Erdoğan: İşgalci ve sömürgeci olmadık

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Antalya 6. Olağan İl Kongresi'nde konuştu. Türkiye'nin bölgeye huzur getirmek için başlattığı Zeytin Dalı Harekatı'na toprak işgali olarak gören Batı'ya sert yüklenen Erdoğan: "Biz işgalci, sömürgeci olmadık tarih boyunca. Bize yanlış yapanların tarihi sömürgecilikle doludur. Onlar katliamcıdır. Önce onlar bunun hesabını versinler." dedi

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "780 bin kilometrekarenin her bir karışında huzur ve emniyet içerisinde eğer hayatımızı devam ettirebiliyorsak, bunu önce Allah'a sonra şehitlerimizin fedakarlığına borçluyuz." dedi.

Erdoğan, Antalya Spor Salonu'nda düzenlenen partisinin "Antalya 6. Olağan İl Kongresi"ndeki konuşmasında, kongrenin teşkilat, şehir, ülke, millet ve demokrasi için hayırlara vesile olmasını diledi.

Antalya İl Teşkilatı'nın tüm mensuplarına, kurulduğu günden bugüne kadar partinin çatısı altında hizmet etmiş, ter dökmüş herkese fedakarlıklarından ötürü şükranlarını sunan Erdoğan, "Şüphesiz AK Parti'nin bugünlere gelmesinde onların çok büyük katkısı ve emeği bulunuyor. Bir kez daha vatanımız, bağımsızlığımız, milletimizin geleceği için canlarını feda eden tüm Antalyalı şehitlere Rabbim'den rahmet niyaz ediyorum." ifadesini kullandı.

Erdoğan, şehitlerin ailelerine sabır, gazilere Allah'tan sağlıklı ve uzun ömürler dileyerek, onları Antalyalı Osman Yüksel Serdengeçti'nin "Cenk Türküsü" isimli şiirinden şu dizeleri okuyarak yad etti:

"Dedem kayıp olmuş Yemen çölünde. Amcam şehit oldu urum elinde. Babamın ruhu Çanakkale'de. Beşikte bırakmış beni pederim. Elimde süngüm cenge giderim. Mübarek kaza, cenk, düğüş, sefer. Böyle buyurmuş ulu peygamber. Demiş ki; 'Yurt için can veren erler. Mahşerde benimle beraber.' Tanrının buyruğu buna ne derim. Elimde süngüm cenge giderim'. Canlandı gözümde yeniden mazi. Ölürsem şehidim kalırsam gazi."

"GÖZLERİNİ KIRPMADAN ŞEHİT OLAN O CENGAVERLERE BORÇLUYUZ"
Onların terörle mücadeleden 15 Temmuz'a, El Bab'tan Afrin'e kadar sınırların içinde ve dışında kahramanlıklarıyla tarih yazdıklarını vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Onlar tıpkı Çanakkale'yi yedi düvele dar eden ecdatları gibi devletlerimizin, devletimizin bekasına kast eden alçakları yurdumuza asla uğratmadılar. Şayet bugün, minarelerimizden yükselen 'Allahuekber' nidaları gök kubbeyi süslüyorsa, bayrağımız yurdumuzun dört bir yanında gururla dalgalanıyorsa bunda en büyük pay şehitlerimizindir.

Bu topraklar Malazgirt'ten, 1071'den beri önce saldırıya, ihanete ve pusuya rağmen halen İslam'ın kalesiyse, bunu gözlerini kırpmadan şehit olan o cengaverlere borçluyuz. Şunu unutmayın, biz bugüne kadar beşer planında hiçbir gücün karşısında eğilmedik. Biz, sadece ve sadece Allah'ın huzurunda rükuda ve secdede eğildik. Bundan sonra da eğilmeden istikamet üzere yolumuza devam edeceğiz."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "780 bin kilometrekarenin her bir karışında huzur ve emniyet içerisinde eğer hayatımızı devam ettirebiliyorsak, bunu önce Allah'a sonra şehitlerimizin fedakarlığına borçluyuz." dedi.

"DİN, İLİM, AHLAK VE ADALET BİZİ AYAKTA TUTAN TAŞIYICI SÜTUNLAR"
Antalya'yı 5 Mart Pazartesi günü idrak ettiği fethinin 811. yılı dolayısıyla ayrıca tebrik eden Erdoğan, 8 asır önce bu toprakları İslam'la müşerref kılan Selçuklu Sultanı Birinci Gıyaseddin Keyhüsrev'i ve onun kahraman askerlerini de minnet ve şükranla andı.

