Son dakika: Başkan Erdoğan'dan TOBB Genel Kurulu'nda önemli açıklamalar

TOBB 75. Genel Kurulu'nda konuşan Başkan Recep Tayyip Erdoğan, ''Türkiye'yi 2023 hedeflerine birlikte kavuşturacağız. Türkiye'yi kur, faiz, enflasyon sarmalına hapsetmek isteyenlere karşı bu zaferi beraber kazanacağız. Bazıları Türkiye ittifakını Cumhur İttifakı'nın alternatifi gibi gösterme fitnesine düştü." dedi. Başkan Erdoğan, "Terör örgütüyle el ele olanlar bizimle ittifak halinde olamazlar." ifadelerini kullandı.

takvim.com.tr takvim.com.tr
Giriş Tarihi :02 Mayıs 2019 , 12:32 Güncelleme Tarihi :02 Mayıs 2019 , 14:28
Son dakika: Başkan Erdoğan’dan TOBB Genel Kurulu’nda önemli açıklamalar

İÇİNDEKİLER

Başkan Recep Tayyip Erdoğan, TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Sosyal Tesisleri'nde düzenlenen TOBB 75. Genel Kurulu'nda konuştu. Başkan Erdoğan, Erdoğan, "Toprak Mahsulleri Ofisi geçen yıl 1050 liradan alınan sert buğday, bu yıl yüzde 29 artışla ton başına 1350 lira olmuştur. Kaliteli buğday ise 1400 lirayı geçecektir. Arpa alım fiyatı yüzde 33 artışla ton başına 1100 lira olarak belirlenmiştir" diyerek çiftçilere müjdeyi verdi.

Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
"TOBB'un 75'inci genel kurulunun ülkemiz ve iş dünyamız için hayırlara vesile olmasını Allah'tan diliyorum. Burası üretimin ticaretin, istihdamın, Türkiye ekonomisinin tamamının temsil edildiği bir çatı. Ekonomi başta olmak üzere ülkemizin geleceğine ilişkin hemen her konuda iş dünyamızla istişare etmeye özen gösterdik. Aldığımız tüm kararların; ortak aklın, vicdanın ürünü olması için gayret gösterdik. Ankara ve tüm şehitlerimizde iş dünyamızın çatısının genel kurullarına, ödül törenlerine ve diğer etkinliğine katılarak yol arkadaşlığımızı güçlendirdik. Her vesileyle ülkemizin sorunlarını, taleplerini konuştuk, tartıştık.

Türkiye'yi 2023 hedeflerine yine birlikte ulaştıracağız. İş dünyamız kendini geleceğe ne kadar hızlı hazırlarsa, biz de o hedeflerimize o derece çabuk varırız. Sizlerin azmi, çalışkanlığı dirayeti ve kabiliyetiyle önümüze çıkartılan engelleri birer birer aşarak hedeflerimize doğru yürümeye devam ediyoruz. Sizler ürettiğiniz, istihdamı artırdığınız, ihracatı yükselttiğiniz, yatırımlarınıza devam ettirdiğiniz sürece Allah'ın izniyle bu ülkenin ve milletin önünde kimse duramaz.

BU BAŞARININ ALTINDA SİZLERİN İMZASI VAR
Türk Malı ibaresi artık dünyanın dört bir yanında kalitenin sembolü haline gelmişse, bu başarının altında sizlerin imzası vardır. Bir kez daha Türkiye'nin büyümesi, güçlenmesi, zenginleşmesi mücadelesine katkı veren her bir kardeşime teşekkür ediyorum. Geçtiğimiz 17 yıldaki istikrar ve güven ikliminde gerçekleştirdiğimiz bu başarılar bize önümüzdeki dönemde çok daha büyük başarılara imza atabileceğimize işaret ediyor. Türkiye'yi 2003'ten 2018'e kadar yılda 5,6 büyütme başarısını birlikte gösterdik. Her ne kadar döviz kurundaki dalgalanma sebebiyle biraz gerilemiş de olsa milli gelirimizi üç kattan fazla arttırmayı birlikte başardık. İhracatımızı 169 milyar doların üzerine beraberce çıkardık. Turizmde 46 milyon turist sayısına birlikte ulaştık. Birileri borçlanma rakamları üzerinden fırtına koparmaya çalışıyor. Bunun farkındayız. Kamu borç stokumuzun milli gelirimize oranı yüzde 13,7 düzeyindedir. Göreve geldiğimizde yüzde 60'ın üzerindedir. Mayıs 2013'te IMF'ye olan borcu herhalde sıfırlamayı bir kenara koymak mümkün değildir."

