O gece kulede neler yaşandı?

15 Temmuz darbe girişimi sırasında İstanbul Atatürk Havalimanı'nın işgaline yönelik hazırlanan iddianamede, darbeciler tarafından kısa süreliğine ele geçirilen Hava Kontrol Kulesi'nin şefi Enver Yavuz'un çarpıcı ifadeleri yeraldı.

takvim.com.tr takvim.com.tr
Giriş Tarihi :22 Aralık 2017 , 00:00 Güncelleme Tarihi :22 Aralık 2017 , 15:21
O gece kulede neler yaşandı?

İÇİNDEKİLER

Yavuz, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın saat 07.40'a kadar darbecilerin helikopterli tehditi altında havalimanında beklediğini ve hava trafiğine ilişkin yürütülen operasyonun bizzat başında olduğunu söyledi.

"KULEYE GELEN ALBAY, 'TÜM UÇAK KALKIŞLARINI DURDUR' DEDİ"
İddianameye yansıyan ifade şöyle; "Bizim görevimiz, havalimanına gelen ve ayrılan uçakların yönlendirilmesini yürütmektir. Saat 23.35 sıralarında kuleye iki polis bir güvenlikçi ve 6-7 kadar askeri personel geldi. Albay olduğunu tahmin ettiğim bir kişi, 'Ülkemizin huzur ve refahı için ordu yönetime el koymuştur. Görevleriniz şu an itibarı ile bitmiştir' dedi. Ben durumu hemen nöbetçi meydan müdürüne ilettim. Bana 'sakin olun görüşmeler yapıp size döneceğim' deyince kapatıp haber beklemeye başladım. Bu arada Albay sürekli telefonla konuşarak talimat alıyordu. Saat 23.45 sıralarında bana 'Tüm uçak kalkışlarını durdur' dedi. Ben görevli arkadaşa kalkışları durdurmasını söyledikten sonra hemen başmüdürümüze bilgi verdim. Daha sora Albay gitti, yerine bir binbaşı ile bir grup asker geldi. Binbaşı da, dış hatlar hariç tüm iniş kalkışların durdurulmasını istedi."

"POLİS GELİRSE ÇATIŞMA ÇIKACAK, HALK GELİRSE DE TOPUKLARINA SIKACAĞIZ"
"Ben yine müdürlerime bilgi verdim. Saat 01.00 sıralarında halk bulunduğumuz kulenin önünde kalabalıklar oluşturmaya başladı. Binbaşı orada bulunan askerlerine 'Hazırlıklarınızı yapın catışma çıkabilir. Polis gelirse çatışma çıkacak, halk gelirse de topuklarına sıkacağız' dedi. Polisler kapıya gelerek askerlerden teslim olmalarını istedi. Askerle ikna olmadılar. Bir anda ortam gerildi. Saat 02.00 sıralananda askerle havaya 3 el ateş actı. Saat 02.10 sıralarında ise oraya gelen polisler askerleri ikna etti ve askerler silahlarını teslim ettiler. Bu arada halk kuleye çıkmaya başladı. 03.00 sıralarında ise ismini bilmediğim bir milletvekili ve vali kuleye gelerek halkı sakinleştirdi. Biz de çalışma masalarımıza döndük."

"CUMHURBAŞKANININ UÇAĞI İNDİKTEN SONRA İKİ JET ALÇAK UÇUŞ YAPMAYA BAŞLADI"
"Genel Müdür Yardımcımız, Cumhurbaşkanımızın uçağının geleceğini haber vererek pistin durumunu sordu. Ben hemen kontrol araçları göndererek pistin ve park yerinin kontrol etmesini sağladım. Saat 03.18 'de Cumhurbaşkanımız havalimanıma iniş yaptı. Uçak inerken kule ile normal prosedür dışında konuşma geçmedi. Saat 03.40 sıralarında iki adet askeri jet geldi ve havalimanı üzerinde alçak uçuşlar yapmaya başladı. Saat 05.00 kadar bu şekilde uçmaya devam ettiler. Ses hızına çıktıkları anda ise supersonik patlama dediğimiz bomba sesine benzeyen ve halkta büyük paniğe yol açan patlamalar yapıyorlardı."

"İKİ SİLAHLI HELİKOPTER DEVLET KONUK EVİ ÜZERİNDE UÇMAYA BAŞLADI"
"Saat 06.50 de ise Hava Harp Okulundan 2 adet helikopter kalktı ve ikisi de silahlıydı. Birincisi 5. pist üzerinde beklerken diğeri havalimanı ve devlet konuk evi üzerinde tehditkar bir şekilde silahı göstererek uçmaya başladı. Bu sırada Cumhurbaşkanımız da devlet konuk evinde idi. Ben hemen Genel müdürümüze bilgi verdim. Müdürümüzde o sırada Cumhurbaşkanımızın yanında idi, dolayısıyla kendisine de durum hakkında bilgiler veriyordum. Ben bu helikopterlere hemen acil durum frekansımdan 'kimliklerinin tehlike yarattığını ve hemen buradan ayrılmaları gerektiği' yönünde anonslar yaptım. Bu anonslarımın hepsini Cumhurbaşkanımız, açık olan telefondan duymuştur. Helikopterler saat 07.40 kadar sürekli olarak iniş kalkış yapmaya devam ettiler. Saat 07.50 de ise Eskişehir'den kalkan iki adet jet havalimanına yaklaştı. Jetler bilgi dahilinde kalkmıştı ve Kütahya radarının kontrolündeydi"

