Türkiye, son yıllarda terörle mücadelenin her unsurunda çok etkin bir şekilde kullandığı istihbari gücünü, bu kez İstanbul'da yakaladığı iki casusla tüm dünyaya bir kez daha ispat etmiş oldu.
TUTUKLANDILAR
Birleşik Arap Emirlikleri için çalıştığı iddiasıyla gözaltına alınan iki şüpheli, casusluk suçundan tutuklanmaları talebiyle hakimliğe sevk edildi. İstanbul Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği, iki şüphelinin "siyasi ve askeri casusluk" ile "uluslararası casusluk" suçlarından tutuklanmalarına karar verdi.
Milli İstihbarat Teşkilatı, Birleşik Arap Emirlikleri vatandaşı olan iki istihbarat subayını yakalayarak gözaltına aldı. Bu gibi durumlar ülkelerin 'arka kapı' diplomasisi ile olayı kendi aralarında hallettiklerine dikkati çeken istihbari kaynaklar, bu olayın hem Reuters hem de El Cezire gibi iki güçlü kaynakla tüm dünyaya duyurulmasının önemine vurgu yaptı.
İLK ANDAN İTİBAREN İZLENDİLER
Operasyona ilişkin detaylar da netleşmeye başladı. Yeni Şafak'ın güvenlik kaynaklarından edindiği bilgiye göre, gözaltına alınan isimler ilk andan itibaren fiziki ve teknik takip altındaydı.
BAE'li casusların, İstanbul'daki Suudi Arabistan Başkonsolosluğu'nda öldürülen Gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayeti kapsamında MİT'in teknik takibinde olan bir isimle iletişim trafiğinin sıklaşmasıyla operasyon için düğmeye basıldı.
Havalimanına inişlerinden bugüne kadar takip altında olan iki ismin İstanbul'a eğitim amaçlı geldiği kaydedildi.
İTİRAF ETTİLER
Gözaltına alınan iki ismin sorgularının bizzat MİT'in bu konuda yetkin bir ekibi tarafından yapıldığı öğrenilirken, söz konusu isimlerin 'istihbari faaliyetler' kapsamında İstanbul'da bulunduklarını itiraf ettikleri öğrenildi.
BAE'li casusların, Kaşıkçı cinayetinde görev üstlenen bir kişiyi Türkiye dışına çıkarmak için buraya gelip gelmedikleri sorusu şuan için henüz yanıtlanmadı. Ancak güvenlik güçlerinin tüm bu ihtimaller için geniş kapsamlı bir çalışma yaptığı biliniyor.
HENÜZ TEMAS KURMADILAR
Öte yandan güvenlik kaynaklarından alınan bilgiye göre, olayın üzerinden yaklaşık 5 gün geçmesine rağmen Birleşik Arap Emirliklikeri ne Büyükelçilik ne Konsolosluk ne de Dışişleri Bakanlığı nezdinde Türkiye ile herhangi bir temas kurmadı.
KAŞIKÇI CİNAYETİ
Evlilik işlemleriyle ilgili olarak kağıt işlerini halletmek üzere 2 Ekim 2018'de ülkesinin İstanbul Başkonsolosluğuna giden Suudi Arabistanlı gazeteci Cemal Kaşıkçı, Suudi Arabistan'dan gönderilen infaz timince vahşice öldürülerek parçalara ayrılmıştı.
Cinayeti uzun süre inkâr eden Suudi Arabistanlı yetkililer Cemal Kaşıkçı'nın konsoloslukta kısa bir süre kalarak buradan ayrıldığını açıklamış olsa da, günbegün ortaya çıkan deliller doğrultusunda köşeye sıkışarak 20 Ekim 2018'de vahşi cinayeti itiraf etmek zorunda kalmıştı.
Kaşıkçı'nın cinayet emrinin Suudi Arabistan'ın üst düzey yetkililerince verildiğinin anlaşıldığını söyleyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kararlı duruşu sayesinde geri adım atan Suudi Arabistan, Türkiye'nin "cinayet zanlılarının İstanbul'da yargılanması" talebini reddetmişti.
ABD Senatosu ise, ABD Başkanı Donald Trump'ın 110 milyar dolarlık anlaşmayı kaybetmemek adına sergilediği yoğun direnişe rağmen, Cemal Kaşıkçı cinayetinden Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ı sorumlu tutan tasarıyı 13 Aralık 2018'de kabul etmişti.
