DÜNYANIN ENERJİ KAYNAĞI OLMAYA ADAY
Sultansoy, toryum reaktörlerinin 2030'lu yıllarda dünyada ana enerji kaynağı olmaya aday olduğunu vurguladı. Toryumun uranyuma göre bir avantajının da dünyada daha yaygın bir coğrafyada bulunması olduğu belirtiliyor. Buna göre uranyumdan üç kat daha fazla toryum var. Toryumun bu kadar bol miktarda bulunmasının da gelecekte toryum yakıtlı nükleer reaktörler açısından yeni alternatifler sunması bekleniyor. Bununla birlikte, toryumun radyoaktif doğasından kaynaklanan sağlık ve çevre sorunlarının, toryum pazarının büyümesini engellemesi de öngörüler arasında.
DEPOLAMA SORUNLARI DEVAM EDİYOR
TENVA'nın, "Türkiye'de Toryum: Enerji, Ekonomi ve Siyasette Fırsatlar" başlıklı raporunda, hızlandırıcı sürümlü toryum sistemlerinin, geleneksel reaktörlerde oluşan nükleer atıkların bertaraf edilmesi için imkân sağladığı savunuluyor. Raporda, "Uygun yakıt tasarımı sayesinde, toryumun tamamı reaksiyona sokularak güç üretimi gerçekleştirilebilir. Hâlbuki uranyum temelli reaktörlerde, uranyumun ancak yüzde 10 kadarı kullanılabiliyor ve geri kalan kısmı atılmak zorunda kalınıyor. Bu tip toryum reaktörlerinde açığa çıkan atığın bir sorunu özellikle yan ürün olan U-233'ün sebep olduğu sert gama ışınları gibi zararlı ışınların çıkması ve depolama konusundaki sorunlardan bazılarının devam ediyor olması" deniliyor. Toryum rezervlerine ilişkin değerlendirmeler ise şöyle: "MTA'ya göre Türkiye'deki kanıtlanmış toryum rezervi 380 bin ton. OECD ve UAEA'ya göre ise Türkiye'deki toryum rezervi asgari 744 bin ton olup Türkiye, Hindistan'dan sonra ikinci büyük toryum rezervine sahip."