Türkiye üç gündür, Fox TV sunucusu İsmail Küçükkaya'yı konuşuyor. Eşi Eda Küçükkaya'nın mahkemeye verdiği boşanma dilekçesinde "Bana ekonomik, fiziksel ve duygusal şiddet uyguluyor" dediği sunucu, milyonları öfkelendirdi.
TEPKİLER ÇIĞ GİBİ
En ufak bir şiddet olayında ayağa kalkan sivil toplum örgütleri 'Duymadık, görmedik, bilmiyoruz' dese de, sosyal medyada Küçükkaya'ya tepkiler çığ gibi. Hatta isyan edenlerin bayraktarlığını, ünlü sunucunun hayranları yapıyor.
İŞTE TEPKİ TWEET'LERİ
Eşinin yalan söylediğini ima eden Küçükkaya'ya bir kadın hayranı cevabı yapıştırdı 'Karadeniz kadını yalan söylemez İsmail'
Küçükkaya, dün sabahki programında eşinin yalan söylediğini ima edince, sıkı hayranlarından biri ünlü sunucuya 'Karadeniz kadını yalan söylemez' cevabını verdi.
'Konu ne olursa olsun düşüp başını bile çarpsa, tutamadığın için o kadından yine sen sorumlusun!'
Hem kadına el kaldır hem de ekranda boy göster.
'Buna kim inanır' diye Twitter'da hashtag açan Küçükkaya'ya komik yorum: 'İsmail sana kim inanır biliyor musun, Kadir İnanır! git ona anlat.'
OMERTA SESSİZLİĞİ
Günlerdır İsmail Küçükkaya ile eşi Eda Küçükkaya'nın boşanma olayı konuşuluyor. Yani aslında eşinin iddiasına göre, ünlü televizyoncunun uyguladığı şiddet... Eda Küçükkaya'nın avukatı ne diyor boşanma dilekçesinde: "Davalı, ilk şiddet olayında müvekkilim Eda Küçükkaya'nın kafasını tutmuş, ağzını kapayarak, perde açık olduğundan kimse görmesin diye kütüphaneye doğru sürüklemiştir. İkinci olayda müvekkilimin kollarında, davalının tırnak izleri çıkmış, müvekkilimin yüzüne yumruk atmış ve 'Şu anki konumum olmasa senin yüzünü gözünü dağıtırdım' demiştir." Bu ithamlar karşısında Küçükkaya bir açıklama yapmak yerine susuyor. İşin daha da garibi; sivil toplum örgütleri, kadın hakları savunucusu dernekler de, medya da susuyor... Sanki aralarında gizli bir anlaşma yapmışlar gibi... Ne acı değil mi; görmedim, duymadım, bilmiyorum demek... Buna ne isim verilir bilir misiniz? Omerta sessizliği... Hani İtalya'da mafyanın tüm pis işlerini bilip ölmemek için susarlardı ya... Halbuki ortada ne mafya var, ne ölüm korkusu... Peki nedir bu sessizliğin nedeni? 'Aman bizden birine zarar vermeyelim' korkusu mu? Yoksa 'kol kırılır yen içinde kalır' korosu mu devrede?
SABAH