BU ZAFERİ BERABER KAZANACAĞIZ​
Bazı sirk cambazları bu konuyla ilgili bile döviz rezervi için gayri samimi açıklamalar yapmak suretiyle olumsuz hava oluşturmanın gayreti içindeler. Türkiye'yi kur, faiz, enflasyon sarmalına hapsetmek isteyenlere karşı bu zaferi beraber kazanacağız.

Son dönemde ardı ardına ülkemize ve milletimize kurulan tuzakların sebebi, ülkemize siyasi olduğu kadar ekonomik olarak da diz çöktürmektir. Seçimin birkaç ay öncesinde, patates soğan meselesini ne ile izah edeceğiz? Bunların hepsi siyasi müdahale anlayışı değil midir? Bütün bunların hepsinin nasıl çürütüldüğünü, o depolardan, ambarlardan nasıl çöplüklere götürüldüğünü hep birlikte gördük. Bunların ne adına, ne mesajlar verilmek istendiğini de hep birlikte milli bir mesele olarak görmeye mecburuz.

TÜRKİYE İTTİFAKI DEDİK BİRİLERİ FİTNE ÇIKARDI
Türkiye İttifakı diyerek 82 milyon vatandaşımızı ortak payda altında bir araya getirme idealini hayata geçirmeye çalışıyoruz.Son zamanlarda bir şey moda oldu. Kucaklaşma zamanı… Şimdi TOBB bu çatının altında kucaklaşamıyorsa bunun hesabını herhalde ben verecek değilim. Biz hiçbir zaman kucaklaşmadan kaçmadık, onun için Türkiye İttifakı dedik, onun için Cumhur İttifakı dedik. Bazıları hemen Türkiye İttifakı ifademizi Cumhur İttifakı alternatifi gibi göstererek fitne çıkartmaya çalıştı.

Dağdan gelen talimatlar neydi? Ankara'da İstanbul'da İzmir'de seçime girmeyeceksiniz. Sen parti değil misin? Niye girmedin seçime? Kusura bakmayın terör örgütüyle el ele olanlar, bizimle ittifak halinde olamazlar.

Benim dört evladımın, dört Mehmedimin berat gecesinde şehit edildiği bir olayda, kusura bakmasınlar bizler buralara el bebek gül bebek gidemeyiz. Biz nereye nasıl gidileceğini çok iyi biliriz. Ve hiçbir zaman tahrik unsuru olmadık, olmayacağız."

ÜLKENİZ BUGÜN SİZDEN FEDAKARLIK BEKLİYOR
Geçenlerde yine bir istihdam seferberliği için TOBB çatısı altında bakan arkadaşlarımla beraber bir araya geldik ve tüm Türkiye'deki oda borsa hepsine bir çağrıda bulundum. Neydi bu? Yaklaşık 1,5 milyon üyesi bulunan TOBB'un her bir üyesi kalksa bir iki tane istihdam sağlasa bu sayı nereye varır 3 milyona varır. O gün biz o sözleri aldık. Şimdi bu yıl sonuna kadar biz bu istihdamı bekliyoruz. Ve diyorum ki, o zaman kalkıp bazı bu milleti çok sevdiğini iddia edenler ne dediler? "TOBB; iktidarın yan bahçesi midir, arka bahçesi midir?" Yani TOBB'un böyle bir istihdam meselesinde hükümetle dayanışma içerisinde olmasından daha doğal ne olabilir? Biz bu çağrımızı yaptık. Bu çağrımızı sadece TOBB'a değil, diğer STK'lara da onlara da aynen yönelteceğiz. "Burası Türkiye burada iş var" sloganıyla yola çıktık. Öncü veriler bu yılın ilk çeyreğinde 100 bin kişilik artışa işaret ediyor. Bu önemli bir rakamdır, ama yeterli değildir. yaz sezonunun açılmasını da fırsat bilerek gaza basmalı ve hedefe doğru yol almalıyız.

İstihdam seferberliğine gerekiyorsa şartlarını zorlama pahasına destek vermek ülkesine, milletine olan vefasının gereğidir diye inanıyorum. Sahip olduğunuz her şeyi borçlu olduğunuz ülkeniz bugün sizden fedakarlık bekliyor.

