Cumhuriyet nasıl FETÖ'nün kuklası oldu?

Terör örgütlerinin yayın organı gibi hareket eden Cumhuriyet'in, 2013 yılından bu yana aşama aşama FETÖ'nün kuklası haline nasıl dönüştüğü ortaya çıktı.

Cumhuriyet gazetesinin İstanbul'da görülen davasında, sanıklar yargılamanın muhalifleri susturmak için kurgulandığını öne sürse de, soruşturma aşamasında ortaya çıkan bilgi ve belgeler, gazetenin 2013 yılından bugüne kademe kademe ele geçirildiğini ortaya koydu. Yapılan araştırmada 02.04.2013 tarihli Cumhuriyet Vakfı seçimi ve 18.02.2014'deki Vakıf Yönetim Kurulu toplantılarının gazetenin FETÖ tarafından ele geçirilmesinin önünü açtı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına teslim edilen Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) raporunda da, gazete yönetiminin değiştirildiği seçimlerle eş zamanlı olarak FETÖ'nün kasası Kaynak Holding'in gazeteye mali destek sağlamaya başladığı kaydedildi.

LAİKLERİN KALESİ FETÖ'YE GEÇTİ
Ergenekon davası sanıklarından Cumhuriyet başyazarı İlhan Selçuk ve Vakıf Yönetiminde bulunan Prof. Dr. Aydın Aybay'ın vefatı sonrası gazete ele geçirildi. Bu operasyonun, 17-25 Aralık kirli yargı darbesi öncesi Ulusalcıların da desteğini almak için Cumhuriyet gazetesini, Taraf benzeri bir hale getirme amacıyla yapıldığı ifade edildi.

Süreç şöyle gelişti: "Cumhuriyet Vakfı resmi senedine göre, Vakıf Yönetim Kurulu'nda boşalan üyelik ve Vakıf Başkanlığı için seçim 6 Temmuz 2010'da yapıldı. Boşalan üyeliğe Şükran Soner aday olduğu halde İkinci Cumhuriyetçi Av. Akın Atalay ve Gülen cemaatine yakınlaşan Hikmet Çetinkaya, Soner'in karşısına başka bir aday çıkardılar. Ancak Şükran Soner bu seçimi kazandı. Bu seçimde Silivri'de tutuklu Mustafa Balbay, oyunu Soner lehine kullandı. Uzlaşma sonucunda Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Orhan Erinç, vakıf başkanlığına seçildi. Yönetim Kurulu üyesi Prof. Aydın Aybay'ın vefatı üzerine yeni bir kurul üyesi atamak üzere vakıf 2 Nisan 2013'te toplandı. Bu toplantıya Yönetim Kurulu üyesi İnan Kıraç, yurtdışında bir toplantıda bulunduğu için katılamadı. Bir mektupla oyunu belirtti. Balbay da hapiste olduğu için oyunu mektupla belirtti. Balbay'ın oyu sayıldı, İnan Kıraç'ın oyu sayılmadı.

MÜFETTİŞLER TEK TEK BELİRLEDİ
Ekim 2013'te yapılan toplantıda ise, "Yenilikçi" diye adlandırılan, Orhan Erinç, Hikmet Çetinkaya, Akın Atalay, İbrahim Yıldız ve Cüneyt Arcayürek'ten oluşan beş kişilik grup Alev Coşkun ve Şevket Tokuş'a oy vermediler. Yasalara aykırı olan bu durum çalışanları da rahatsız etti. Seçim sonuçları Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne şikayet edince müfettiş tayin edildi. Sonunda seçim iptal oldu.

Bu nedenle, 18.02.2014'de bu seçimin yenilenmesi için toplanan Vakıf Yönetim Kurulu'nda, o günün hukukçuları bir hukuka aykırı işlem daha yaptılar, toplantı yeter sayısı, salt çoğunluk olan 7 kişi olduğu halde, 6 kişi ile toplantıyı açtılar ve geriye kalan 6 kişiyi yönetim kurulundan iskat ederek yeni 6 üye seçtiler. Bu konu da yargıya taşındı ve Nisan ayında İstanbul 1. Asliye Hukuk Hakimi Muhsin Aylim, 1.5 yıldır devam eden davayı sonlandırdı ve bu vakıf seçiminin Vakıf Senedine ve yasaya aykırı olduğu için iptaline ve seçimlerin yeniden yapılmasına karar verdi.

KAYNAK HOLDİNG BAĞLANTISI
Cumhuriyet gazetesinden gelen kötü kokular üzerine MASAK'ta bir çalışma başlattı. Hazırlanan raporda gazetenin ele geçirildiği dönemle eş zamanlı olarak Kaynak Holding'den para akışı sağlandı. İcra Kurulu Başkanı Atalay, firari Can Dündar'ı getirerek yayın politikasını değiştirdi. Gazete bu dönemde FETÖ'cü hâkim ve savcıların istismarına uğradı. FETÖ ve PKK'nın kara propagandalarına destek veren haberleriyle dikkat çeken Cumhuriyet'e yönelik operasyonun arkasından olağandışı para akışı çıktı. İsmini açıklamak istemeyen eski bir Cumhuriyet çalışanı, gazetenin FETÖ ve PKK kontrolüne girmesini adım adım anlattı. Buna göre, 2014'te Cumhuriyet Vakfı İcra Kurulu Başkanlığı'na usulsüz genel kurulla gelen Akın Atalay'dan sonra gazeteye Kaynak Holding'den büyük miktarda para akışı oldu.

BALBAY: FETÖ'CÜLÜK SERBEST!
Cumhuriyet'in terör yandaşlarına peşkeş çekilmesine eski gazete çalışanları da tepki gösterdi. Eski Ankara Temsilcisi ve eski vakıf üyesi Mustafa Balbay 2016'da sosyal medya hesabından attığı bir tweette, "Cumhuriyet'te FETÖ'cülüktan Kürtçülüğe kadar her şey serbest, CHP milletvekili olarak yazı yazmak yasak.." ifadeleri ile serzenişte bulundu. Gazetenin Genel Yayın Yönetmenliğiden ayrılan İbrahim Yıldız da Can Dündar dönemine ilişkin, "Cumhuriyet teröriste terörist diyemiyor" dedi. Bir internet sitesine yaptığı açıklamada "Bizim dönemimizde her zaman teröre terör, teröriste de terörist derdik. Ama şimdi ne yapıyorlar? Bir dönem 'gerilla' dediler PKK'lı teröristlere şimdi de 'PKK'lılar' diyorlar. Halbuki 'PKK'lı teröristlerdir' onlar. Öyle demeleri lazım bu çok zor değil. Hâlâ öyle... Silah kullanan kişi teröristtir ve teröriste de terörist denir arkadaş. O konuda çok hatalılar. Dahası da var ama konuşmaya gerek yok" dedi.
Kaynak:Yeni Akit

GÜNÜN DİĞER HABERLERİ İÇİN TIKLAYIN
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.