Erdoğan, Antalya'nın asırlardır yetiştirdiği alimlerin, kadıların, hocaların ve devlet adamlarıyla medeniyetin en önemli karargahlarından birisi olduğunu söyledi.

Birçok ilim ve gönül erbabının bu toprakları ilim, hikmet ve aşkla yoğurduğunu belirten Erdoğan, şunları kaydetti:

"Antalya'nın aynı geleneği bugün de sürdürdüğünü görmekten büyük bir memnuniyet duyuyorum. Nasıl kökleriyle bağı kopan bir ağacın ayakta kalması mümkün değilse medeniyet değerleriyle bağı zayıflayan bir milletin de varlığını sürdürmesi mümkün değildir. Din, ilim, ahlak ve adalet bizi millet olarak ayakta tutan taşıyıcı sütunlardır.

Bu millet, asırlar boyu ilahi kelimetullahı ve bunun sancaktarlığını yapmış bir millettir. Bu millet, Efendimize hürmeten ordusuna 'Muhammed' dememiş, 'Mehmetçik' ismini verecek kadar Peygamber aşığı bir millettir. Niye 'Muhammed' demedi? Olur ya. Orada 'Muhammed'e, sevgili Peygamberimize yakışmayacak bir harekette bulunur diye, 'Muhammed' ismini kullanmamış."

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Şu anda Mehmetçik'imiz Afrin'e yürüyor, Afrin'e girdi giriyor." dedi.

"Biz 3 kıta, 7 iklimde cenk meydanlarını 'Allah Allah' nidalarıyla inletmiş bir ecdadın torunlarıyız. Biz Kudüs'e, Mekke'ye, Medine'ye hizmetkarlık yapmayı en büyük paye gören, en büyük şeref kabul eden bir milletin mensuplarıyız. Bu karakterimizle de daima iftihar ediyoruz." ifadelerini kullandı.

Türk milletini yüz yıllardır dimdik ayakta tutan asıl hasletlerin bunlar olduğunu belirten Erdoğan, "Nasıl biz bu gücümüzün farkındaysak, elbette hasımlarımız da bunun farkında. Biz nasıl hayat pınarlarımızı korumanın mücadelesini veriyorsak, onlar da bu pınarları kurutmanın çabası içindedir." değerlendirmesinde bulundu.

"DOĞRUDAN MİLLETİMİZİN DEĞERLERİNE SALDIRMIŞLARDIR"
Son iki asırdır Türk milletinin can damarlarını kesmek için içeriden ve dışarıdan yürütülen kampanyaya dikkati çeken Erdoğan, şöyle devam etti:

"Türkleri savaş meydanında değil, asıl tarihte yenmek gerektiğini söyleyenler, doğrudan milletimizin değerlerine saldırmışlardır. Senelerce ülkemizde belli kesimlerin ağızlarını her açışlarında 'Din terakkiye yani ilerlemeye manidir' demeleri boşuna değildir. Osmanlı'nın gerilemesinin nedeni olarak başka unsurlar değil, sadece ve sadece milletimizin inancının, itikadının mensup olduğu medeniyetin gösterilmesi de sebepsiz değildir. Tek parti döneminde camilerimizin, mihraplarımızın öksüz, minarelerinin ezansız bırakılmasının nedeni de budur. Ne diyorlardı; 'Ne mucize ne efsun, ne örümcek ne yosun, Çankaya yeter bize Kabe Arap'ın olsun.' Bu ülke, bu tür putperestlerle doluydu. Bu mısralarla sembolleşen o karanlık zihniyet, tüm çabalarına rağmen milletimizin dirayeti sayesinde başarılı olamamıştır. Bunların haşa bir sürü abuk sabuk ifadeyle Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal'i istismar etme gayretleri de başarısızlıkla sonuçlanmıştır."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "(Hak Dini Kuran Dili) tarzı abidevi eserler ortaya koyarak, her düzeyde sorumluluk üstlenerek, bu din ve millet düşmanlarının heveslerini kursaklarında bırakan Elmalılı Hamdi Yazır ve Ahmet Hamdi Akseki gibi alimlerimizden Allah razı olsun." diye dua etti.