"CUMHURBAŞKANI TELEFONU ALARAK BANA...."
"Jetler ile ilgili bilgi vermek üzere müdürlerimi aradığım da Cumhurbaşkanımız telefonu kendisi alarak bana 'Hava sahasına giren dost jetleri İstanbul hava sahasında kalsın ve bölgeyi terk etmesin' talimatı verdi. Ben de bu talimatı ilgili birimlere aktardım. Bu andan sonra hiçbir olumsuzluk olmadı"

İSTANBUL HAVA TRAFİK KONTROLÜ 2 KEZ EL DEĞİŞTİRDİ
İddianamede, darbe grişimi gecesi İstanbul'un hava trafik kontrolünün iki kez Ankara'yla el değiştirdiği bilgisine de yer verildi. İstanbul Atatürk Havalimanı Başmüdürlüğü Hava Trafik Kontrol merkezinde Hava Trafik Kontrolörü olan Elvin Bahçecik'in verdiği tanık beyanında olay şöyle gelişti; "Görev yerim hava kontrol kulesinin bulunduğu SMART binasında ara katta bulunmaktadır. 23:45 sıralarında kule şefi Enver Yavuz beni aradı. Kuleye askerlerin geldiğini ve kalkışların durdurulduğunu söyledi. Durumu meydan amirine ilettim. Bir saat sonra tekrar kule şefi aradı. 'İç hat uçuşlarının kesildiğini yalnız dış hatların kabul edileceğini söyledi. Ben de 'yakındaki uçakları alabilir miyiz?' diye sordum. 'olmaz' dediler. Gelişleri İstanbul dışına yönlendirdim. Ankara ACC'ye (Türkiye Hava Trafik kohtrol merkezi) haber verdim. 00:50 civarında SMART binası önündeki halk kalabalığı çoğalınca hava trafiğini Ankara'ya devrettim. Bir müddet böyle bekledik. 02:10 civarında Ankara, hava sahasının karıştığını söyledi. Trafik kontrolünü geri devrettiler. Bu sefer 03:30 sıralarında havalimanında patlama sesi tarzında bir ses duyduk. Ancak bunun daha sonra jetlerin cıkarttığı sesler olduğunu anladık. Hava trafiğini bombalı saldırı olabilir gerekcesiyle tekrar Ankara'ya devrettik. 05:10'da durumun yatışması nedeniyle tekrar kontrolu Ankara'dan geri aldık."

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'IN UÇAĞINI İSTANBUL'A NASIL İNDİRDİKLERİNİ ANLATTILAR
Hava trafik kontrolörü Özer Ahmet Özermen de verdiği tanık beyanında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın uçağının Atatürk Havalimanı'na ne şekilde indirilidiğini anlattı. Hava sahasında bulunan uçakların iniş ve kalkışlarını sağlamakla görevli olduğunu anlatan Özermen, şunları kaydetti; "Cumhurbaşkanının uçağının Dalaman'dan İstanbul istikametine kalkış yaptığını radar ekranından takip ettik. Ancak bu trafik, Ankara Hava Trafik Ünitesi'nin (ACC) kontrolündeydi. Cumhurbaşkanının uçağının Çanakkale Biga üzerinde beklemede olduğunu takip ettik. Kule şefi tarafından yaklaşma ofisi arandı. Kule bana, Cumhurbaşkanının uçağının Atatürk Hava Limanına mı. Yoksa Sabiha Gökcen'e mi? iniş yapacağını sormamı istedi. Ben de Ankara Hava Trafik Kontrolunü arayarak uçağın niyetinin sorulmasını istedim. Ankara, uçakla irtibata geçerek pilotun Atatürk Hava Limanına inmek istediğini belirtti. Bunun üzerine İstanbul yaklaşma frekansıyla uçağın pilotuyla temasa geçtim. Pilota kulenin bana vermiş olduğu apron ve kule içerisindeki son durumları ilettim. Ayrıca Atatürk Hava Limanı üzerindeki tanımsız olan ve surekli dalış ve tırmanış yapan temasımız olmayan askeri uçakların pozisyonunu ve durumunu ilettim. Pilot, iniş isteğini belirtince, kendisine 35 sol pistine iniş yapabilmesi icin gerekli hava trafik hizmetini sağladım. Uçak son yaklaşma safhasına geldiğinde kule frekansına gecmesini söyledim ve kule tarafından iniş başarılı bir şekilde gercekleştirildi.