Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti grup toplantısında gündeme dair değerlendirmelerde bulundu. Bakan Erdoğan, Cumhur ittifakı karşısında oluşturulan şer ittifakı için, "Kandil'le iş tutanlarla CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi iş tutuyor. Bunlar kıyamet alameti. Nereden nereye geldik."dedi.
Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:
Türkiye'nin her alanda olduğu gibi yasama alanında gecikmeye tahammülü yoktur. Sizlerden bir yandan seçim bölgelerindeki çalışmaları takip etmenizi, diğer yandan Meclis çalışmalarında aktif olmanızı istiyorum. 7 gün kesintisiz bir şekilde gayret göstermenizi istiyorum.
Diğer partiler ile AK Parti arasındaki aday belirleme süreci arasındaki fark, kimin ne amaçla siyaset yaptığının göstergesidir. Yapılan detaylı çalışmalar, istişareler sonucunda 1 isim aday olarak ilan edilir. Bu ismin açıklanmasının ardından her şey geride kalır. AK Parti'nin seçimden seçime değil, her gün millete giden parti olmasıdır. Bizim için önemli olan milletimizin gönlünü kazanmaktır.
ÜLKEMİZİN MUZ CUMHURİYETİ OLMADIĞINI GÖSTERDİK
31 Mart'ta milletimizin karşısına Cumhur İttifakı'yla çıkmamızın nedeni budur. Tek millet, tek vatan, tek devlet, tek bayrak ilkesini benimseyen herkesle yol yürümeye hazırız. Ülkemi tarihinin en kritik dönemlerinden birini yaşamaktadır. Türkiye'ye terör örgütleriyle diz çöktürmeye çalışanlara meydanın boş olmadığını gösterdik. Ülkemizin muz cumhuriyeti olmadığını gösterdik.
ŞİMDİKİ HEDEFİMİZ TÜRKİYE'Yİ ...
31 Mart'tan sonra 4 yıllık kesintisiz bir icraat dönemi var. Şimdi hedefimiz Türkiye'yi dünyanın en gelişmiş 10 ülkesi arasına yükseltmektir. Bu yılın sonunda ülkemizi 12'nci sıraya yükseltmiş olacağız. İstikrar ve güven ortamına ihtiyacımız var. Milletimizin 31 Mart'ta bu fırsatı tanıyacağına inanıyorum. Yeter ki biz çalışalım.
AK Parti olarak 31 Mart seçimleriyle ilgili hazırlıklarımızı tamamladık ve sahaya indik.
HAZIRLIKLARIMIZI TAMAMLADIK, SAHAYA İNDİK...
AK Parti olarak 31 Mart seçimleriyle ilgili hazırlıklarımızı tamamladık ve sahaya indik. Milletimizin gönlüne nasıl gireceğiz? Her şeyden önce AK Parti ile ülkemizin geleceğini asla farklı görmediğimizi anlatacağız. Türkiye büyürse, gelişirse bizim de daha büyük hayaller kurmaya cesaret bulacağımızı tüm kalplere nakşedeceğiz. Türkiye'yi ve şehirlerimizi nereden alıp nereye getirdiğimizi ifade edeceğiz. Bizim dünyamızda, kibrin, büyüklenmenin, efelenmenin, hizipçiliğin, arsızlığın, hırsızlığın, yolsuzluğun, hukuksuzluğun, adaletsizliğin yeri olmadığını bizzat kendi yaşantımızla göstereceğiz. Ülkemizin ve milletimizin şehirlerimizin geleceği ile hayallerimizi milletimize ifade edeceğiz. Çevreye, tarihe, kültüre, sanata, ahlaka ve vicdana uygun şehircilik anlayışıyla nasıl yöneteceğimizi paylaşacağız.
SEÇİM MANİFESTOSU
Şehir planları uzun vadeli hazırlanacak. Birilerinin siparişi üzerine değil adaletli şekilde hazırlanacak. Altyapı ve ulaşım sorunları tüm şehirlerimizde kökten çözülecek. Kentsel dönüşüm çalışmaları bölgelerin özelliklerine göre gönüllülük esasına göre yapılacak. Şu anda büyükşehirlerimizi devasa ihtiyaçlarının olduğunu açık, net gördük. İzmir'de Karabağlar için çok güzel bir yer diyebilir miyiz. Orada bir kentsel dönüşüme ihtiyaç yok mu? Bugüne kadar gelenler buna çanak tuttular.
