Başsavcı Alper'in ölümüne ilişkin yapılan haberler ve sosyal medyada yazılan mesajlar ile ilgili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen soruşturma çerçevesinde gözaltına alınan ve 15 Mayıs'ta tutuklanan Oğuz Güven hakkındaki soruşturma tamamlandı.
Soruşturma sonucunda İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Suçları Soruşturma Bürosu'nca hazırlanan iddianamede, Cumhuriyet gazetesine ait internet sitesinde 10 Mayıs'ta Denizli Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Alper'in trafik kazasında vefatına ilişkin ''İlk FETÖ iddianamesini hazırlayan Başsavcı Mustafa Alper'i kamyon biçti'' şeklinde çıkan habere ilişkin ''terör örgütü propagandası yapmak'' suçundan resen soruşturma başlatıldığı belirtildi.
Soruşturma kapsamında gazetenin internet sitesinin yayın yönetmeni şüpheli Güven'in tutuklandığı anımsatılan iddianamede, şüphelinin sosyal medya hesaplarının incelendiği, Güven'in 15 Şubat 2015 tarihinde ''Kandil'den sert tepki silah bırakma beklentisi boş'', 10 Mart 2015 tarihinde ''kandil'de KCK eş başkanları konuştu: Öcalan serbest olmadan silahlar bırakılmaz'', 15 Mart 2015 tarihinde ''Ya Apo Kandil'e Ya biz İmralı'ya'' şeklindeki cumhuriyet gazetesinin internet sitesinde yayımlanan haberlerin paylaşılarak terör örgütlerinin cebir, şiddet, tehdit içeren yöntemlerini meşru gösteren, teşvik eden, bildiri veya açıklamaların yayımlanması eyleminin gerçekleştirildiği öne sürüldü.
İddianamede, 5187 sayılı Basın Kanununun 11. maddesi gereğince, internet sitesinin genel yayın yönetmeni Oğuz Güven'in 10 Mayıs'ta yapılan haber kapsamında cezai sorumluluğunun bulunduğu vurgulanarak, kendisine ait sosyal medya hesaplarında Cumhuriyet gazetesinin internet sitesine ait haberlerin paylaşılarak terör örgütlerinin açıklamalarının yayınlanmasına ve eylemlerinin meşru gösterilmesine yol açtığı kaydedildi.
Güven'in ifadesine de yer verilen iddianamede, Güven'in ''Hız ve rekabet faktörleri ile sosyal medya yoluyla gelişen habercilik anlayışı içerisinde 'Başsavcı Musta Alper'in aracını kamyon biçti' yerine 'Başsavcı Mustafa Alper'i kamyon biçti' şeklinde haberin girildiği, yanlışlığın acele etmelerinden kaynaklandığını, hemen akabinde durumun düzeltilip 'Başsavcı Mustafa Alper kamyon kazasında feci şekilde can verdi' şeklinde giriş yaptıklarını, Başsavcı'nın vefatından duyduğu üzüntüyü başka bir haber kapsamında dile getirdiğini'' ifade ettiği belirtildi.
Konuya ilişkin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi maddeleri ile Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun kararlarına atıfların yapıldığı iddianamede, ''Düşünceyi açıklama ve yayma özgürlüğü Anayasa ve uluslararası sözleşme ile güvence altına alınmış bir hak olmakla birlikte, düşünce açıklamasının sınırsız olduğu söylenemez. Düşünceyi açıklamak suretiyle tüm ulusların lanetlediği terör övülemez ve terör örgütlerinin propagandası yapılamaz.'' denildi.
Mustafa Alper'in tüm yurtta 15 Temmuz darbe teşebbüsünden sonra yürütülen örgütle mücadele soruşturmalarının sembol isimlerinden olduğu, kanun gereği terörle mücadelede görev alan kamu görevlilerine özel önem atfedilerek koruma alanı çizildiği, bu kişilerin hedef gösterilmesinin, kimliklerinin doğrudan veya dolaylı olarak açıklanmasının cezai yaptırıma tabi olduğu vurgulanan iddianamede, soruşturma konusuyla ilgili şu değerlendirme yapıldı:
''Meydana gelen trafik kazasında şehit olan Başsavcı'yı, FETÖ silahlı terör örgütü ile mücadele kapsamında yürüttüğü soruşturmalar, düzenlediği iddianameler ve görevi gereği verdiği kararların neticesi olarak kamyonun biçtiği, bu şekilde görevi dahilinde yaptıkları, ölümünün sebebi olarak gösterilmiştir. Örgütle mücadelede görev yapan kamu görevlilerinin uğrayacakları akıbetin belirtildiği, kamuoyunda FETÖ'ye yönelik mücadelenin hassasiyetini ortadan kaldırmak, yapılan soruşturmaların neticesiz kalacağı algısını oluşturmak ve bu şekilde toplumda oluşan genel direncin kırılmasına yönelik olarak meydana gelen trafik kazasına ilişkin haberin aktarılmasında ''İlk FETÖ iddianamesi'' ''..biçti'' şeklinde ibarelere yer verilerek, örgütün eylemlerinin meşru gösterilip övüldüğü ve teşvik edildiği, sosyal medya hesapları üzerinden terör örgütü PKK/KCK'nın lideri kadrosuna ait tehdit, şiddet içerikli açıklamaların paylaşılarak örgütün eylemlerinin meşru gösterilmek istendiği, bu şekilde şüphelinin yaptığı paylaşımların basın özgürlüğü kapsamında kalmadığı anlaşılmıştır.''
İddianamede, şüpheli Oğuz Güven'in, ''terör örgütü propagandası yapmak'' ve "terör örgütünün yayınlarını basmak ve yayınlamak" suçlarından 2,5 yıldan 10,5 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılması talep edildi.
Başsavcıvekili Hasan Yılmaz tarafından onaylanan iddianame İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi.