Prof. Yılmaz Esmer: Soğan 3 lira değil 5 lira bile olsa seçmen oyunu değiştirmez

2017 yılında Birgün Gazetesi’ne verdiği bir röportajda “Sadece Üniversiteliler oy verirse CHP iktidar olur” diyerek seçmeni aşağılayan Bahçeşehir Üniversitesi öğretim görevlisi Prof. Yılmaz Esmer de 24 Haziran seçimlerinden sonra ağız değiştiren akademisyenlerin arasına katıldı. Esmer "Hayali vaatlerin ve soğan’ın 5 lira olmasının seçmen üzerinde bir etkisi yok. Erdoğan’ın mucizesi, seçmenle duygusal bağı” dedi.

takvim.com.tr takvim.com.tr
Giriş Tarihi :01 Temmuz 2018 , 00:00 Güncelleme Tarihi :01 Temmuz 2018 , 15:53
Prof. Yılmaz Esmer: Soğan 3 lira değil 5 lira bile olsa seçmen oyunu değiştirmez

Geçtiğimiz sene Birgün Gazetesi'ne verdiği Röportaj'da AK Parti seçmenini aşağılayan Bahçeşehir Üniversitesi öğretim görevlisi Prof. Yılmaz Esmer de 24 Haziran seçimlerinden sonra ağız değiştirdi. Habertürk'e konuşan Esmer, "Hayali vaatlerin ve soğan'ın 5 lira olmasının seçmen üzerinde bir etkisi yok. Erdoğan'ın mucizesi, seçmenle duygusal bağı" dedi.

İşte Esmer'in verdiği röportajdan dikkat çeken kısımlar....

"Erdoğan'ın seçim mucizesinin arkasında seçmenle kurduğu duygusal bağ var" mı diyorsunuz?

Aynen öyle ve bunu çok çok başarılı bir şekilde yapıyor. Ecevit'i dışarıda tutarsak, CHP liderleri kitlelerle bir türlü duygusal bağ kuramadı.

Bunun dışında bir açıklaması var mı?
Yani "Çok iyi işler yapıyor" gibi şeyler söylemek açıklama değil. Eğer siz duygusal bir yakınlık hissediyorsanız bir insanın yaptığı işleri de iyi görürsünüz. Araştırmalar yaptık. Tayyip Erdoğan'ın bir konuşmasından dövizin durumuna dair söylediği bir cümleyi okuyorsunuz ve ahalinin yarısına "Bu sözlere katılır mısınız?" diye soruyorsunuz. Öteki yarısına da "Recep Tayyip Erdoğan'ın söylediği bu sözlere katılır mısınız?" diye soruyorsunuz. Oranlar nasıl fark ediyor, biliyor musunuz! Onun söylediğini duydukları zaman, onun seçmeninin onay oranı
artıyor, ona karşı olan seçmenin onay oranı düşüyor. Arada müthiş bir fark oluşuyor.

Erdoğan'ın seçmeniyle kurduğu duygusal bağın arkasında kimlik ortaklığı mı, ideoloji ve din mi, yoksa lider karizması mı var?Saydıklarınızın hepsi var. 2001'de Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül, Abdüllatif Şener ve Bülent Arınç, Erbakan'dan ayrılıp partilerini kuracaklardı. Henüz partinin adı bile yokken,
o sırada yaptığımız bir araştırmada, "Seçim olsa hangi partiye oy verirsiniz?" diye sorduk. Birinci sırada, "Tayyip Erdoğan'ın partisi" cevabı vardı.

Çünkü belediye başkanlığı döneminde yarattığı bir rüzgâr vardı...
Evet. Öyle bir bağ kurmuş. Bunda tabii ki dindarlık, muhafazakâr liberallik ve sağ-sol ideoloji de rol oynuyor. Bu kimlikler birbirinden bağımsız değil. Bütün bunlar Erdoğan'ı herkesin üç adım önüne geçirdi.

Bu seçimde çok aday vardı ama Erdoğan kazandı. Bu durumda "Alternatifi yok, o yüzden kazanıyor" tezi çürüdü mü?Alternatif, eğer siz görmek isterseniz olur. Görmek istemediğiniz yerde alternatif olmaz. "Başka kime âşık olsaydım" demezsiniz, çünkü birisine fena halde âşıksınızdır. Eğer etrafa bakıyorsanız başkaları da bulunur.

Yani, "Seçmenin alternatif arayışı yok" demek mi istiyorsunuz?
Evet, bunu söylemek istiyorum. Sağcısı, solcusu, ulusalcısı, milliyetçisi, dincisi bir sürü lider var. Daha nasıl bir alternatif istiyoruz ki bilemiyorum. Türkiye'de Türkiye Komünist Partisi bile var.

Erdoğan'ın, millet kıraathaneleri gibi muhalif kesimin burun kıvırdığı vaatleri kendi kitlesinde karşılık mı buldu?
Hayır. O vaadi hiç yapmasaydı da bir şey değişmezdi. Bunların vaatlerle ilgisi yok.
Siz önce kararınızı verirsiniz, sonra o vaatler çok hoş gelir. Inanmak istediğiniz vaatleri
derhal savunmaya başlarsınız. CHP aynı vaatte bulunsaydı, kitle onları tefe koyardı.