İşte Melih Altınok'un bugünkü yazısı:
Petrol coğrafyası yangın yerinden farksız.
Mümkünse, ateş enerji geçiş güzergâhlarına da sıçratılmak isteniyor.
Böylece Fransa'nın kimseye sormadan bombalayıp yönetimsiz bıraktığı Libya gibi yolgeçen hanlarına çevrilecek altı hazinelerle dolu ülkeler...
Bir taşla iki hatta üç beş kuş vurulacak.
Hem o ülkelerle ticaret yapan, geçiş güzergâhındaki devletler de zayıflatılacak, az gelişmişlikleri sürekli kılınacak...
Hem ABD müesses nizamını ayakta tutan silah sanayisi çift vardiya yapmış olacak...
Hem de dolar hiç sorgulanmadan hâkimiyetine devam edecek.
ABD'nin 90'lardan beri uyguladığı stratejinin ekseni bu.
Eskiden tek bir kurşun atılsa yankısı üç gün dinmeyen sakin doğu şehirlerinde, bugün intihar saldırılarının sıradanlaşması da...
Ama bu durum uzun süredir bizim buraların rutini olsa da kaderi olmamalı artık.
Bence Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi'nin geçtiğimiz günlerde yaptığı bağımsızlık referandumu sonrası yaşananlar değişimin işaret fişeğiydi.
***
Zira herkes biliyor ki, bu bağımsızlık girişimi, Mesud Barzani'den ziyade ABD'nin uzun vadeli hedefinin bir ayağı. Washington'un düşük perdeden itirazlarının tek nedeni de Barzani'nin düğmeye basmakta biraz acele etmesi.İşte ABD'nin bu planı, Irak'ın yanı sıra Türkiye, İran ve Rusya gibi bölge devlerinin aynı yöndeki tepkileriyle karşılaştı.
Hatta Birleşik Krallık, İspanya ve Fransa da bu sonu görünen projeye karşı çıktılar.
Bu küresel yan yana gelişin anlamı şudur:
Tek kutuplu dünyadan, iki değil, çok kutuplu dünyaya geçiyoruz.
Artık dünya sahnesinde var olma mücadelesine aktif olarak katılan hiçbir devlet eskisi kadar kolay ikna olmuyor. İddia sahibi olan hiçbir lider, ABD'nin dünyanın stratejik noktalarındaki tasarruflarını sorgusuz sualsiz kabul etmiyor.
Çünkü AB, NATO, BM gibi "eski dünya düzeni"ne ait olan kurumlar ve dolayısıyla onları domine eden ABD'nin boyaları dökülmeye başladı.
Devletler ve yönetimler, ulusal çıkarlarını, 2. Dünya Savaşı kurumlarına tabi olarak korumanın mümkün olmadığını ilan etmekten çekinmiyor.
***
ABD için daha kötü olanı, daha önce "dışarıyı karıştıran unsurların" bu kez ülke için odaklanması.Çünkü yeni Başkan Trump bazı adımlar atsa da tam olarak uyum sağlayabilmiş değil sisteme. Ve yıllardır tıkır işleyen kara deliğin zamana hiç tahammülü yok, vakit kaybediyor.
Kentlerindeki çatışmalar ve son olarak Las Vegas'ta 58 kişinin hayatını kaybettiği konser katliamı bu perspektifin bir yansıması.
ABD medyası yaşam tarzı tartışmaları eşliğinde iç savaş senaryolarını konuşuyor.
Bakalım, kim galip gelecek ve ABD'deki bu sallantıda kimler ayakta kalacak?
Ama hangi odak galip gelirse gelsin ABD'nin efsanevi Başkanı Abraham Lincoln'ün şu sözünü aklından çıkarmamalı:
"Bazı insanları her zaman kandırabilirsiniz, herkesi bazen kandırabilirsiniz ama herkesi her zaman kandıramazsınız."
Ve yeryüzünde ABD tarafından kandırıldığını anlamayan çok az yönetim, devlet kaldı.
Yani oltasını atanın bir şeyler kaptığı dünya deniz kurudu. Herkes mahallesine dönmeli, geleceğini orada aramalı. Ötesi macera.