YAN DAİREDEKİLER ÖLÜYOR HABERLERİ YOK
Yatay şehirleşme ile örnek yerleşim alanları kurulacak. Buradan milletime sesleniyorum; 50 kat binalarda yaşayanların birbirinden haberi var mı? Komşuluk hukuku var mı? İnanın yan dairedeki ölüyor haberleri yok. Peki bizim tarihimiz böyle mi? Bu tür yerlerde terör yaygınlaşıyor. Biz bunlara fırsat veremeyiz. Modern şehircilik anlayışı ile bu adımları atarsak şehirleşme anlayışını hakim kılacağız. Benzersiz şehirler anlayışı ile şehirlerimiz kendi hikayelerine uygun şekilde geliştirilecek. Akıllı şehirler uygulamaları ile teknolojinin tüm imkanları sunulacak. Çevreye saygılı şehirler… Sosyal belediyecilik… Doğrudan insana dokunan hizmetler yaygınlaştırılacak.
Halkla birlikte yönetim ilkesi… ne yapılıyor en ediliyor bundan oradaki muhtarlar, STK'lar hepsi haberdar olacak, adımlar ona göre atılacak. Tasarruf ve şeffaflık hassasiyeti. Değer üreten şehirler… Her alanda hayat kalitesini yükseltecek yaklaşımlar geliştirilecek. Kupon yerleri süpürmek suretiyle değil, değer üreten yapılaşmalar ister istemez kendisindeki değerle alıcısını da bulacak.
SÜREÇ KISALIYOR, 55 GÜNÜMÜZ VAR
Artık süreç kısalıyor. 55 günümüz var. Bu süre içinde tüm belediye başkan aday arkadaşlarımız, belediye meclis üyesi olarak belirlenecek arkadaşlarımız sokakta halkımıza bunları anlatmalı. Belediyecilik deyince akla AK Parti gelir bunu anlatacağız. Biz gerçekleri anlatacağız. İlk defa oy kullanacak genç evlatlarımız nereden neler yapıldı bunlardan haberleri yok. Bilsinler ki oylarını kullanırken ben böyle bir belediyecilik arıyordum işte bunu bulduk dedirtelim.
TÜRKİYE BÜYÜK BİR SALDIRIYA MARUZ KALMIŞTIR
Ekonomide her dönemde AK Parti iktidarlarının nasıl başarı grafikleri çizdikleri ortada. Bugün de milletimizin başta gelen sıkıntıları arasında ekonomik konuların geldiğini biliyoruz. Ekonomik dalgalanma ülkemizin kendi iç dinamiklerinden değil Türkiye bir büyük saldırıya maruz kalmıştır. Türkiye bu saldırı dalgasını da kısa sürede etkisiz hale getirmiştir. Ekonomideki kayıplarımız terör gibi can kaybı değil para kaybıdır. Biz de Ağustos ayından beri yaşadığımız ekonomik dalgalanmanın günlük hayattaki olumsuzluklarını azaltmak için çalışıyoruz. Fiyatı dövize bağlı olduğu için faturaları yükselten elektrik ve doğalgazda yılbaşından itibaren yüzde 10 indirime gittik. Muhataplarımız bunları konuşuyor mu? Neyi konuşuyor? Çarşıda pazardaki domatesi, biberi… Harcamaya baktığınız zaman hangisinin daha yüksek olduğu ortada… Asgari ücreti 2020 TL'ye yükselttik. Yatırımı ve istihdamı teşvik etmeye yönelik daha önce başlattığımız uygulamaları uzattık.
BUNLAR KIYAMET ALAMETİ...
İhracatta tarihi bir rekora geldik. Bay Kemal bunları bilir misin? Nereden nereye geldik haberin var mı? Ocak'ta yıllık ihracatımız 168.8 milyar dolara çıkarken dış ticaret açığımız da 48.5 milyar dolara indi. Bunları konuşmak, anlatmak bizim görevimiz. Bunu bay Kemal anlatmaz. Onunla dirsek temasında olanlar anlatmaz. Hele hele Kandil'le iş tutmuş olanlar anlatmaz. Kandil'le iş tutanlarla CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi iş tutuyor. Bunlar kıyamet alameti. Nereden nereye geldik.
TÜRKİYE IMF DEFTERİNİ KAPATMIŞTIR VE BİR DAHA DA AÇMAYACAKTIR
CHP ülkemizin yeniden IMF'ye gideceği yalanını söyleyecek kadar alçak bir fırsatçılık peşine düştü. IMF'ye gidenlerin kim olduğu belli bunlar CHP zihniyeti diğerleri bunlar IMF'ye gittiler. Türkiye 2013 yılı mayıs ayında IMF defterini kapatmıştır ve bir daha da Allah'ın izniyle açmayacaktır.
İŞ BANKASI HAZİNE'NİN MALI OLACAK
Gazi Mustafa Kemal'in İş Bankası'nı CHP'ye değil Hazine'ye tahsisi vardır. Bu İş Bankası Hazine'nin malı olacaktır Allah'ın izniyle. Bu parlamento bu tarihi kararı da alacaktır. Milletin hazinesine İş Bankası oradaki hissesi ile yüzde 28 yine devredilecektir. Milletin malı.