"MİLLETİMİZİN HAYAT PINARLARININ KURUTULMASINA MÜSAADE ETMEMİŞLERDİR"
Ecdadın mirasını yaşatmanın mücadelesini veren dava adamlarının çile çektiklerini, bedel ödediklerini, baskı gördüklerini hatırlatan Erdoğan, "Milletimizin hayat pınarlarının kurutulmasına müsaade etmemişlerdir. Milletimiz de hamdolsun hiçbir zaman özüne, ruhuna ve karakterine yabancı ideolojilerin peşine düşmemiştir." şeklinde konuştu.

Antalya'da gerçekleşen bira festivallerini anımsatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu bira festivallerinden bir tanesinde de iki genç yavrumuz öldü. Şu anda bunu çatısı altında barındıranlar, bunların hesabını sordular mı? Ölüleri yakma projelerine, başörtüsü düşmanlığına rağmen, insanımız asla milli ve manevi değerlerinden taviz vermemiştir. Ne yaptı Antalya? Tekrar aslına rücu etti. FETÖ gibi ihanet çetelerini de devreye soksalar, Müslüman mahallesinde salyangoz satma girişimleri bugüne kadar hep başarısız olmuştur. Bundan sonra da başarısız olacaktır. Türkleri İslamsızlaştırma projeleri, hamdolsun insanımızın basireti alimlerimizin gayretiyle her seferinde akamete uğratılmıştır."

Erdoğan, Arif Nihat Asya'nın duasının karşılıksız kalmadığını belirterek, "Dua" şirinden "Biz, kısık sesleriz... Minareleri, Sen, ezansız bırakma Allah'ım. Ya çağır surda bal yapanlarını ya kovansız bırakma Allah'ım. Mahyasızdır minareler... Göğü de Kehkeşansız bırakma Allah'ım. Müslümanlıkla yoğrulan yurdu, Müslümansız bırakma Allah'ım. Bize güç ver. Cihad meydanını Pehlivansız bırakma Allah'ım" dizelerini okudu.

Erdoğan, "Bize düşen bu duaya milyon kere amin demektir." dedi.


BİZ İŞGALCİ DEĞİLİZ
Biz toprak işgal etmiyoruz. Biz teröristler ülkemize bela olmasınlar diye kovaladık. Kovalıyoruz. Nereye giderlerse gitsinler. Cerablus'ta yaptık. 140 bin mülteci evlerine döndü. Şimdi Afrin'de de aynısını yapıyoruz. Buranın da toplamı 2 bin kilometre kare. İnşaallah burayı da kontrol altına aldığımızda Afrinli kardeşlerimiz de topraklarına dönecekler. Biz işgalci, sömürgeci olmadık tarih boyunca. Bize yanlış yapanların tarihi sömürgecilikle doludur. Onlar katliamcıdır. Önce onlar bunun hesabını versinler..

"BUNLARI SON NEFESLERİNE KADAR KOVALAYACAĞIZ"
Dün olduğu gibi bugün de Türkiye'yi hedef alan oyunların senaryoların varlığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Afrin'de etkisiz hale getirilen terörist sayısının 3 bin 213 olduğunu bildirdi.

Türk Ordusu'nun muzaffere yürüdüğünü ifade eden Erdoğan, "Şu kopan fırtına Türk ordusudur yarabbi. Senin uğrunda ölen ordu budur yarabbi. Ta ki yükselsin ezanlarla müeyyed namın. Galib et, çünkü bu son ordusudur İslam'ın." dizelerini okudu.

"Şu anda Mehmetçik'imiz Afrin'e girdi giriyor." ifadelerini kullanan Erdoğan, "Bu zevk için mi, keyif için mi, toprakları işgal etmek için mi? Hayır, hayır, hayır. Sadece ve sadece ülkemize musallat olan bu teröristleri yok etmek için. Sonuna kadar, bunları son nefeslerine kadar kovalayacağız." diye konuştu.

"FETÖ BU SALDIRININ EN SON ÖRNEĞİDİR"
Türk milletinin huzurunu kaçıramayacaklarının altını çizen Erdoğan, "İster PKK ister PYD ister YPG, DEAŞ ne olursa olsun bunları kovalayacağız. Bu topraklar, huzur içinde insanca yaşamanın erdemine ulaşacaklar." ifadelerini kullandı.