Öyle müteahhitlerimiz var ki, aldıkları işi bir yıl iki yıl üç yıl geri bırakmak suretiyle… Bunlara gerekli uyarılar yapıldığı halde biz onların hesaplarına bir bloke uygulamadık. Ama yatırım orada duruyor. Eğer bunu yapamayacaksan böyle bir ihaleye niye girdin? Ve biz çoğu zaman bakanlarımızla şahsım da başta olmak üzere bu insanların peşine düştük. Bir diğer yandan limanlarımıza ve bütün bu yüklerin taşınması konusunda şu 17 yıl içerisinde yapılan altyapı yatırımlarını görmemezlikten görebilir miyiz?

HER TÜRLÜ DESTEĞİ VERİYORUZ
Turizmde, organize sanayi bölgelerinde her türlü desteği veriyoruz. Daha geçen hafta bakanım geldi önüme proje koydu, konuştuk. Dedik ki memnuniyetle bu adımı atabiliriz. Şehir hastaneleriyle sağlıkta en önemli adımları attık atıyoruz. Yerli yabancı kim olursa olsun bu kapıları açtık. Ve ben şu anda TOBB'un mensupları arasında, yani bu yatırımlar için kim gelirse; dün TÜSİAD ile görüşme yaptım onlara da söyledim. Kim gelirse, kimleri getirirseniz başımızın gözümüzün üstünde yeri vardır. Yeter ki getirin, yeter ki yatırım yapsınlar. Bunların önünü kesmek diye bir şey bizim hükümetimizde, kabinemizde olamaz.

FAİZ KONUSUNDAKİ HASSASİYETİMİ BİLİYORSUNUZ
Benim faiz konusundaki hassasiyetimi sizler de biliyorsunuz. Bundan kurtulmak; ki bir ara biliyorsunuz biz 4,6'ya kadar düşürdük. Ve o dönemde enflasyon 6-7 civarındaydı, tek haneli rakamda. Ondan sonra işte biliyorsunuz Gezi olayları patlak verdi. Gezi olaylarının faillerinin de kimler olduğunu biliyorsunuz. Bunlar niye yapıldı? Türkiye'ye diz çöktürmek için atılan adımlardı. Benzer adımları atmak istediler yapamayacaklar.

TERÖR DÖNEMİNDE NELER YAŞADIĞINIZI BENDEN DAHA İYİ BİLİYORSUNUZ
Şu anda burada, Güneydoğu Doğu'dan gelen arkadaşları var. Terör döneminde neler yaşadığınızı benden daha iyi biliyorsunuz. Sadece bu ay içerisinde 170'i aşkın teröristi etkisiz hale getirdik. İşte yine operasyonlar çerçevesinde İzmir'de 12 YPG'liyi bu gece yakalamak suretiyle şu anda gözaltına almış bulunuyoruz. Güvenlik noktasında bunu başarmadan ekonomide de bunu yakalamak mümkün değil.

İki şeyi söylemişimdir. İstikrar ve güven; olmadan ekonomik istikrarı yakalamak mümkün değil. Bunları biz gerçekleştiriyoruz. Güneydoğu'da Doğu'da artık eski hal yok. Huzur iklimi esiyor. Tüm yatırımcılarıma da söylüyorum, sizlerin yapacağı yatırımlarla istihdam sıçrama yapacaktır. Ama mesele yatırımdır.

Biz ülkemizi eskiye döndürmeyi değil, 2023 hedeflerine ulaştırmayı planlıyorum. Tuzakların, çelmelerin tek amacının bizi hedeflerimizden vazgeçirmek olduğunu biliyoruz.

KOBİ'LERİMİZİ İÇİN PEK ÇOK DESTEK PROGRAMI UYGULADIK
Mesela 24 Haziran seçimlerinden bu yana KOBİ'lerimiz için pek çok destek programı uyguladık. Kimilerinin kapsamını genişlettik. Finansman konusundaki sıkıntıları aşmak için hem kamu bankalarını hem de özel bankalarını biz harekete geçirdik. Vergi indirimleriyle, beyaz eşya, otomotiv, konut için destekleri sağlamadık mı? Cari açığın milli gelirimize oranını düşürerek döviz ihtiyacımızı azalttık. Tanzim satış formülünü geliştirdik. Bu konuyla ilgili köklü hazırlıklarımız sürüyor. Asli işimiz işte bunlar olduğunu aklımızdan çıkartmadan çalışmaya devam edeceğiz.

Kur faiz ve enflasyonu mutlaka hedeflerimize uygun seviyeye indirmekte kararlıyız. Seçim dönemini geride bıraktık. Ve tüm enerjimizle icraata yoğunlaştık. Yaptırım tehditleri, Türkiye ile ontolojik sorunu olan çevrelerin boş durmayacağını da açıkça gösteriyor. Ama artık biz de onların numaralarını çözdük ve nasıl tedbir alacağımızı öğrendik. Şifreler çözülmüştür. Çok can yakıcı dalgaların ortaya çıkması kolay değildir. Önümüzdeki dört yılı bu doğrultuda en verimli şekilde kullanacağız.

