Fetullah Gülen, ABD'nin Pensilvanya'daki malikanesine saklandı. Ordudaki uzantıları 15 Temmuz gecesi darbe yapmaya kalkıştı. Ancak hainler demokrasi kahramanları sayesinde amacına ulaşamadı. Türkiye, Pensilvanya'daki ininde saklanan Gülen'in iadesi için yüzlerce dosyayı ABD'ye yolladı. Teröristbaşı Gülen iyice köşeye sıkıştı. Yıllarca masajını yapan psikolog ve refleksoloji uzmanı Esat Başaran ise Gülen'in malikanesinde tanık olduklarını TAKVİM'e anlattı. İşte Başaran'ın açıklamaları:
Hocanın yakınında bulunan kişiler ile sürekli sohbet halindeydim. Bu kişilerden duyuyordum. Gülen'in yeni hedefi ise Çin'di. Hocanın adamları bana "Çin'de çok güzel ve büyük binamız yapıldı. Hocaefendi Çin'e gitmek istiyor" diyordu.
Pensilvanya'daki malikaneye her hafta düzenli olarak uzun boylu, sarışın ve iri yapılı insanlar gelirlerdi. Bu kişiler ABD Gizli Servisi CIA'da görevli ajanlardı. Bu kişiler bazen sabah kahvaltısında gelirler ve öğleden sonraya kadar gitmezlerdi. Bazen de akşama kadar malikanede kalırlardı. O ajanlar Gülen'i ziyaret ettiğinde kimse odasından çıkamazdı. Tuvalete bile gidemezdik. Hep Cumaları geliyorlardı. Böylece güç gösterisi yapıyorlardı
Türkiye'den düzenli olarak iki ayda 8 ya da 10 kişilik çeşitli gruplar geliyordu. Bunlar bazen 3 gün, bazen bir hafta, bazen 10-15 gün kadar kalıyorlardı. Söz konusu gruplar ya asker, ya polis oluyordu. Ya da devlet memuruydular. Ben bu kişilere nereden geldiklerini sorduğumda "Sadece devlet görevlisiyim" diyorlardı. Sonradan öğrendiğime göre içeriden onlara "Sakın kendinizi deşifre etmeyin" diye tembihlemişlerdi. Bu ziyaretlerde gelen asker ve polislere ise rütbeleri veriliyordu. Ordu ve emniyet içindeki cemaatçilerin yükselmeleri böyle belirleniyordu.
Fetullah Gülen'den sonra örgütün başına Abdullah Aymaz'ın geleceğini çok iyi biliyorum. Bu bilgi kesindir. Çünkü tüm görüşler ve görüşmeler Abdullah Aymaz ile ilgiliydi. Ancak Pensilvanya'da herkes kendini bir numara görüyordu. İsmail Büyükçelebi, Doktor Kudret ve Nejdet Başaran da bu isimlerden bazılarıydı. Nejdet Başaran ise kendini beğenmişin tekiydi. Doktor Kudret ile Nejdet Başaran'ın odaları 3. katta karşı karşıya bulunuyordu. Ancak bunların hepsi birbirinin arkasından konuşuyordu. Bana birbirlerini kötülüyorlardı.
Gülen, devletin her kademesinden gelen kişilerle özel görüşür ve onlara talimat verirdi. Sadece siyasete değil büyükşehirlerdeki kentsel dönüşüme bile el atmıştı. Hatta kentsel dönüşüm ilgili bir önerilerde bulunurdu. Pensilvanya'da bir basın odası var. Tüm kamera görüntüleri ve fotoğraflar orada çekilir. Bir gün orada konuşma yapmadan önce Fetullah Gülen'in "Bu Fuat Avni kim?" dediğini duydum. Aslında numara yapıyordu. Çünkü kendi içindeki isimlerden bile sakladığı bilgiler vardı.
Fetullah Gülen için Ekrem Dumanlı adeta baştacıydı. Onu çok severdi. Pensilvanya'ya tam 39 kere gittim. Ekrem Dumanlı'yı orada en az 20 kere gördüm. Dumanlı, Gülen'in isteği üzerine hemen uçağa atlayıp ABD'ye gelirdi. Ancak Gülen, Hidayete Karaca'yı pek sevmezdi. "Bu herif çok şey biliyor. İleride bu konuşur" derdi. Dumanlı hemen hemen her ay gelirdi. Ama Gülen, Hidayet Karaca'yı 6 ayda bir çağırırdı. Gülen, STV'deki dizilere bile bizzat müdahale ederdi.
Gülen'in yanında himmet konuşulmazdı. "Para işleriyle ben uğraşmıyorum" derdi. Azarlardı. Ben orada iken işadamı Hazım Sesli ve eski milletvekili İlhan İşbilen gelmişti. Pensilvanya'ya fakir adam gelmezdi. Feto, kitaplarını bile para karşılığında imzalardı. İmza atacağı zaman "Ne kadar verdi, boşa imza yok" derdi.
ZARA 'MAKBER'İ OKUDU
ADINI DEĞİŞTİRECEK
ODADAN ÇIKMAZDI
ZEHİRLENMEKTEN KORKARDI
Başaran, 39 kez gittiği Pensilvanya'da Ekrem Dumanlı'yı en az 20 kez gördüğünü söyledi.
Pensilvanya izlenimlere göre Hidayet Karaca, örgüt içinde güvenilir bulunmuyordu.
ENES HER CUMA GELİRDİ
Hakan Şükür sık sık gelir, direktifler alır dönerdi. Enes Kanter de ben oradayken 4-5 kez malikaneye geldi. Özellikle cuma günlerini seçerdi. Bir keresinde menajerini de beraberinde getirmişti.
MEVLÜT YÜKSEL