Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Atv- A Haber-A Para-A News-A2-A Haber Radyo ortak yayını "Başkan Erdoğan ile gündem özel" programında, gündemdeki gelişmeleri değerlendirdi. Başkan Erdoğan'dan ekonomiden, Suriye'deki gelişmelere, yerel seçimden Rusya'daki Soçi Zirvesi'ne ilişkin önemli açıklamalar...
Başkan Erdoğan'ın açıklamalarının satır başları...
SOÇİ'DEKİ SURİYE ZİRVESİ
Başta sayarken kanalları zorlandık. Buradan vereceğimiz mesajlar ile bölgdeki barışın tesisine katkıda bulunacağız. Soçi'de başlayıp Ankara ve Tahran olarak devam eden ve ikinci turunda tekrar Soçi'den başlayıp beşincisini de inşallah Türkiye'de yapacağız Hangi vilayette olacağını henüz kararlaştırmadık.
"VERİLEN SÖZLER HALA TUTULMADI"
Münbiç'deki terör örgütlerinin bulundukları yeri terk etmesi gerekiyor. Münbiç'ten çıkmaları gerekiyor. Atılan bir adım var mı yok. Münbiç terör örgütlerinin yeri değil. Burası Araplara aitir. Hala bize söyelenen çıkacaklar, terk edecekler. İdlib büyük önem arz ediyor. Bizim arzumuz bu dönüşlerle birlikte o insanların mutluluğunu saplamak. Avrupa Birliği verdikleri sözü tuttu mu tutmadı. Söz var ama icraat yok. Biz Türkiye olarak hep dedik ki veren el olacağız. Dünyada tüm ülkeler arasında milli gelire oranla en az gelişmiş ülkelere yardım konusunda Türkiye bir numara. Türkiye'de artık, Suriye'de düzenin kurulacağı izlenimi oluşmaya başladı.
TRUMP'IN SURİYE'DEN ÇEKİLME KARARI VE YAPTIĞI AÇIKLAMA
Trump'ın şu anda bir para talebi var. Bu para talebinin Kongre'den çıkması gerekiyor. Şu an itibarıyla çıkmış değil. Bu konuda da çok farklı yöntemleri kullanmak istiyor. Demokrat üyeler bunu üst mahkemeye götürme durumundalar. Bir diğer taraftan da hala DEAŞ'ı adeta 24 saat içerisinde temizleyeceğini sayın Trump iddia ediyor. Bu olur mu, olmaz mı ayrı konu. Zaten DEAŞ'dan orada ne kaldı ki? DEAŞ'ın artık kırıntıları var. Bunu söylemek suretiyle Demokratlar'ın desteğini alabilir miyim? Böyle bir anlayışta olabilir diye düşünüyorum. Yarınki açıklamada şunu bir defa kesinlikle söyleyecektir diye düşünüyorum. Diyecek ki DEAŞ'a karşı zaferi kazandık. Bir zafer ilanı olabilir. Bu ilanı yaparken de DEAŞ'ın orada coğrafi hakimiyetini sonlandırmak diye bir dert yok. DEAŞ'a kaynaklık eden özellikle ortamı sonlandırmak olabilir.
"KENDİ İÇİNDEN UZAK BİR GÖRÜNÜM SERGİLİYOR"
Göreve geldiğinden bu yana yanındaki generallerden birçoğunu tanıma fırsatı bulduk, sürekli değişim var. Mesela Tillerson gitmiştir, ondan sonra şimdi başkası gelmiştir. Mattis gitmiştir onun yerine başkası gelmiştir. Demek ki burada hakikaten yönetici olarak kalabilmek öyle kolayl bir iş değil. Sayın Trump'ın özel sektörden gelme olayı çok çok önemli. Zaman geliyor o şirket mantığıyla yönetiyor. Ben o mantığı savunan birisiyim aslında. Ben özel sektör alanını aynı zamanda bilen birisiyim. 40 yıllık siyasette aktif bir ömrüm var. Bir diğer taraftan özel sektörün içerisinde bulundum. Trump yönetimi Suriye'den çekilme noktasında kendi içinden uzak bir görünüm sergiliyor. ABD'nin Suriye'den çekilme kararını takip edeceğimizi hep söylüyoruz. Kendi planlarımızı hayata geçirme noktasında kararlıyız.
Kobani'den gelenler Türkiye'de yaşıyor. 'Kürtlere karşı olumsuz yaklaşımlarınız var.' Elinize dizinize dursun. Ayırmak diye bir şey olmaz.
TRUMP İLE GÖRÜŞMESİ
Bir akşam Trump beni aradı. 'Kobani'de bize yardımcı olun. Oradaki Kürtler'i kurtaralım. Onlarn yok edilecek' dedi. Kendisine dedim ki, 'Niye yok edilsin'. Daha sonra onlara helikopterlerle silahları indirdiler ve orada terör koridoru oluşturdular. Sonunda Kobani'den büyük bir kısmı Türkiye'ye göç etmek durumunda kaldı. Bizim güvencemiz altında. Utanmadan, sıkılmadan 'Türkiye Kürtlere düşmanlık yapılıyor' deniliyor. Bu nasıl düşmanlıktır? Biz her türlü yardımı yapıyoruz. Elinize, dilinize dursun yahu! Bilmeden bunları nasıl konuşursunuz. Biz teröristlere karşıyız, Kürtler benim vatandaşım, kardeşimdir. Benim partimde çok ciddi oranda sayısal olarak Kürt vatandaşlarım vardır. Öyle ayırmak olmaz.
"ABD HALA SAMİMİ DEĞİL"
ABD hala samimi davranmıyor. Biz onlara karşı her türlü samimiyetimizi şu ana kadar gösterdik. Terör örgütlerinden gelenler vardı. Bizden istediklerini verdik, El Kaide'den mesela. En son aramızda sıkıntı noktası olan papaz Bronson konusunda da yine yargımız olayı iyi niyetle ele almak suretiyle, yargımızın verdiği adli kontrolle değil de bir tahliye kararı çıktı ve gönderildi. FETÖ ABD'de yargılanan birisi değil şu anda. FETÖ'yü ülkemizde onunla ilgili bu kadar verilmiş kararlar var, 85 dosyayı gönderdik. Sadece deporte edecek, gönder, dostluğumuzu görelim. Bakıyorsunuz daha sonra 'filancayı da gönderin' kusura bakmasınlar, bu aramızdaki gerginliği arttırıyor.
BAŞKAN ERDOĞAN'DAN TURKUVAZ GRUBUNA TEŞEKKÜR
Kaşıkçı olayına ilişkin ele alınan kitaba dair Turkuvaz Grubu'na özellikle teşekkür ediyoruz.
CIA, daha bütün ağırlığını buna koymuş değil, ABD'nin ağırlığını koyması lazım. Bir Müslüman kalkıp da bir Müslüman kardeşine böyle bir şey yapabilir mi? Dışarıda nişanlısı bekleyecek ondan sonra kayıp. Siz yalan açıklamalar yapıyorsunuz. Geldi, çıktı. Nişanlısını unuttu mu? Öyle bir şey olabilir mi? 'Kesmeyi iyi bilirim' diyor. Anlıyoruz ki bu adam adli tıpçı. Bu mızrak çuvala sığmaz. Bu işi uluslararası mahkemeye taşıma noktasında kararlıyız
MACRON'UN SÖZDE ERMENİ SOYKIRIMI KARARI
"MACRON'A BİZZAT SÖYLEDİM...
1793-1796 Batı Fransa ve Amerikalı tarihçiye göre Fransız devriminin akabinde yaklaşık 600 Katoliği katlederek Fransa modern tarihin ilk soykırımını yaptı. 1830 Cezayir. Fransız orduları Cezayir'i işgale ve halkına zulmetmeye başladı. 1839 Gabar, bir sömürge merkezi kurarak, köle ticaret merkezi haline getirdiler. 1840 Senegal, işgal sonrası büyük bir hristiyanlaştırma çalışması başladı. Vietnamlılar Fransızlar tarafından katledildi. 1881-1884 çok sayıda insan katledilmiştir. Yerli kanunu adı verilen zulüm kanunları uygulamaya geçirilmiştir. 1881 Tunus. Fransızların yönetimine geçen Tunus'ta işgale direnenler katledildi, halk Fransızca eğitim öğretime başlatıldı. Fransızlar İslamın izlerini silmek için İslami eğitimini yasakladılar. Macron bunları bilmez. Macron'a söyledim, 'Sen daha siyasette yenisin' dedim. Bunları bir defa iyi öğrenmesi lazım.
