"1996 yılında Amasya'da ortaokulda okurken AHİ Dershanesi'ne yarı burslu olarak gitmeye hak kazandım. İşçi emeklisi babam felçli olduğundan beni ücretsiz kabul ettiler. Daha sonra beni öğrenci evlerine götürdüler. Burada 'abi'lerle tanıştım.
Evlerde normal ders yapıyorduk. Ancak daha sonra dini motifler işlenmeye başlandı. Astsubay okulundan mezun olduktan sonra abiler aracılığıyla örgütle temasa devam ettim. 'Abi'lerle 15 günde bir evlerde bir araya gelirdik. Bu toplantılarda başka meslektaşlarım da bulunurdu. Gizli kalması istenen toplantılarda Gülen'in kasetleri izletilirdi. Maaşımın yüzde 5'ini ise himmet adı altında abiler aracılığıyla örgüte verdim. Darbe girişiminde bir görev almadım. Ama bu yapıyla daha önceden görüştüğüm ve sinsi emellerini göremediğim için pişmanım.
Darbecilerle kesinlikle bağlantım yok. Darbe girişiminden sonra 12 gün boyunca göreve devam ettim. Ümit Bak Albayı (tutuklu) tanımıyorum. Ondaki listede adımın niye yazılı olduğunu bilmiyorum. Terör örgütü olduğunu sonra anladık. Bizi kullanmışlar. Bunların ne kadar sinsi olduğunu göremediğim için çok pişmanım. 16 Temmuz sabahı bu darbenin bu yapı tarafından yapıldığını anladım. Gözaltına alındıktan sonra bildiklerimi anlatmazsam onların tarafında olacağımı düşündüm. Etkin pişmanlıktan yararlanmak istiyorum..."
DARBE ÖNCESİ TOPLANTI
Ankara'daki davada sanıklardan biri de Teğmen Bilal Tosun'du. Darbe karşıtlarına ateş eden ekipte yer alan sanık Tosun, 15 Temmuz'dan bir gün önce tatbikat var denilerek Sezgin Üsteğmen'in evinde toplandıklarını belirtti. Toplantıya katılan 8 kişinin içinde salondaki sanıkların da bulunduğunu söyledi. Bunun üzerine sanık Serkan Coşkun, Yakup Akkuş, Ramazan Kılıç, Uğur Demirtaş ayağa kalktı. Savunmasına devam eden Tosun, bu evden daha sonra ayrılarak Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı'na gittiklerini, burada silah ve teçhizat aldıklarını söyledi. Kendi araçlarıyla buradan ÖKK'ye geçtiklerini ifade eden Tosun, "Nizamiyenin önüne geldik. Helikopterden üzerimize ateş açıldı. Daha sonra nöbetçi subay Vural Volkan Bal gelerek, bizi içeri aldı ve 'Nizamiyede emniyet alın' dedi. Biz de havaya ateş açtık. Sabaha doğru da karargah bölgesine gittik. Üsteğmen Mihrali Atmaca'nın timi bizi derdest etti" dedi.