Şu anda Türkiye'de 3,5 milyon mültecinin olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:

"Bizim böyle bir mecburiyetimiz mi vardı? Niye yapıyoruz bunu? Bizde vicdan var. Bizim dinimiz İslam bunu emrettiği için, 'sana sığınana kapını aç' diyor. Biz de kapımızı açtık. Biz ensar kültürünü biliriz. Biz muhacir kültürünü biliriz. Muhacir varsa, ensar vardır bizim kültürümüzde. Şimdi de bunun gereğini yerine getiriyoruz. Sevgililer sevgilisi bunu yaşamadı mı, yaşadı. Şimdi aynen bunu biz yaşıyoruz ve yaşatacağız.

Er meydanında bileğimizi bükemeyenler, bizi madden ve manen esir alamayanlar, köklerimize saldırmaya devam ediyorlar. 40 yıl boyunca sinsi bir yılan gibi milletimizin boynunda beslenen din, hayır, hizmet, himmet gibi kavramları kullanarak, devletimize ve toplum bünyemize sızan FETÖ bu saldırının en son örneğidir."
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Türkiye'de artık insanların inancından, itikadından, meşrebinden dolayı horlandığı günler geride kalmıştır. Bu ülkede vatandaşlarımızın kılık kıyafetleri veya dış görünüşü sebebiyle baskı gördüğü dönemler de son bulmuştur. Rabb'im bize imkan verdiği sürece hiç kimsenin o kötü dönemleri hortlatmasına, buna zemin hazırlamasına da müsaade etmeyeceğiz." dedi.

Erdoğan, partisinin Antalya Spor Salonu'nda düzenlenen Antalya 6'ncı Olağan İl Kongresi'ne katılarak, partililere hitap etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "El Kaide, DEAŞ gibi eli kanlı çeteler de aynı şekilde bu küresel projenin ürünleridir, araçlarıdır. Dikkat ederseniz bu örgütlerin hedefi sadece Müslümanlardır. Bu terör örgütlerinin saflarında savaşanlar neredeyse sadece Müslüman kanı dökmüşlerdir." diye konuştu.

Erdoğan, şöyle devam etti:

"Üstelik bir taraftan masum insanların kanını su gibi akıtırlarken, diğer taraftan da İslam düşmanlarına istismar edebilecekleri bolca malzeme vermişlerdir. Bu örgütlerin bir başka gayesi de sahih İslam anlayışıyla Müslümanlar arasındaki o muhkem bağı koparmaktır. Dinimizi tahkir edenlerle dinimizin kavramlarını bu amaçla kullananlar aslında aynı plana hizmet ediyorlar. Biri timsahın alt çenesi diğeri de üst çenesidir ancak her ikisinin hedefi Müslümanlardır, asırlardır bizi ayakta tutan kadim değerlerimizdir."

Bu terör örgütlerinin çalışma usullerini, niyetlerini, perdelemeye çalıştıkları emellerini iyi tanıdıklarını, bunların nereden, nasıl talimatlar aldıklarını da iyi bildiklerini belirten Recep Tayyip Erdoğan, "Bunların cibilliyetini değil ciğerlerini de iyi okuruz. Bu millet dinine, imanına, itikadına çelik halatlarla bağlı bir millettir. Hiç kimsenin, hiçbir sinsi planın bu bağı kesmeye gücü yetmez. Bizler 40 yıllık siyasi hayatımız boyunca olduğu gibi bundan sonra da inancımızı ve değerlerimizi hedef alan bu saldırılarla ve onların gerisindeki çevrelerle mücadeleye devam edeceğiz." mesajını verdi.

"KAÇAN KAÇTI AMA KOVALAYACAĞIZ"
Milletin, 15 Temmuz'da F16'lara, helikopterlere, tanklara, toplara karşı durduğunu hatırlatan Erdoğan, şöyle devam etti:

"251 şehidimiz oldu ama şimdi yüz binler cezaevlerinin içinde. Kaçan kaçtı ama kovalayacağız. 28 Şubat döneminde olduğu gibi 'bin yıl artık bu iş bitti' diyorlardı, ne oldu? Bunu diyenler nerede? Bazı yanlış örnekler büyütülerek, köpürtülerek milletimizin inancına saldırı vesilesi haline getirilmesine de göz yummayacağız. Bu mücadeleyi yürütürken aynı zamanda milletimizin gönül dünyasını mamur eden ehl-i tarikin, ehl-i ilmin, hikmet erlerinin zarar görmesine de kesinlikle izin vermeyeceğiz.

