İİT Zirvesi sonrası Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Mahmud Abbas ve Genel Sekreter El Useymin açıklama yaptı. Uzn zamandır kendi içinde bölünen İslam dünyası Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çağrısıyla Kudüs için bir araya geldi.
Erdoğan, "Karar açıklanır açıklanmaz, bütün devlet başkanı kardeşlerime davet mektubu yolladım.Bugün Maduro'yu davet ettik, bakın sağolsun çıktı geldi. Venezuela neresi, İstanbul neresi? O bölgenin sesi olarak çıktı geldi, desteğini açıkladı.Ürdün Kralı 2. Abdullah da Arap Ligi Başkanı, o da bizi destekledi. Bugünkü toplantıya 30'u aşkın devlet başkanı ve meclis başkanı iştirak etti. Bunun dışında Dışişleri Bakanları da buradaydı. Bunların haricinde Filistin ile ilgili gayretleriyle öne çıkan ülkelerden buraya katılan ülkeler de oldu. Ben Kudüs konusundaki bu vahdet tablosunun herkese örnek olmasını diliyorum ve bir kez daha kalpten teşekkür ediyorum." dedi.
Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle;
İİT'nin varlık gayesi, Kudüs'ün kutsiyetinin ve tarihi statüsünün varlığının muhafazasıdır. Bugün de anlamlı ve kritik bir toplantıo gerçekleştirdik. Bu tarihi zirveyle bir kez daha Kudüs'ün sahipsiz olmadığını tüm dünyaya gösterdiğimize inanıyorum.
ABD ARTIK ARABULUCULUK YAPAMAZ
ABD Başkanı Trump'ın Kudüs açıklamasının ilk işaretlerinin gelmesinin ardından İİT dönem başkanı olarak büyük çaba sarf ettik. Bu kararın gayrı meşru ve kabul edilemez olduğunu, barış çabalarını sekteye uğratacağını ve fanatiklerin ekmeğine yağ süreceğini de anlattık. Bundan böyle taraf olan bir Amerika'nın artık İsrail-Filistin arasından arabuluculuk yapması diye bir şey olamaz. Arabuluculuk konusu üzerinde durmamız gerekiyor. Gerekirse BM'de bunu gündeme getirmemiz lazım.
TEZGAH HEP İSRAİL'E ÇALIŞTI
Bugüne kadar alınmış birçok güvenlik konseyi kararları var.Alınan hiçbir karara İsrail uymamıştır ama tezgah da hep İsrail'e çalışmıştır. Bu toprakların gerçek sahibi Filistin'dir. 1947'de İsrail neyse şimdi de Filistin o hale getirilmiş durumda. Trump efendi tamamının İsrail'in olmasını istiyor. Toprakların gerçek sahibi Filistin'dir. İsrail neredeyse toprakların tamamına yerleşmiş durumda bununla da doymuyor tamamını alma gayreti içinde. Evanjelist ve siyonist mantığın ürünüdür bu karar. İİT'nin yöneticileri olarak buradaki duruşumuzu kararlı şekilde sürdürmemiz gerekiyor. Bu duruşu 'Kudüs kırmızı çizgimizdir' diyerek tüm dünyaya ilan ettik. Kararın hükümsüz olduğunu ilk günden beri ilan ediyoruz. Bu mantık Sultan Abdülhamit'e yaptıramadıklarını şimdi yapmak istiyorlar. Bizler bu duruşumuzu kararlı bir şekilde sürdürmemiz gerekiyor. Amerikan Yönetimi tüm ikazlara rağmen ahlak, mantık dışı açıklamasını yaptı. Trump'ın ilan ettiği bu kararın bizim için bir kıymeti yoktur. Kendi çalar, kendi oynar.
Papa'yla yaptığımız açıklamalar örtüşüyor. Trump'ın kararının ardından tüm kardeşlerime davet yolladım, diğer ülkeleri de davet ettim. Bugün burada Venezuele Devlet Başkanı Maduro'da var. Venezuela nere İstanbul nere sağ olsun çıktı geldi. O da burada desteğini açıkladı. Kudüs'teki mukaddes mekanların hamisi konumunda olan Ürdün Kralı 2. Abdullah da desteğini açıkladı. Bugünkü zirveye 30'u aşkın devlet başkanları ve meclis başkanları da teşrif etti. Dışişleri bakanlarıyla beraber 50'yi aşkın katılım oldu.
Bugün Maduro'yu davet ettik, bakın sağolsun çıktı geldi. Venezuela neresi, İstanbul neresi? O bölgenin sesi olarak çıktı geldi, desteğini açıkladı.
Ürdün Kralı 2. Abdullah da Arap Ligi Başkanı, o da bizi destekledi. Bugünkü toplantıya 30'u aşkın devlet başkanı ve meclis başkanı iştirak etti. Bunun dışında Dışişleri Bakanları da buradaydı. Bunların haricinde Filistin ile ilgili gayretleriyle öne çıkan ülkelerden buraya katılan ülkeler de oldu. Ben Kudüs konusundaki bu vahdet tablosunun herkese örnek olmasını diliyorum ve bir kez daha kalpten teşekkür ediyorum.
