Efsane Türk işadamı Asil Nadir, yıllar sonra konuştu. aHaber'deki
YAZBOZ programında şok açıklamalarda
bulundu. Türkiye'de etkili bir gazete
sahibi de olan Nadir, o dönemdeki
medya patronlarının sır toplantılarını
anlattı. 1989'da Başbakanı Turgut Özal
ile medyanın önde gelen isimlerinin buluşmasında
tanık olduğu şok ayrıntıları
aktardı. İşte yılın röportajı:
Gazete sahiplerinin bir toplantısında
ilginç konuşmalar yaşandı.
Bir medya patronu bana, "Asil Bey, biz
bir balonun içindeki 7 iğneyiz. Balonu
patlatmadan hareket etmeliyiz" dedi. Bu
ifadelerin ne demek olduğunu anlamakta
güçlük çektiğimi söyledim. Daha basit
bir şekilde anlatmak istedi. Bu kez, "Asil
Bey, yani it iti ısırmaz" ifadesini kullandı.
"Siz kendinizi öyle görüyor olabilirsiniz.
Ancak ben öyle değilim" diye tepki gösterdim.
(Asil Bey'e it, iti ısırmaz diyen
kişi, Aydın Doğan'dır).
Kuşkusuz o dönem vatana ihanet
içinde olan işadamları, benim vatan
sevgimi daha da arttırdı. Dış güçlerle
birlikte hareket eden dönemin medyası
bana, yaralı balinaya saldıran köpekbalıkları
gibi saldırdı. Şunu net olarak
belirtmeliyim. Bana operasyon emrini
ABD verdi, İngiltere düğmeye bastı.
Türk medya patronları da onlarla birlikte
gerekeni yaptı.
Yıllar sonra İngiltere'ye döndüm.
İngiliz istihbarat servisleri MI5 ve MI6'nın
süper ajanları bana kumpas kurdu. Daha
sonra MI6 Başkanı olacak dostum bana,
"Seni öldürecekler" dedi.
Bu ajanlardan biri ABD'de kalp
krizinden öldü. Bana suçlamaları yönelten
masadan sorumlu kişi de beyin kanaması
geçirerek can verdi. Yargılandığım günlerde
Adalet Bakanı olan kişi, istifa etti. Kısa
bir süre sonra kalp krizinden öldüğünü
öğrendim. Şaşırmadım.
Türkiye'deki medya patronları
sürekli bana geliyor ve "Özal'a söyle,
fiyatları arttırsın" diyorlardı. Bir gün o
patronlar, Sayın Özal'ı bir yemeğe davet
etti. Ben de davet edilenlerden biriydim.
Özal'ın da olduğu yemekte o kadar çok
alkol aldılar ki hepsi sarhoş oldu. Hiçbiri
kendinde değildi. Bu tablo şaşırtıcıydı ama
maalesef gerçekti.
İngilizler'in 'Supergrass Register'
diye bir kitapları var. Ülkedeki hukuk
dışı faaliyetlerin detaylarıyla yazılı olduğu
bir kitap... Burada, ülkenin tüm hukuk
dışı çalışmaları var. Bana karşı hazırlanan
kumpas ekibinin başında da çok özel biri
bulunuyor. Öyle ki suç dosyasını bana
getirdiklerinde şaşkına döndüm. Şu anda
içinde bulunduğumuz bu büyük odayı
tamamen kaplayacak kadar fazla suçlama
var. Bana karşı operasyon üstüne operasyon
yapmaya başladılar. Yargıca karşı da
özel bir çalışma yaptılar.
Scotland Yard Emniyet Müdür
Yardımcısı Wyn Jones ile ekibimin baş
avukatı mahkemede suçsuz olduğumu
kanıtlamak için her şeyi yaptılar. Ancak
karşımdaki güç farklı düşünüyordu. Yargıç
bir ara, "
Ben suçsuzum" dedi. "Sayın yargıç,
sizden bir ricam var" dedim. "Nedir"
diye sordu. Ben de, "Ben suçsuzum cümlesi
bana aittir.
Yargıcın 'Ben suçsuzum' deme hakkı yoktur" cevabını verince
şaşırdı. Haklı olduğumu o da anladı. Ancak
mahkemeye baskı kurdukları açık bir
şekilde ortadaydı.
Daha önce, 1990'lı yıllarda beni
bitirmek için çok özel bir ekip iş başı
yaptı. İngiltere'nin istihbarat servisleri MI5
ve MI6'nın süper ajanları bana kumpas
kurdu. Yakın dostum, Muhafazakar Bakan
Michael Mates, "Seni öldürecekler. Sakın
otomobile binme" dedi... Şok yaşadım.
Akıllı olmakla cesaretli olmanın arasında
çok küçük bir çizgi vardır. Bunu düşünerek
ekibime artık Londra'dan ayrılmamız
gerektiğini söyledim.
İki küçük uçak hazırlandı. Çok gizli
bir tarlaya doğru yola çıktı. Tamamen benim
kurguladığım bir projeydi. Bir de her
ihtimale karşı, Fransa'da bir yer ayarladık.
Çünkü riskli bir uçuş olacaktı. Uçakların
geldiği haberini alınca yola çıktık. Çok dikkatli
bir şekilde tarlaya ulaştık. İki uçaktan
birini tercih ettim. Aynı anda iki uçak da
havalandı. Fransa'ya indim. Uçak değiştirip
Kıbrıs'a geçtim. Gece de annemle onun
meşhur çorbasını içtik.
HÜRRİYET'İ ALACAKTIM
Asil Nadir, kendisine yapılan operasyon nedeniyle çok önemli bir adımı atamadığını söyledi. Nadir, "O kumpası bana kurmasalardı. Türkiye'de Hürriyet'i satın alacaktım ve milli bir çizgide yönetecektim.
Önce Türkiye, önce Kıbrıs diyen bir medya oluşturmak için her şeyi yapacaktım. Dış güçler bana saldırırken, dönemin Ekonomi Bakanı Güneş Taner'in tavrı beni daha da üzdü. Çünkü rakip medyanın etkisi altında tavır alıyordu" dedi.
O AJANLAR CAN VERDİ
Kumpas kuran süper ajanlar, benimle irtibata geçti. KKTC'ye davet ettim. Hepsi, gerçekleri anlattı. O ajanlardan biri ABD'de kalpten öldü. Bana suçlamaları yönelten masadan sorumlu olan kişi de beyin kanaması geçirerek hayatını kaybetti. Yargılandığım günlerdeki Adalet Bakanı da istifa etti ve kalp krizinden can verdi.