emniyet Müdürlüğü istihbarattan sorumlu emniyet müdür yardımcısıydı, Cevdet Saral da emniyet müdürlüğü yaptı. Bu grup samimi olarak soruşturmayı yaptı. Şimdi çıkıp ahkam kesiyorlar 'Biz soruşturma yaptık, biz bunu yaptık, şunu yaptık' diye. Bu yalan. O zaman söylediğim kişiler hariç hepsi Fetullah'ın yanında yer aldı. Çünkü Fetullah o zaman bayağı itibarlı bir kişiydi. Fetullahçı olmak demek, istikbalinin açılması, önündeki yollarının açılması demekti.