"O İFADEYİ DİKKATLİ KULLAN"
1916 Kamerun, müslümanlara baskı uyguladılar. Cibuti'de ayaklanmayı insanlık dışı uygulamayla bastırdılar. Ayrıca müslümanların dinlerini öğrenmelerini öğrendiler. 1945 yeniden Cezayir. Bağımsızlık yanlısı 45 bin Cezayirliyi kadın, yaşlı, çocuk demeden katlettiler, 1,5 milyon Cezayirli hayatını kaybetti. 1961 Paris. 17 Ekim 1961'de Fransız polisi ülkelerinin Fransız koloni yönetiminden bağımsızlığı talep eden silahsız Cezayirlilerin ölümüne sebep oldu. Ruanda, 800 bin Tutsi'nin ölümüyle sonuçlanan soykırımı. Fransa soykırım yapmıştır, soykırımcılara askeri eğitim, silah ve destek sağlamıştır. Macron bir defa sen bu işi hallet. Bizim tarihimizde soykırım yoktur. Ermeni soykırım yapıldı ifadesini dikkatli kullan. Önce bu işin tarihini öğren. Şu anda ülkemizde bizim 100 bin civarında vatandaş, vatandaş olmayan Ermeni var. Şu anda bayram değil seyran değil eniştem beni niye öptü.
TÜRKİYE'NİN AB'YE ÜYELİK SÜRECİ
Türkiye'yi almayanları açıklıyorum: Biz müslümanız, müslümanız diye almıyorlar. Çıkın bunu açıklayın. Konuştuğumuzda 'hayır böyle şey olur mu' diyorlar. Bahaneleri nüfusunuz kalabalık olduğu için almıyoruz diyorlar. Peki başta niye demediniz? Siz AB olarak eskiden parasal destekleri veriyordunuz. Bir ara genç nüfus falan dediler. Bunların hepsi yalan.
"BU SİLAHLARIN SERİ NUMARALARININ KENDİLERİNDE OLDUĞUNU SÖYLEDİLER"
ABD benim burada 18 üssüm var diyor. Bu tür desteklerle orada ortamı geren bir yaphı sözkonusu. Bu terör örgütlerini de Kürtler adına kullandığını söylüyor. Samim Kürtlerin temsili diye bir şey sözkonusu değil. Bu silahların seri numaralarının kendilerinde olduğunu söyledi. Ben dedim ki, 'Sayın Trump aynı şeyi Bush da söyledi. Seri numaraları bizde olduğu için bu silahları alarak buradan çıkacağız' dedi. Daha sonra terör örgütüyle mücadelemizde baktık ki Amerika'nın silahları orada. Bu silahlar aynı zamanda satıldı. Silah pazarında şu anda satılıyor. Kendilerine bunu söylediğimizde 'buradan el çekelim' demiyorlar. Ama bu gerçekler kendilerinin önüne sürekli gelecek.
ASKERLİK SÜRESİ
Askerlikte belli noktaya gelindi. Yeni askerlik sistemi çalışmalarında milletimizin askerlikten bağlarını koparmadan TSK'nın ihtiyacının karşılandığı, bunun yanında yükümlü her vatandaşın askerlik eğitimi kamuoyunda olumlu algı uyandıracak bir sistem oluşturmayı hedefledik. İş belli bir aşamaya geldi. Burada 2,6,9,12 demiştim ama bu 6,9,12 şeklinde belirlenmiş vaziyette. Bunların içerisinde er erbaş durumu sözkonusu. Yedek subaylık aynı şekilde sözkonusu. Bunların yanında yedek astsubaylık da sözkonusu, bunlar olacak. Burada özellikle ihtiyaca göre bazı adımlar atılacak. Bedelli askerlik var, dövizle de var. Döviz neyse karşılığı Türk lirası olacak. 12 ayı yedek subay olarak da gündeme getiriyoruz. Yedek subaylık olayını ciddi manada önemsiyoruz. Yetişmiş insandan TSK'da istifa etmemiz lazım. 12 olarak gözükse de bunun 1 ayı zaten izin olarak geçiyor. Burada 3 ay temel eğitim var. Bunun yanında özellikle ücretler noktasında bu eğitim dönemi, belli bir ücret kendilerine ödenecek. Burada hassas bir şey var. Bedelli ve dövizli. Buradan elde ettiğimiz gelirle er erbaş, astsubay, yedek subay, yedek astsubay, bütün bunların ücretleri belirleme noktasında çalışmalar yapıldı.
