"İZNE AYRILMIŞTI"
Eşinin o gün memlekete gitmek için izne ayrıldığını belirten Zeynep Kezban Serin, "İzin kağıtları için Daire Başkanlığı'na gitti ve eve döndü. Ben de evde eşyalarımızı hazırlıyordum. Akşam saat 10.00 gibi telefonu çaldı. Telaşla bir iki arkadaşını aradı. Ben de ne oldu diye sordum. Cevap vermedi. Telefonu kapatıp televizyonu açtı ve askerlerin İstanbul Boğaz köprüsünün bir tarafını trafiğe kapattığını gördük. Bir telefon daha geldi ve hemen odaya gidip üzerini giydi" diye konuştu. Evden çıkarken vedalaştıklarını kaydeden Serin, "Eşim üzerini giyip evden çıkarken, bana sıkı sıkı sarıldı. Yüzünde çok garip bir his vardı. Normalde göreve giderken neşeli giderdi. Bu kez benimle uzun uzun vedalaştı. Önceleri evden çıkarken, defalarca geriye dönüp bakardı. Bu kez hiç bakmadı. O evden dışarı çıktığında uçaklar havada çok yakın uçmaya başladılar. Ben savaş çıktı sandım. Bir süre sonra eşimi telefonla aradım kapalıydı. Daha sonra televizyonda biraz önce o havada alçaktan uçan uçakların Özel Harekat Daire Başkanlığı'nı bombaladığını söylediler. Teröristlere bomba atan o uçaklar, polislerin kaldığı yeri bombaladı. Bundan daha büyük bir hainlik olabilir mi? Bunlar bizi asla yıldıramaz. Bu topraklar var olduğu günden beri yüzbinlerce şehit verdi. Gerekirse her zaman verir. Bir daha böyle hain girişimlere müsaade etmeyeceğiz. Bu bir sınavdı. Bu sınavda nerede olduğun önemlidir. Biz hakkın tarafındayız" diye konuştu.
Zeynep Kezban Serin, gururlu olduğunu söyledi.
MURAT ALHAN