"YAYIN KURULUŞUNDA ÇALIŞMADIM!!!"
Her gün başka bir
FETÖ kanalında boy gösteren ancak resmi çalışan olmamasını öne çıkararak örgüte de 'Cemaat' demek suretiyle ifadesine şöyle devam etti.
Fetullahçı Terör Örgütü'ne ait hiçbir yayın kuruluşunda çalışmadığını söyleyen Ilıcak, cemaat bünyesinde olan bir yerde çalışmayı sakıncalı bulduğunu belirterek, "Tweet atarak FETÖ'yü akladığım iddia ediliyor. Ben FETÖ'nün amacına hizmet etseydim balyoz tutuklularını savunur muydum?" diyerek kendini savunmaya çalıştı.
DARBEYLE DE PLANLA DA İLGİSİ YOKMUŞ!
Ilıcak, Anayasa Mahkemesi'nce Mehmet Altan hakkında verilen kararın emsal bir karar olduğunu ve kendisine de uygulanmasını isteyerek, "Benim darbeyle de o yapıyla da hiçbir ilişkim yok. Şimdi ben kendi kendime soruyorum ben neden cezaevindeyim? Ben bir kadınım. Bir şeriat devletini neden isteyim. FETÖ üyeliği kıstaslarının hiçbirine uymuyorum. Benim hiçbir eylemim suç değil" ifadelerini kullandı.
İDRAK EDEMEMİŞ!
"Ben bu cemaatin devleti ele geçirmek için örgütlenmiş bir yapı olduğunu 15 Temmuz öncesinde idrak edemedim" diyen ılıcak, "FETÖ'nün amacına hizmet etmedim. Ben dindar insanlardır diye saygı gösterirken, onlar dini istismar ediyormuş. 2 yıldır terörist, darbeci, casus gibi hak etmediğim isnatlarla karşı karşıya kalmak, kelepçelenerek oradan oraya taşınan bir eşya muamelesi görmek. İşte bütün bunların biriktirdiği bir acı benim gözlerimden akan. Bu haksızlığa son verin. Benim gibi köşe yazarlarının hemen hepsi tahliye oldu. Zaman Gazetesinde yazanlar da dahil. Ben hiç bir suç işlemedim, beraatimi talep ediyorum" dedi.
DARBEYİ ÖNCEDEN BİLDİKLERİ İDDİASIYLA DAVA AÇILDI
Duruşmaya verilen aranın ardından, sanık ve avukatlarının mütalaaya ilişkin beyanlarının alınmasıyla devam edilecek.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından
Ahmet Altan,
Mehmet Altan,
Nazlı Ilıcak, Fevzi Yazıcı, Şükrü Tuğrul Özşengül, Yakup Şimşek ve Tibet Murat Sanlıman hakkında
Fetullahçı Terör Örgütü'nün 15 Temmuz darbe girişimini önceden bildikleri iddiasıyla dava açıldı.
İstanbul 26'ıncı
Ağır Ceza Mahkemesi, 16 Şubat 2018 tarihinde davayı karara bağladı. Mahkeme heyeti, tutuklu sanıklar
Ahmet Altan,
Mehmet Altan,
Nazlı Ilıcak, Fevzi Yazıcı, Şükrü Tuğrul Özşengül ve Yakup Şimşek'i, "cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdı. Tutuksuz sanık Tibet Sanlıman hakkında ise beraat kararı verdi.
Karara itiraz eden sanık avukatları davayı İstinaf Mahkemesi'ne taşıdı. İstinaf başvurularını inceleyen İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2'inci Ceza Dairesi tutuklu sanık Mehmet Altan'ın tahliyesine karar verirken, tutuklu sanıklar Ahmet Altan, Nazlı Ilıcak, Fevzi Yazıcı, Yakup Şimşek ve Şükrü Tuğrul Özşengül'ün tutukluluk hallerinin devamına hükmetti.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Savcısı, 21 Eylül'de açıkladığı esas hakkındaki mütalaasında tutuklu sanıklar Nazlı Ilıcak, Ahmet Altan, Şükrü Tuğrul Özşengül, Fevzi Yazıcı, Yakup Şimşek ve tutuksuz sanık Mehmet Altan hakkında yerel mahkeme tarafından "anayasayı ihlal" suçundan verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının onanmasını istedi.