YEDEK ASTSUBAYLIK DA OLACAK
Personel kaynağı noktasında herhangi bi sıkıntıya girmeyeceğiz. Bedelli askerlikte bu planlamayla geçmiş oluyoruz. Dövizlide aynı şekilde önüne geçmiş oluyoruz. Bu sistem ne üzerine çalışacak? TSK'nın ihtiyacı nedir? Öngörülebilir olmak önemli. Süreklilik ifade edecek bu planlama. Eğitim ve mesleki gelişim ihtiyacı. Özellikle yeni askerlik sistemimizin sistem olarak alt başlıklarını oluşturuyor. Bedelli ve dövizde soru işareti kalmayacak. Sabit fiyat üzerinden gidecek. Şu kadar Avro mu dendi? Onun karşılığında TL ne ise bedelli askerliğe katkısı o olacak. Ama dediğim gibi 6,9,12. Yükümlü er baş er. Yedek subay, yedek astsubay olacak. Bu şekilde yeni düzenlemeyi bitirmiş olacağız.
KARTAL'DA ÇÖKEN BİNA
Yanıbaşında bu olay oluyor ve siz 5 gün sonra oraya gidiyorsunuz. Genel Başkan ise kendi belediye başkanının oraya ne zaman gittiğinin haberi yok, benimki bütün gün oradaydı diyor. Peki bay Kemal sen 21 kişinin şehit olduğu vakada sen neredesin. Yuhalanır mıyım diye mi korktun. 9 askerimizin şehidinde istifa eden Akif Hamzaçebi oradaydı, ama Bay Kemal orada yoktu. Sen nerede varsın yahu! Kalkıp AK Parti'ye suçlama yapıyorsun. AK Parti'nin döneminde mi oldu. Ben göreve geldiğimde Türkiye'de önceki belediyelerden devraldığım bir şey 13 emsal vermek suretiyle inşaat ruhsatı veriyorlardı. Bunu 3 emsale indiren benim. 100 binlikler bana geldiğinde yerine göre makaslamışımdır. Dikey mimariye hep karşı çıktım, başarılı oldum mu, olamadım. Niye bazı yerlerde bizim tasarrufumuz dışında maalesef. Her yerde olamıyorsun ki aynı anda. O partinin genel başkanı olarak oraya gelip ziyaret etmiyorsun. Belediye başkanın 5 gün sonra oraya geliyor. Oraya gelişini görüyor musunuz? Bakıyorsunuz farklı havalarda adeta bir kovboy edasıyla oraya geliyor.
"KILIÇDAROĞLU YALANI ÇOK İYİ BİLİR"
Sayın Kılıçdarıoğlu yalanı çok iyi biliyor. Ekranda sizler bize CHP'li belediyelerin ne halde olduğunu gösterdiniz. 94'de İstanbul'da çöp, çukur, çamur vardı. Susuzluk, hava kirliliği, pis koku vardı. Haliç bitmişti. Çöp dağları almış başını gidiyordu. Biz geldik, verdiğmiz sözü tuttuk. Çöp dağlarını temizledik. Çöp dağları deyince, sayın Sözen, Ümraniye Belediye Başkanı da CHP'liydi. O vahşi çöp patladı. 39 kişi orada öldü. Orayı ben büyükşehir belediye başkanı olunca spor tesisleri haline getirdim. Biz geldik, İstanbul'da su sorunu vardı. Melen'den suyu getirdik. 2040 yılına kadar İstanbul'un su ihtiyacı olmayacak.
"BİZ BOĞAZ'DAN HALİÇ'E SU GETİRDİK"
Haliç şu anda balık tutulan bir yer haline gelmiştir. Biz boğazdan Haliç'e su getirdik. Haliç'in içindeki suyun devir daimi arttı. Koku diye bir şey kalmadı. Şu anda Haliç Kongre Merkezi'nin olduğu yer Sütlüce Mezbahanesi diye geçerdi. İşkembeciler vardı orada. Orada hayvanlar kesilirdi. Biz burayı kültür kongre merkezi yapalım dedik. Temelini attık benden sonra gelen arkadaşlar, en son Kadir Bey döneminde tamamlandı ve güzel bir eser meydana geldi. Bütün mesele aşk, dertli olmak meselesidir. Neşet Ertaş'ın dediği gibi: Aşk ilen koşan yorulmaz. Bay Kemal şunu öğrenmesi lazım: Çöp, çamur, çukur. Bunları sıfırlayan Refah dönemidir. Daha sonra da AK Parti dönemidir.