Altını çizerek söylüyorum; Türkiye'de artık insanların inancından, itikadından, meşrebinden dolayı horlandığı günler geride kalmıştır. Bu ülkede vatandaşlarımızın kılık kıyafeti veya dış görünüşü sebebiyle baskı gördüğü dönemler de son bulmuştur. Rabb'im bize imkan verdiği sürece hiç kimsenin o kötü dönemleri hortlatmasına da buna zemin hazırlatmasına da müsaade etmeyeceğiz. Çünkü bizim sorumluluğumuz 81 milyon vatandaşımızın tamamına karşıdır. Hepsinin yaşamı bizim teminatımız altındadır. Attığımız her adımda bu sorumlulukla hareket ediyoruz."

"MAKAM, MEVKİ DÜŞKÜNÜ DEĞİLİZ"
Tıpkı iman gibi millete hizmet etmenin de nasip işi olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz vatanımızı da milletimizi de büyük bir tutkuyla seviyoruz. Biz makam, mevki, rütbe, paye düşkünü değiliz, biz insanımıza sevdalıyız. Biz milletimize, ülkemize aşığız. Biz vatanımızın her bir karış toprağına, onun üzerinde kurulmuş olan şehirlerimize tutkuyla bağlıyız. Biz 81 vilayetimizin tamamına hizmet etmek, onları büyütmek, huzura, güvenliğe, refaha kavuşturmak, imar ve inşa etmek için yollardayız." şeklinde konuştu.

"Nasıl aşkınan çalışan yorulmaz ise biz de sizlere, Antalya'ya hizmet etmekten yorulmuyor, yüksünmüyoruz." diyen Erdoğan, bu anlayışla geride kalan 15 yılda Antalya'ya 31 milyar liralık yatırım yaptıklarını belirtti.

Eğitimde 9 bin yeni derslik inşa ettiklerini, 10 bin 207 yatak kapasiteli yükseköğrenim yurtları yaptıklarını dile getiren Recep Tayyip Erdoğan, bu yıl Gazipaşa'da 500 kişilik, gelecek 3 yıl içinde de il genelinde toplamda 4 bin kişilik yükseköğrenim yurdunu Antalya'ya kazandıracaklarını bildirdi.

Sporda 33 bin seyirci kapasiteli Antalya Stadyumu ile 10 bin seyirci kapasiteli spor salonunu gençlerin ve sporseverlerin hizmetine sunduklarını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bundan önce burada CHP'nin belediyesi yok muydu? Niye böyle bir salon yapmadı? Stadı bile yaptırmıyordu, elinden gelse onu da yaptırmayacaktı ama gücü yetmedi." ifadesini kullandı.

ANTALYA'DA 54 SAĞLIK TESİSİNİ TAMAMLADIK
Antalya'da 19'u hastane olmak üzere toplam 54 sağlık tesisini tamamladıklarını, Finike Devlet Hastanesi ile beraber 4 sağlık tesisinin inşasının devam ettiğini dile getiren Erdoğan, bin yataklı şehir hastanesi dahil toplam 39 sağlık kuruluşuyla ilgili çalışmaların sürdüğünü belirtti.

Recep Tayyip Erdoğan, Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) aracılığıyla 3 bin 849 konutu hak sahiplerine teslim ettiklerine dikkati çekerek, Antalya'daki bölünmüş yol uzunluğunu 15 yılda 640 kilometreye çıkardıklarını söyledi.

İnşa edilen Aydın-Denizli Otoyolu'nu Afyonkarahisar ve Antalya'ya kadar uzatacak projenin ihalesinin yıl içinde yapılacağını bildiren Erdoğan, Denizli-Burdur ile Burdur-Antalya otoyollarının proje çalışmalarının devam ettiğini bildirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, uzunluğu 155 kilometre olan Antalya-Alanya Otoyolu projesinin ön çalışmalarının tamamlandığını, en kısa sürede ihalesine ve inşasına başlanacağını bildirdi.