Öyle dönemler olur ki, ne kadar çok paranız olursa olsun insanlarınızı doyuracak gıdanız yoksa hiçbirisi işe yaramaz. Daha açık bir ifadeyle, gerçek bağımsızlığın yolu gıda güvenliğinden geçiyor. Bunun için tarım sektörüne hep ayrı bir önem verdim.

200 LİRA MAZOT, GÜBRE DESTEĞİ YAPILACAK
Tarım ile uğraşanların toprağına ve üretime sahip çıkması için gereken tedbirleri almaya devam edeceğiz.

Malum mevsim itibariyle çiftçimiz toprağını sürdü, alın terini akıttı ve hasat dönemi için hazırlanmaya başladı. Yağış bakımından bereketli bir yıl geçiriyoruz. Hububat alım fiyatını, hasat dönemi başlamadan açıklayarak üreticimizin emeğine göz diken fırsatçıların önüne geçiyoruz. Şimdi bu yılın hububat alım fiyatlarını sizlerle paylaşmak istiyorum.

Toprak Mahsulleri Ofisi geçen yıl 1050 liradan alınan sert buğday, bu yıl yüzde 29 artışla ton başına 1350 lira olmuştur. Kaliteli buğday ise 1400 lirayı geçecektir. Arpa alım fiyatı yüzde 33 artışla ton başına 1100 lira olarak belirlenmiştir. Ayrıca çiftçi kayıt sistemine kayıtlı üreticilerimize 200 lira mazot, gübre desteği yapılacaktır."

BAŞKAN ERDOĞAN'DAN KÜLLİYE'DE 7.AİLE ŞURASI'NDA ÖNEMLİ AÇIKLAMALAR
Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Ankara'da düzenlenen 7. Aile Şurası'nda konuştu. Toplumun en temel yapı taşı olması bakımından ailenin önemine dikkat çeken Erdoğan, "Sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla aile değerlerimizde ciddi erozyonlar yaşanıyor. Her şeye rağmen varlığını güçlü şekilde sürdüren bir aile kurumumuz var." dedi.

Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şu şekilde;
"Bizim daha sonra keşke dememek için burada samimiyetle dile getirilecek önerilere ihtiyacımız var. Şura komisyonlarında aile birliğinin korunmasından toplumdaki çocuk algısına, kadınlar, engelliler ve yaşlılara yönelik 5 farklı ana başlıkta meseleler ele alınacaktır. Şuranın sorunlarımızın tespitine ve çözüm yolları bulunmasına yardımcı olmasını diliyorum.

AİLE KURUMUNUN ÖNEMİ
Biz aileyi toplumun nüvesi, kilit taşı olarak gören bir medeniyetin mensuplarıyız. İnancımızda devletin 5 temel vazifelerinden biri de neslin korunmasıdır. Devlet ailenin huzur ve refahı için gerekli tedbirleri almak için mükelleftir. Değerler hiyerarşimizde de ailenin korunması en üst sıralarda yer alır. Güçlü bir ülke, güçlü bir millet olabilmenin öncelikli şartı güçlü bir aile yapısına sahip olmaktır. Aile millet varlığımızın temelidir, asli varlığıdır. Kişilik okul ve toplumdan önce ailede oluşturulur. Birey sosyal hayatın kodlarıyla, adabı muaşeret kanunlarıyla ilk kez ailede tanışır. Aile kurumunda yaşanan bir sıkıntının ticaretten siyasete hayatın her alanına sıçraması kaçınılmazdır. Aile mefhumu ortadan kalkmış bir toplum ayakta kalamaz. Aile kurumuna sahip çıkmak, milletin kendi geleceğine de sahip çıkması demektir.

"İKİ KIRILMA YAŞADIK"
Son 60 yılda hayatla, çevreyle ve toplumla kurduğumuz ilişkiyi kökten değiştiren iki kırılma yaşadık. Biri 1960'larda başlayan köyden şehre kitlesel göçlerdir. Bunun ciddi etkileri oldu. Geleneksel aile yapımızda ciddi değişikliklere yol açtı. Geniş ailenin yerini çekirdek aile yapısı almaya başladı. Şehir hayatının tabii bir sonucu olarak aile bağları zayıfladı. Yeni nesiller hayatın zorluklarını göğüslemede aile büyüklerinin birikimlerini kaybetmiş oldu. Bunun menfi yansımalarını bizzat gördük. Geçimsizlik ve boşanma oranlarındaki artış, aile büyüklerinin sağladığı koruma ortamının yok olmasının sonucudur.

