Kılıçdaroğlu'nun 15 Temmuz FETÖ'cü darbe girişiminin olduğu gece yaşadıklarını Akşam'dan Murat Kelkitlioğlu köşesinde ele aldı.
İşte Kelkitlioğlu'nun "Tanka selam, VIP'den devam" başlıklı o yazısı:
15 Temmuz işgal girişimi sonrası bir süre adına 'Yenikapı' denilen birlik ruhuna sahip çıktığı düşünülen, ancak bir süredir fabrika ayarlarına dönen CHP ve genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun tavrını anlamakta güçlük çekiyorum. Özellikle OHAL ve bu kapsamda FETÖ ile mücadele için çıkarılan kanun hükmünde kararnamelerle (KHK) ilgili açıklamaları karşısında büyük şaşkınlık yaşıyorum.
İnanın, bunları söylemek, hatta haykırmak isterdim. Yani CHP ve liderinin son günlerdeki tavırlarını anlamakta güçlük çekmek, açıklamaları üzerine şaşkınlık yaşamak isterdim. Ancak, ne güçlük çekiyorum ne de şaşkınlık yaşıyorum.
Ne diyor Kılıçdaroğlu: "OHAL'in süresi, 15 Temmuz işgal girişiminin siyasi ayağı ortaya çıkmasın diye uzatıldı."
Sayın Kılıçdaroğlu'ndan daha çok istiyorum bu işin siyasi ayağının ortaya çıkmasını... Ancak, CHP liderine şu soruları sormadan da edemiyorum; "15 Temmuz'un siyasi aklı ortaya çıkmaya başladığında köşeye sıkışacak ilk parti CHP'dir. FETÖ militanlarıyla yapılan ittifaklar ortalığa saçılınca bunları nasıl açıklayacaksınız? Özellikle Deniz Baykal kaset komplosu ve sonrasında yaşananlara nasıl açıklama getireceksiniz? Birgül Ayman Güler ve Emine Ülker Tarhan'ın iddialarına ne diyeceksiniz? FETÖ projesi olan Karşı gazetesinin genel yayın yönetmenliğini yapmış Eren Erdem'i partinizden milletvekili yaptığınızın hesabını nasıl vereceksiniz?"
Bu işin bir boyutu…
Gelelim yazımın başlığındaki sorunun cevabına!...
CHP lideri, 15 Temmuz gecesini İstanbul'da Bakırköy Belediye Başkanı'nın evinde geçirdiğini daha önce açıklamıştı zaten. Benim anlatacağım ise, İstanbul Atatürk Havalimanı VIP salonuna indiği anda neler yaşandığı.
NEREDE TEPKİNİZ?
Tarih 15 Temmuz, saat 23.00-23.30 civarları…
Vatan hainleri havalimanını işgal etmiş, VIP salonunun önünde de bir tank konuşlanmış. Bu arada, CHP liderinin uçağı iniş yapıyor. CHP'nin İstanbul yöneticileri de Kılıçdaroğlu'nu karşılamak için VIP'e doğru yola çıkıyor. Salonun önünde konuşlanmış tankın içindekiler, partililerin araçlarını içeri sokmuyor. CHP'li yöneticiler bunun üzerine araçlarından iniyor ve asker bozuntularını selamlayarak VIP salonuna giriyor. Durum Kılıçdaroğlu'na anlatılıyor ve salondan nasıl çıkılacağının planı yapılıyor.
O sırada beklenmedik bir gelişme yaşanıyor ve salonun önündeki tank başka bir yöne hareket ediyor. Bunu fırsat bilen CHP'liler, genel başkanlarını da yanlarına alıyor ve hızla hareket ederek, tankın içeri almadığı araçlarına binerek olay yerinden uzaklaşıyor.
Yani ülkenin anamuhalefet partisi ve lideri, işgal veya darbe girişimine rağmen, ne derseniz kabulüm, orada bir açıklama yaparak yaşananlara tavır koymak yerine olay yerini terk etmeyi tercih ediyor.
Varın gerisini siz düşünün!