CHP iktidara gelse ilk yapacağı iş ülkemizi IMF'e teslim etmek olacaktır. Venezuela'da seçilmiş başkanın uzaklaştırılmasına içten içe destek veriyorlar. Bunlarda yerlilik, millik, dayanışma yok. Bunlar bölmek, parçalamak anlayışının varisleridir.
CUMHUR İTTİFAKINI GÜÇLENDİRMEK GEREKİYOR
Cumhur İttifakı'nı daha da güçlendirmemiz gerekiyor. Cumhur İttifakı pazara kadar olsun diyoruz. Türkiye'nin ve Türk milletinin düşmanı herkesle kol kola girmekten çekinmeyen CHP'ye de çok ciddi bir ders verelim. CHP ve aynı kayığa binen diğer partilere gönül veren insanlarımız için üzüntü duyuyorum. Kandil'deki eli kanlı terör baronları CHP-İYİ Parti ittifakına desteklerini açıklamaktan geri durmuyor. İyi yürekli vatandaşlarımızın buna rıza göstermediğini tahmin ediyoruz. Karşımızdaki muhalefetin vizyonu geçen seçimde soğan, patatese bu seçimde patlıcan bibere umut bağlayacak kadar kısırdır. Biz kendimizi bu partilerin tabanlarına anlatabilirsek, küçük bir marjinal grup dışında gönüllerini kazanabileceğimize inanıyorum.
FİYATLARA AYAR ÇEKME KARARI ALDIK
Dün kabine toplantısında bazı tedbirler için Gıda, Tarım Bakanımız olmak üzere bazı tedbirler alacağız. CHP ve avenesi başta olmak üzere ellerini ovuşturarak ülkemizin yere kapaklanmasını bekleyenler bir kez daha hüsrana uğrayacaktır. Üreticiden tüketiciye kadar, arada bu komisyoncular var ya, vurgunu bunlar vuruyor. Herkes karını alıyor. Bu işte farklı adımlar atmak suretiyle üreticiden çıkıp tüketiciye gelen süreci sağlamak gayreti içinde olacağız. Her şeyde bu fiyatlara gerekirse ayar çekme kararını aldık, adımlarımızı atacağız.
TRUMP VE AB'YE CEVAP
Suriye davasının, Türkiye davası olduğunu bilmeyecek kadar ülkesine yabancılaşanlara sadece yazıklar olsun diyoruz. Şu anda Venezuela'da olanlar, orası senin eyaletin mi? Seçimle işbaşına gelmiş bir insanı nasıl 'Terk et git' diyebilirsin? Hani demokrattınız? Bunu kabullenmek mümkün mü? İşte AB, ne olduğu ortaya çıktı. Hani demokrasi? Bir taraftan demokrasi diyeceksiniz, bir taraftan cebren ve hile ile hükümet devireceksiniz.
"BİRKAÇ HAFTAYA ÇIKARILMAZLARSA..."
Ülkemizdeki teröristlerin tehdidi neyse, Suriye'deki teröristlerin de aynıdır. Güvenliğimizi sağlamanın tek yolu, Suriye'de terör örgütlerinin kaynağını kurutmaktır. Suriyeli kardeşlerimize de huzur ve güven içinde yaşayabilecekleri bir iklim sağlamış olacağız. Kalıcı olarak geri dönüşlerini sağlamanın yolu budur. Fırat'ın doğusu ve Münbiç gündemimizdedir. ABD'nin verdiği sözleri yerine getirmesini bekliyoruz. Münbiç ortada bırakıldıkça rejimin hevesleri kabarıyor. Bu bölgenin halkı Türkiye'nin güvencesinde kendi geleceklerine kendileri sahip çıkmak istiyor. Siyasi ve diplomatik mücadelemizin yanı sıra askeri hazırlıklarımızı sürdürüyoruz. ABD bize verdiği sözü tutmazsa kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz. Sayın Trump'la bu konularda verimli görüşmeler yapıyoruz ancak alt düzeydeki görüşmelerde aynı verimi elde edemiyoruz. Tatmin edici bir plan yoktur. Anlaşmalara sadığız. Ama sabrımız sınırsız değil. Münbiç'teki teröristler birkaç haftaya çıkarılmazsa bekleme süremiz sona erer. Kendi planlarımızı hayata geçirme yolu doğacaktır. Suriye'deki gelişmelerin ülkemizin geleceği için taşıdığı önem bize her yolu kullanma fırsatı taşıyor. Suriye politikamızda taahhütlerimizi yerine getireceğiz. Bölgedeki tüm aşiretler 'Ne zaman geliyorsunuz' diye soruyorlar.