İkinci kırılma teknoloji devrimiyle yaşandı. Dünyamızı köye dönüştüren bu yeni dönemin etkilerini her alanda görüyoruz. Hayatımızın tüm safhalarında bu yeni dönemi takip ediyoruz. Bu teknoloji hayatımızı kolaylaştırırken, milli bünyemizde çözülmelere yol açıyor. Sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla aile değerlerimizde çok ciddi erozyonlar oluşuyor. Mahrem alan gün geçtikçe anlamını yitiriyor. Geniş aileyi nasıl ortadan kaldırmışsa, bu yeni dönem çekirdek aileyi yıkıyor. Aile kurumu tüm dünyada güç kaybetmiştir. Batılı ülkelerde anne babanın yerini tek ebeveyn ya tek kişi yer alıyor.

Çağın hastalıklarına karşı elimizdeki en büyük imkan, tüm saldırılara rağmen aile kurumudur. Bu açıdan adına aile dediğimiz mukaddes ocağın yaşatılması son derece önemlidir. Ailede çözülme olursa millet olarak varlığımızın tehlikeye girmesi kaçınılmazıdır. Devleti korumak da ancak aileyi korumakla mümkündür.

"17 YILDA..."
Son 17 yıldır aile kurumunu güçlendirecek politikalara önem veriyoruz. Türkiye tarihinin en kapsamlı sosyal devlet uygulamalarıyla bizim dönemimizde tanışmıştır. İhtiyaç sahibi vatandaşlarımıza 290 milyar tutarında sosyal yardım yaptık. Halen 2 milyon vatandaşımızın düzenli yardım aldığı sosyal yardım projemizi ortaya koyduk.

Yıllarca bu ülkede kısırlaştırma adına her şeyi yaptılar. Doğum kontrolü, aile planlaması dediler. Atılan bu adımlarla nüfusumuz azaltıldı. Bu gidişi doğru bulmuyorum. Gittiğim her nikahta en az 3 çocuk derken, bazılarının geçim meselesi... Her doğan rızkıyla doğar, rızkıyla gelir. Nitelikli aileler olarak, nitelikli bir nesli yetiştirirsek bu milletin önünde kimse duramaz. Hiçbir şeyden çekinmeye gerek yok.

Ekim 2017'den bu yana 1 milyon 357 bin hanedeki vatandaşımızı ziyaret ettik. Evlilik öncesi eğitim programı hazırladık. Evlilik danışmanlarımız vasıtasıyla 27 binin üzerinde kişiye hizmet sunduk. Çeyiz hesabı uygulamasını, konut hesabı uygulamasını başlattık. Devlet milletinin hizmetkarıdır. Biz bu millete efendi olmaya gelmedik, hizmetkar olmaya geldik. Kimsesiz çocuklarımızı sıcak aile yuvalarıyla buluşturduk. Son 17 yılda 5 bin 440 ailenin yanına çocuklarımızı yerleştirdik. Bugüne kadar 17 bin çocuğumuzu evlat edindirdik. Çocuğa yönelik istismar, şiddet olaylarında uzman müdahale ekipleri oluşturduk. Aile kurumumuzu korumak, aile değerlerimizi sonraki nesillere aktarmak için çalışmalarımızı kararlılıkla sürdüreceğiz.

KADIN PROGRAMLARI
Günümüz dünyasında aile kurumunu tehdit eden sınamaların boyutu da değişmiştir. Aile kurumuna sahip çıkmalıyız. Ebeveynler olarak bu mücadeleye aktif destek vermeliyiz. Hiçbirimizin kenarda bekleme lüksü yoktur. Kadın programları adına mahremiyeti ve ailevi değerleri hiçe sayıyorsa orada çok büyük bir sorun var demektir. Bu konuda medya organlarını özellikle ikaz ediyorum. Buna dikkat etmeleri gerekiyor. Bu gelecek neslin en önemli sorunu olacak. Reyting kaygısıyla çarpık ilişkiler özendiriliyorsa, şiddet teşvik ediliyorsa devletin attığı adımlar boşa çıkmaya mahkumdur. Sanatçılar ve sporcular başarılarıyla değil de özel hayatlarıyla gündeme geliyorsa aile kurumunu korumamız zorlaşacaktır.