"ÖLENLERİN REHİN ALINDIĞI TABLOLARI DA BİLİYORUZ"
Sayın Kılıçdaroğlu'nun SSK Genel Müdürü olduğu dönemde hastanede ölenlerin rehine alındığı tabloları da biliyoruz. Ölmüş ama bırakmıyorlar. Genel müdür kim? Bay Kemal. Yahu ölmüş, parayı getireceksin, öyle alacaksın. İlaç zaten yok. O zaman gidip de eczaneden SSK'lı ilaç alamaz. Hastanenin kendi eczanesi var. Doktor 5 tane yazmışsa 3 tanesi var 2 tanesi yok. Tüm bunları yaşadığımız dönemden buralara. Şimdi artık böyle soru var mı? Şimdi herkes istediği eczaneden ilacını alabiliyor mu? Alıyor. İstediği yerde tedavisini olabiliyor mu? Özel hastaneler dahil, yeter ki SGK ile anlaşması olsun. Bay Kemal, 'hastanede artık ameliyatlar durdu' yalanını attı. Her ilde, hatta ilçelere varıncaya kadar hastaneler inşa ettik.
"BU ÜLKEDE EĞER BİR AYRIMCILIK VARSA..."
Bu ülkede eğer bir ayrımcılık varsa bunun sanatçılardan veya biz siyasetçilerden kaynaklanmadığı ortaya çıkıyor. Birilerinin düşünce dünyasına uymayacak hareketler içine giriliyorsa girenler ister sanatçı, ister siyasetçi olsun afedersiniz tu kaka! Örneğin Harbiye kongre merkezini yaparken orada yine bir tiyatro var. Biz tabii orayı yaparken bu tiyatroyu yıkmamız lazımdı. Ama biz buraya daha büyüğünü yapalım dedik. Daha işe başlamadık, hemen tiyatrocu olduğunu söyleyenler aleyhte kampanyalara başladılar. Kendilerine ifade ettim, daha büyüğünü, daha modernini yapacağız dedik ama hayır durmadılar. 3 bin 300 kişilik o dev salonu yaptık. Yukarıda tiyatro salonunu yaptık. O günden bugüne orası hiç boş durmuyor. Bu tiplerden bizim arkadaşlarımız hep sözlü hareketlere uğramışlardır. Tweetler atmak suretiyle.
"BİZ HER ZAMAN SANATÇILARI YANINDAYIZ"
Ben sanatçılarımıza yapılan saygısızlık, hakaretlerden dolayı onlar adına üzüntülerimi dile getirmişimdir. Sanatçı zaten sanatıyla bir defa kendisine olan muhabbeti her zaman kazanacaktır. Biz de her zaman onların yanındayız. Nitekim sinema yasasıyla attığımız adım bunun emaresidir. Nefret hiçbir zaman kazanamaz. Tahammülsüzlük zaten bizim değerlerimize uygun değil. Mahalle baskısı nerede ve nasıl yaşanıyor herkesin çok iyi görmesi lazım. Şu anda benim milletim de mahalle baskısının nerelerden geldiğini, nasıl olduğunu görmek suretiyle 31 Mart'ı ona göre değerlendirilmesi gerekiyor.
"IMF 1-2 SENE ÖNCE BİZDEN BORÇ İSTEDİ"
CHP yine bunu gündeme getirip duruyor. IMF daha 1-2 sene önce bizden borç istedi. Ben o zaman Başbakandım, dedim ki 'verin' dedim. IMF vereceğimizi anlayınca borç almaktan vazgeçti. Şu anda IMF ile bizim ilişkimiz yok.
Biz göreve geldiğimizde 23,5 milyar dolardı IMF'ye borç. IMF, CHP iktidarının, bu SHP olabilir CHP olabilir, birbirinden farkı yok. Biz bunları sesinden tanırız. Kucağımızda bulduğumuz IMF'yi peyderpey taksitlerimizi ödemeye devam ettik. Merkez Bankası'nın döviz rezervi 27,5 milyar da bizi rahatsız etti. Hatırlarsanız 2008'deki ekonomik krizde 'bu kriz bizi teğet geçer' demiştim. Şu anda gelinen noktada malum 2013 Mayıs'ında IMF borcumuzu sıfırladık. Bu işi biz başlatmadık ama biz çözdük.
"ANINDA FİYATLAR YARI YARIYA DÜŞTÜ..."