Bugün zirveden önce Dışişleri Bakanları toplantısı yapılarak, nihai bildiri için çalışma yürütüldü. İİT'nin bugünkü zirvesi tarihi bir mesajtır. Hatada ısrar etmenin kimseye faydası yoktur. Amerikan makamlarının bu karardan derhal dönmesini bekliyoruz. Zirvenin Kudüs'le dayanışma için birlikte hareket temasıyla yapılması bir kararlılık göstergesidir. Burdan bir ittifak doğmuştur. Özellikle 1980 yılının 4870 sayılı kararı hatırlattık. Güvenlik Konseyi üyelerinin itibarsız hale getirildiği bir sisteme kimsenin güvenmesi beklenmemelidir. ABD Başkanı, altında ABD'nin de imzası olan bir kararı nasıl yok sayar? Sen tek başına böyle bir kararı nasıl alıyorsun?
El Useymin: Burada bütün katılımcı ülkeler çözümün iki devlet temelinde olabileceğini ifade ettiler. Uluslararası teşkilatlarla da bu kararımızı paylaşacağız. Öte yandan bütün dünya ülkelerine Filistin'i tanıma çağrısı var. Diğer bir mesele de Kudüs halkının ekonomik anlamda, insani anlamda ve her alanda desteklenmesi konusu vardı.
Mahmud Abbas: Bizler, bu zirveye Erdoğan'ın davetiyle geldik. Konumuz çok önemli. ABD'nin büyükelçiliği Tel Aviv'den Kudüs'e taşıma kararını aldıktan sonra Kudüs'ü de İsrail'in başkenti olarak tanıdıktan sonra bizim açımızdan ve BM'ye göre aykırı olduğu için bu toplantıyı yaptık.
ABD'de kendine de aykırı olarak davranıyor. Bu da Filistin meselesi çözülmeden büyükelçiliğin taşınmayacağı yönündeydi. Bu da uluslararı kurullara aykırı bir karardı. Dünyada her yerde protestolar oluştu. Bütün toplum kesimleri buna tepki gösterdi. Özellikle de BM Güvenlik Konseyi'nin 14 üyesi ABD dışında buna tepki gösterdiler. Bu durumda bizim eyleme geçmemiz gerekiyordu. Sayın Erdoğan'ın gerçekleştirdiği bu zirveyle bu hareketin ilk adımını atmış olduk.
Bizler kendi açımızdan şunu net bir şekilde ifade ettik: Filistinliler olarak ABD'yi ara bulucu olarak kabul edemeyiz. Çünkü tarafsızlığı yitirdiler. Artık biz Güvenlik Konseyi'ne kararın iptali için başvuruda bulunacağız.
Gerçekten çok kısa bir sürede hamdolsun çok güçlü bir zirve toplantısı yapıldı. Ben Kudüs konusunda bu vahdet toplantısının herkese örnek olmasını diliyorum.
Zirvede hazırladığımız Kudüs'e Özgürlük deklerasyonumuz yayınlandı. Amerikan makamlarının bu kararından dönmesini bekliyoruz. Buradan bir ittifak doğmuştur. İstanbul Deklarasyonu'nda BM'nin aldığı 478 sayılı kararı hatırlattık. Sayın Başkan altında ABD'nin de imzası olan bir kararı nasıl yok sayar. Kudüs'ün kararı kandan beslenen bir ülkenin ellerine bırakılamaz. 15 yaşında çocuğu 20 tane askerin nasıl gözaltına aldığını görüyoruz. Down sendromlu bir çocuğu işkence yaparak gözaltına alıyorlar.
Ben şu anda nereyi anlatıyorum: İsrail. Ey Trump, sen burayı mı savunuyorsun? Ben artık normal karşılamaya başladım. DEAŞ'a karşı YPG'yi destekleyen Trump zihniyeti bunu da yapar.
Biz Kudüs mücadelemizi sürdüreceğiz. İsrail, aleyihnde alınan onca karara rağmen yasadığı iskan faalliyetlerini sürdüyüyor. ABD'nin Kudüs açıklamasının şehrin kadim kararına da aykırı olduğu ortadadır. Kudüs'e sahip çıkmanın bölgemizde mihenk taşı olduğunun altını çizdik.
BM başta olmak üzere uluslararsı alanda Filistin'e sahip çıkmaya devam edeceğiz. Müslümanlar olarak tüm imkanlarımızı seferber edeceğiz.
Filistin'i tanımamış ülkelere tanımaları çağrısında bulunyorum. Bizim için Filistin'in başkenti Kudüs'tür öyle de kalacaktır. Buradan Filistinli kardeşlerimizin çabalarına desteğimizi yineliyoruz.