Erdoğan, 19 kilometre uzunluğunda 15 istasyona sahip olan Antalya şehir meydanı-havalimanı-EXPO tramvay hattının tamamlanıp hizmete alındığını hatırlatarak, şöyle devam etti:

"Antalya'yı yüksek hızlı tren ve hızlı tren hatlarıyla İstanbul, İzmir, Ankara ve ülkemizin dört bir yanına bağlıyoruz. Bununla ilgili projelerimizde son aşamasına gelindi. Antalya Havalimanı'nı iç ve dış hatlar terminal binasını büyüterek, yıllık 35 milyon yolcu kapasitesine ulaştırdık. İkinci bir havalimanı olarak Gazipaşa Havalimanı'nı Antalya'ya kazandırdık. Üçüncü havalimanı için de şu anda kolları sıvadık. 4 milyon yolcu kapasitesi ve 850 milyon lira yatırım bedeli olan Batı Antalya Havalimanı'nı 2022 yılına kadar tamamlayıp hizmetinize sunmayı hedefliyoruz. Kaş ve Alanya yat limanlarını hizmete açtık. Demre ve Gazipaşa yat limanlarının yapımı da sürüyor. Turizmimizin adeta başkenti olan Antalya için ayrıca Demre'de bir kruvaziyer limanı da yapmayı planlıyoruz."

"ANTALYA İÇİN BU YIL Kİ TURİST HEDEFİMİZ 14 MİLYON"
2016'nın Antalya turizmi için 15 Temmuz darbe girişimi, bölgede yaşanan sıkıntılar gibi nedenlerle beklentilerin altında geçtiğini belirten Recep Tayyip Erdoğan, "Hamdolsun 2017'de turist sayısı, 2016'ya oranla yüzde 57'lik artışla 10,5 milyona çıktı. İnşallah Antalya için bu yılki turist hedefimiz 14 milyon. Bunu yakalayacağız." diye konuştu.

Demre-Çağman Barajı ile Manavgat-Çardak Barajı'nın ihalelerinin yapıldığını, yakında inşaatlarına başlanacağını belirten Erdoğan, Antalya'nın 2045 yılına kadar içme suyunu karşılamak için de isale hattı inşa edildiğini belirtti.

Dim Barajı'ndan alınan suyu Alanya'ya ileterek oraya da memba kalitesinde içme suyu sağlayacaklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şüphesiz eser yapmak kadar bunların değerini, kıymetini bilmek de önemlidir." dedi.

"EXPO ALANININ FARKLI HİZMETLER VERMESİNİ TEMİN EDECEĞİZ"
Antalya'ya kazandırılan prestij projelerin önde gelenlerinden birinin de 112 hektarlık arazi üzerine kurulan Uluslararası EXPO 2016 Fuar Alanı olduğunu aktaran Erdoğan, yaklaşık 3 milyar lira harcanarak tamamlanan bu projeyi şehrin tanıtımı ve ülkenin uluslararası konumu açısından son derece önemli gördüklerini dile getirdi.

Recep Tayyip Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"EXPO'ya aynı zamanda Antalya'nın turizm potansiyelini deniz, kum, güneş kısır döngüsünden de kurtaracak bir eser nazarıyla baktık. Her ne kadar hedeflerin çok gerisinde kalınmış olsa da yaklaşık 5 milyon kişinin ziyaret ettiği bu alanın Antalya'ya kazandırılmasını dahi bir kazanım olarak gördük. Fuar bittikten sonra da ilgili tüm kurum ve kuruluşlarımızın bu projenin ürünlerinin yaşatılması hususunda gayret göstermeleri gerekiyordu. Bunun için gereken formüller üretilmeli ve fuarın bitmesini müteakip devreye alınmalıydı. Açık konuşmam gerekirse, şimdi yeni bir çalışmanın içerisindeyiz. Bu çalışmayla beraber ilgili bakanlık ve büyükşehir belediyemiz müşterek bir çalışmayla bu adımı atacağız. Farklı işlev ya da işlevler kazandırılmak suretiyle EXPO alanının inşallah Antalyamıza ve ülkemize daha nice farklı hizmetler vermesini temin edeceğiz."

Erdoğan, partililerden 2019 seçimlerini kazanmak için de söz istedi, "Rabia" vurgusu yaparken şunları kaydetti:

"Türkiye Cumhuriyeti'nden başka bizim devletimiz yok. Kim böyle bir sevdaya girerse inlerine gireriz. Cudi'de girdik, Gabar'da girdik, Bestler-Dereler'de girdik, Kandil'de girdik, girmeye devam edeceğiz. İşte Cerablus'ta girdik, Afrin'de girdik, girmeye devam edeceğiz. Zira bu milletin huzurunu bozmaya kimse yeltenmesin."

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.