Şimdi bize bir operasyon çekmeye kalkıyorlar. Domates, biber, bakliyat ürünleri. Zincir marketlere de açık söyledim. Eğer bu fiyatlar en uygun yere çekilmezse adımlarımızı atarız. Adımı attık. Şu anda bu işe Ankara, İstanbul olarak başladık. Bugün Bursa'da 3 tane açtık. Yarın öbür gün 10'a çıkacak. Ben 30'a kadar çıkartın dedim. Anında fiyatlar yarı yarıya düştü. Zincir marketlerde de fiyatlar ciddi manada düşüş göstermeye başladı. Burada çok ahlaki olmayan bir şey daha var. Bazı köşe yazarları. Onlar da diyorlar ki, 'bu serbest ekonomisine terstir'. Bize serbest piyasa ekonomisini öğretme. Serbest piyasa ekonomisi dediğin olay, günlük, haftalık ürünler için geçerli değildir. Beyaz eşya, otomobilde geçerlidir.
"UYGUN BİR YERE GELMEZSE DİĞER ÜRÜNLERE DE GİRERİZ"
Seçim sonrası bu iş düzeldi düzeldi. Düzelmediği takdirde ilgili bakanlıklarımız oturacaklar, konuşacaklar. Bu marketleri ciddi manada rahatsız edecek. Eğer fiyatlarda uygun bir yere inmezlerse bu kez biz diğer ürünlere de gireceğiz. Bizim kesinlikle bu alanlarda da bulunmak diye bir derdimiz yok.
"TÜRKİYE GENELİNE YAYARIZ"
İki tür kuyruk vardır. Bir yokluk kuyruğu. İki varlık kuyruğu. Yokluk kuyrunu CHP iktidarlarında yaşadık biz. Benzinden yağ kuyruklarına varıncaya kadar. Bir gün sonra benzin istasyonundan benzini alırlardı. Sana yağ kuyrukları aynı şekilde.Şimdi ise bu attığımız adımla varlık kuyruğu oldu. Geliyor herkes ne ararsan bu çadırlarda hepsi var. Onun için sıraya giriyor. Oradaki esnaf süratle yetiştirmenin gayreti içerisinde. Tüm Türkiye'ye yayılacak. Seçim sonrası her şey yerli yerine oturdu, biz çekiliriz. Oturmadı, biz bunu şehirlerimizde yaygınlaştırarak devam ederiz.
'İLLET İTTİFAKI'NA SERT TEPKİ
Başkan Erdoğan, 31 Mart seçimleri öncesi, yine Türkiye düşmanlığı ortak paydasında buluşan 'İllet İttifakı'na da değinerek "Bu 4 parti bir araya gelmiş olabilir, 20 çürük yumurtadan 1 tane sağlam yumurta olmaz" dedi.
CUMHUR İTTİFAKI
Ona millet ittifakı demeyelim de sayın Bahçeli'nin ifadesiyle zillet benim de ifademle illet ittifakı. AK Parti, Erdoğan karşıtlığı üzerinden kendilerine göre bir yapılanma içindeler. 94'den bu yana AK Parti'yi çökertememenin bir neticesidir. Ben inanıyorum ki halkım cumhur ittifakına sahip çıkacaktır. Tıpkı 15 Temmuz darbe girişiminden sonra 7 Ağustos'ta Yenikapı ruhu inşa edelim dedik. Cuma akşamına kadar Bay Kemal gelmeyeceğini bildirdi. Kendisine içeriden ve dışarıdan öyle baskılar yapıldı ki Yenikapı'ya gelmeye son anda karar verdi. Daha sonra 'Yenikapı ruhu yoktur' dedi. Ama biz Cumhur ittifakının temellerini o zaman atmış olduk. 24 Haziran ve ondan sonraki süreçte bu ittifakı devam ettiriyoruz. Cumhur ittifakını pazara kadar değil mezara kadar devam ettirmeyi umuyoruz.
ORTAK MİTİNG
Biz sayın Bahçeli ile ortak mitingler de yapacağız. Bazı illerde yapacağız. Çok olmayacak ama yapacağız. Ben burada halkıma özellikle iki önemli done veriyorum. Bir AK Parti'yle MHP'nin azami müşterekleri vardır. Geçmişten bugüne ve geleceği.
