BİREYSEL BAŞVURUDA BULUNDU
Başvurucunun bu karara yaptığı itiraz da Karşıyaka 2. Sulh Ceza Hakimliğince aynı gerekçelerle reddedildi. Bunun üzerine dilencilik yaptığı belirlenen kişi, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulundu.
Meşru yollardan elde ettiğini belirttiği altın ve nakit paranın, dilencilik yaptığı gerekçesiyle mülkiyetinin kamuya geçirilmesinden şikayet eden başvurucu, itirazlarının derece mahkemelerince dikkate alınmadığını, gösterdiği tanıkların dinlenilmediğini ve etraflı bir mali durum araştırması yapılmadığını, bu gerekçelerle mülkiyet ve adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürdü.
Başvuruyu ele alan Anayasa Mahkemesi, başvurucunun, Anayasanın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edilmediğine karar verdi.
GEREKÇEDEN
Yüksek Mahkemenin gerekçesinde, somut olayda başvurucunun el konularak, mülkiyetinin kamuya geçirilmesine karar verilen nakit para ve ziynet eşyasının mülk teşkil ettiğinde kuşku bulunmadığı ifade edildi.
Anayasanın 35. maddesinde mülkiyet hakkının sınırsız bir hak olarak düzenlenmediği, bu hakkın kamu yararı amacıyla ve kanunla sınırlandırılabileceği öngörüldüğü hatırlatılan gerekçede, Anayasanın 13. ve 35. maddeleri uyarınca mülkiyet hakkının ancak kamu yararı amacıyla sınırlandırılabildiğine işaret edildi.
Suçlarla ve kabahatlerle mücadele çerçevesinde el koyma, müsadere veya mülkiyetin kamuya geçirilmesi gibi tedbirlerin önemli ve gerekli birer araç olduğu vurgulanan gerekçede, somut olayda da dilencilik kabahatiyle mücadele amacıyla bu kabahatten kazanç elde edilmemesi için el koyma ile mülkiyetin kamuya geçirilmesi tedbirlerinin uygulandığı anlatıldı.