"EDİRNE'DEKİ ŞAHIS 53 KİŞİNİN ÖLÜMÜNE SEBEP OLMUŞTUR"
Ey benim sevgili milletim, acaba bu CHP, HDP, İYİ Parti, Saadet Partisi. Bu dörtlünün bırakın azami müştereğini acaba asgari müşterekleri var mı? Yani en az şu konuda müşterek yanları vardır diyebileceğiniz var mı? Örneğin Saadet Partisi'yle HDP arasında veya İYİ Parti ile HDP arasında olabilir mi? CHP ile HDP arasında müşterekler olabilir. Fakat bunlar basit menfaatler uğruna terör örgütünün başındakileri bile savunur hale geldiler. Edirne'deki yatan kişiyle ilgili. Bu kişi terörist başını savunan, onun yanında Diyarbakır'da 53 vatandaşımızın ölümüne neden olan kişi. Bu kişi adeta suça davet çıkardı. Bunun neticesinde şu andaki konumundadır. İkide bir İmralı'nın anıtını dikmekten bahsediyor. Neyin anıtını dikiyorsun? Bu ülkede her tarafı bunlar kan gölüne çevirmişler.
"EY BENİM KÜRT KARDEŞİM GENE BU OYUNA GELECEK MİSİN?"
AK Parti'yi nasıl batıda kaybettiririz. Güneydoğu'da, Doğu'da kendileri açısından biz nasıl kazanırız. Teröre mesafe koymayan bu dörtlü çeteye şunu hatırlatıyorum, er ya da geç eriyeceksiniz, biteceksiniz. Bu millet sizi affetmeyecek. Kürt kardeşlerimiz kayyumlar sayesinde belediyede hizmet gördü. Diyarbakır'da bunu göreceksiniz. Batıda ne varsa orada o oldu. Şırnak gibi yerde aynısı oldu. Oradaki belediyeler devletten aldıkları paraları Kandil'e gönderdiler. Kayyumlarla bütün bunları şu anda aştık. Buralar aydınlatma görmezdi. Ey benim Kürt kardeşim gene bu oyuna gelecek misin? Butün bu hizmetler size marifet iltifata tabidir anlayışıyla bunu ortaya koyanlar�� herhalde yalnız bırakmayacaksınız. Ki bu yolculuk 31 Mart'tan sonra devam etsin.
"ASLA MÜSAADE ETMEYECEĞİZ"
Bizim vatanperver olanları işbaşında tutacağız. Ben istiyorum ki, demokrasi ve demokratik ortamda özellikle Güneydoğu'da yaşayan vatandaşlarımızla adımlarımızı atalım. Açık söylüyorum, teröre bulaşmış olanlara asla müsaade etmeyiz. Teröre bulaşmışlarsa kayyum atarız. AK Parti olarak bizler güçlenerek yolumuza devam edeceğiz. Bursa'da muhteşem bir miting yaptık. Cumhur ittifakı olarak Yenişehir Belediyesi'nde MHP'li bir arkadaşımız aday oldu, belediye başkanımız meclis üyesi oldu. Böyle bir anlaşma ruhu oldu.
"İSTİHDAM SÖZÜ ALDIK"
Odalar ve Borsalar Birliği'nden istihdam sözü aldık. Bu işi takip edeceğiz. Henüz bir adım atılmadı. Şu anda uygulamaya geçmesini bekliyorum. Bilemiyorum onlar da seçimi mi bekliyorlar. Oradan gelecek netice bizim için önemli. Bir taraftan yavaş yavaş turizm mevsimine göre gidiyoruz. Tüm hizmet sektörü ciddi bir inşallah patlama yaşayacak.
FUTBOLDA VAR SİSTEMİ
Hakemlik olayına çok girmek istemem. VAR sistemi eğer bir kontrol mekanizması olarak onu da kontrol eden ayrı bir mekanizma kurulursa faydalı olacağına inanıyorum. Bunu özellikle güreşte benzer sistem başladı, futbolda acaba olmaz mı, hep bu konuşulurdu. Şimdi futbolda da olmasını, bazı hatalar yanında ağırlıklı olarak faydasına inanıyorum. O telaş içerisinde hakem gelip, bakıp acaba orada doğru kararı verebildi mi? Şimdi eğer bir chack balans sistemiyle ayrı bir hakem heyeti olabilirse, takip ediyorsa hata payı orada adeta sıfıra doğru düşebilir. Çünkü kolay değil bu iş. Bir hata penaltı getirir. Bir hata penaltısını elinden alabilir. Bunlara tabii hakikaten o takıma gönül veren isyanlar isyan etti gibi yöneticileri de isyan ediyor.
"YERLİ OLANLARLA BAŞARI KAZANDIK"
Yerli ve milliliği savunan bir Cumhurbaşkanı olarak aslında yerli bir hocamızın olması benim arzumdur. Geçmişten bugüne geldiğimizde biz yerli olanlarla başarı kazandık. Dolayısıyla gerek bütün kendi liglerimizde futbolcuları tanıma noktasında, onların takibi noktasında yerli hoca çok daha etkili olacaktır. Yabancı benim liglerimde oynayan oyuncuların performansını bilemez. Yerlisi bilir. Bir defa yıl boyunca kim kimdir gayet iyi biliyor. Hepsinin ruhunu biliyor, ciğerini okuyor. Gencinden tecrübelisine varıncaya kadar oluşturduğu teknik kadrosuyla kalkıp da çarşıda pazarda kim var diye bakamazsın, yetiştireceksin. İspanya'da bir yetkili bana 'yüz binin içinden çekip çıkarıyoruz takımı' dedi. Çıkardığı yedeği ile beraber taş çatlasa 20 kişi. Bir yerli, kendi teknik kadrosuyla beraber Türkiye bu işte var olduğunu ispat edecekse bu işin içerisine girmesi lazım diye düşünüyorum. Biz AK Parti iktidarı olarak altyapıya çok yatırım yaptık. Şu anda öyle stadlarımız var ki Avrupa'da yok. Kapalı salonlarımız, yüzme havuzlarına kadar. İstiyoruz ki, bütün bunları yaparken bunun içeriği önemli. Ankara'da şu an itibarıyla Osmanlı'nın kendi stadı vardı. Eryaman'ı bitirdik. Hepsinden öte 19 Mayıs ki çok muhteşem bir stadyum, Wembley'i aşacak.
"BİZ BELEDİYECİLİKTE İSPATI VÜCUT ETMİŞ BİR PARTİYİZ"
Sevgili halkıma milletime şunu ifade ediyorum, oyunu kullanırken yerel yönetimde bu 94 ruhunu bir kenara bırakmamalı diye düşünüyorum. Biz 94'den bu yana ispatı vücud etmiş bir belediyecilik ve siyasi hareketiz. Biz cek cakla konuşmuyoruz. Yaptıklarımızla konuşuyoruz. CHP'nin elinde bir İzmir var. İzmir, körfez afedersiniz pislikten geçilmiyor. İzmir susuzdu, suyu biz getirdik. Raylı sistemi yüzde 50 yüzde 50 olarak yine biz yaptık. Şimdi İstanbul raylı sistemle ta İzmir'e kadar gideceğiz. Giderken de Bursa vs. bunun içerisine katıyoruz. Buradan 3 saat gibi bir sürede artık ulaşma imkanına kavuşacağız. şimdi Binali Bey İstanbul'da belediye başkan adayı oldu. Hem inandığım kişiye hem de başarabileceğine güvendiğim kişiye emanet etmem lazım. İstanbul'u kendini ispat etmiş kişiye emanet ediyoruz. Aynı şey Ankara'da. Mehmet Bey 5 dönem Kayseri gibi şehri şehir yapan bir belediye başkanı. Daha sonra milletvekili. Kendisini Çevre Şehircilik Bakanı yaptım. Bir yerde belediyeciliğin daha büyük çapta uygulaması demektir. Ankara başkentimiz. Buraya da böyle bir belediye başkan adayı yakışır dedik.
"BENİM ARKADAŞLARIMLA CHP'NİN ADAYLARI KANTARA ÇIKAMAZ"
CHP'nin adaylarına bakın, kantara çıkmaz. Ne Ankara'daki ne İstanbul'daki. Benim arkadaşlarımla bunlar kantara çıkamazlar. En büyük terazi halkımın eli. Onlar en ideal ölçüdür. Ankara'yı da İstanbul'u da kime teslim edeceğini çok iyi bilmesi lazım. Tabii İzmir'i de unutamam. Aynı zamanda Ekonomi Bakanlığı yapmış arkadaşımı İzmir'e aday yaptık. İzmir'de de kendi özel yatırımları olan bir arkadaşımız. İzmir'de de Nihat Bey'le çok daha farklı bir şekilde inşallah uçuracağız. İzmir AK Parti belediyeciliğine hasret. Bütün bütün büyük şehirler noktasında iddialıyız. Temennim odur ki 31 Mart akşamı milletimizle beraber gülelim.