Sinop için iftar vakti ve imsak (sahur) saatleri Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yayınlanan Ramazan ayı İmsakiyesi'nde açıklandı. Sinop
2019 Diyanet imsakiye takviminde iftar vakitleri ile saatleri sahur imsak vakti ile sabah ve akşam ezanı saatleri de bulunuyor. Bu yıl Ramazan ayı 5 Mayıs 2019 tarihinde başlayacak ve 3 Haziran 2019 tarihinde sona erecek. Peki bugün Sinop ilimizde iftar saat kaçta açılacak imsak (sahur) vakti ne zaman girecek? Diyanet Sinop Ramazan İmsakiyesi'nde ezan saatlerini de bulabilirsiniz. Sinop iftar vakti Diyanet Ramazan İmsakiyesi ile açıklandı. Sinop ilinde iftar 19:49 olacak. İlk oruç bu saatte açılacak.
SİNOP İMSAK-SAHUR VAKTİ
Sinop ilinde ilk sahur 7 Mayıs 2019 Salı 03:37 olacak.
SİNOP İFTAR SAATİ-AKŞAM EZANI KAÇTA?
Sinop iftar vakti Diyanet Ramazan İmsakiyesi ile açıklandı. Sinop ilinde iftar 19:49 olacak. İlk oruç bu saatte açılacak.
2019 SİNOP İMSAKİYESİ
Diyanet tarafından hazırlanan Sinop imsakiyesinin tamamına haberimiz içerisinden ulaşabilirsiniz.
SİNOP İMSAK İFTAR VE SAHUR VAKTİ İÇİN TIKLAYINIZ
İLK İFTAR HAKKARİ'DE SON İFTAR EDİRNE'DE AÇILACAK
Ramazan ayı bu sene 29 gün sürecek. Türkiye genelinde Ramazan'ın birinci günü ilk imsak Ardahan ve Iğdır'da saat 03.13'te yaşanacak. İlk iftar ise saat 19.06'da Hakkari'de açılacak. Ramazan'ın ilk günü son imsak Muğla ve İzmir'de 04.28'de başlayacak ve son iftar saat 20.23'te Edirne'de açılacak. Ramazan'ın birinci günü için Sinoplu vatandaşlar 16 saat 10 dakika oruçlu kalarak en uzun orucu, Hatay ise 15 saat 33 dakikayla en kısa orucu tutacak.
EN UZUN ORUÇ 18 SAAT 57 DAKİKA
Ramazan'ın son günü ise ilk imsak yine Ardahan'da 02.35'te, son imsak Muğla'da 03.57'de başlayacak. İlk iftar Hakkari'de 19.28'de, son iftar ise Edirne'de 20.50'de yapılacak. Ramazan'ın son günü Sinop'ta 17 saat 18 dakika oruç müddetiyle yine en uzun oruç tutulacak. Hatay ise 16 saat 24 dakikayla en kısa orucu tutacak. Dünya genelinde ise Ramazan ayının ilk günü Gabon'un Libreville şehrinde 13 saat 29 dakika, kuzeyde Norveç'in Tromso şehrinde ise 18 saat 57 oruç tutulacak.
İmsak vakti nedir sahur saatlerine dikkat!
Sahur vakti imsak ile biter. Diyanetin yayınladığı 2019 İmsakiyesi'ne göre ilinizde imsak vakti girdiği an oruç tutmak için yeme içmeyi kesmelisiniz. Oruç tutan bir çok kişi ramazanın birinci günü bunu karıştırmakta. Sahur vakti, sabah ezanı okunmadan önce bitmektedir. Sahur vaktinin ne zaman bittiğini öğrenmek için takvim ya da imsakiyelerde yazan imsak olarak geçen kısma bakmanız gerekir.
Kadir Gecesi ne zaman?
Ramazan ayının 27. gecesi olan Kadir gecesi bu yıl, 31 Mayıs tarihine denk geliyor.
Ramazan Bayramı ne zaman?
Ramazan ayı 3 Haziran'da bitecek. Ramazan bayramının ilk günü 4 Haziran salı gününe denk geldiğinden bu yıl bayram tatili 9 gün olacak.
RAMAZANLA İLGİLİ AYETLER
Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kur'an'ın indirildiği aydır. Öyle ise sizden ramazan ayını idrak edenler onda oruç tutsun. Kim o anda hasta veya yolcu olursa (tutamadığı günler sayısınca) başka günlerde kaza etsin. Allah sizin için kolaylık ister, zorluk istemez. Bütün bunlar, sayıyı tamamlamanız ve size doğru yolu göstermesine karşılık, Allah'ı tazim etmeniz, şükretmeniz içindir. (Bakara Suresi 185)
Ey iman edenler! Allah'a karşı gelmekten sakınmanız için Oruç,sizden öncekilere farz kılındığı gibi,size de farz kılındı. (Bakara Suresi 183)
Oruç, sayılı günlerdedir. Sizden kim hasta, ya da yolculukta olursa, tutamadığı günler sayısınca başka günlerde tutar. Oruca gücü yetmeyenler ise bir yoksul doyumu fidye verir. Bununla birlikte, gönülden kim bir iyilik yaparsa (mesela fidyeyi fazla verirse) o kendisi için daha hayırlıdır. Eğer bilirseniz oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır. (Bakara Suresi 184)
Bunlar, tövbe edenler, ibâdet edenler, hamdedenler, oruç tutanlar , rükû' ve secde edenler, iyiliği emredip kötülükten alıkoyanlar ve Allah'ın koyduğu sınırları hakkıyla koruyanlardır. Mü'minleri müjdele. (Tevbe Suresi 112)
Oruç gecesinde kadınlarınıza yaklaşmak size helâl kılındı. Onlar, size örtüdürler, siz de onlara örtüsünüz. Allah, (Ramazan gecelerinde hanımlarınıza yaklaşarak) kendinize zulmetmekte olduğunuzu bildi de tövbenizi kabul edip sizi affetti. Artık eşlerinize yaklaşın ve Allah'ın sizin için yazıp takdir etmiş olduğu şeyi arayın. Şafağın aydınlığı gecenin karanlığından ayırt edilinceye (tan yeri ağarıncaya) kadar yiyin, için. Sonra da akşama kadar orucu tam tutun. Bununla birlikte siz mescitlerde itikâfta iken eşlerinize yaklaşmayın. Bunlar, Allah'ın koyduğu sınırlardır. Bu sınırlara yaklaşmayın. Allah, kendine karşı gelmekten sakınsınlar diye, âyetlerini insanlara böylece açıklar. (Bakara Suresi 187)
ORUCUN SAĞLIĞA FAYDALARI NELERDİR?
Orucun, insanın ruh sağlığına ve mânevî hayatına verdiği bâzı faydaları şöylece sıralayabiliriz:
* Oruç, insan için maddî bir perhiz olduğu kadar mânevî bir perhizdir de... Çünkü insan nefsi, yeme, içme konusunda dilediği şekilde hareket ettikçe, kişinin beden sağlığına zarar verdiği gibi helâl-haram demeyip rastgelen şey'e saldırmak ve bulduğunu yutmakla da mânevî hayatını zehirler, ruh sağlığını tehlikeye düşürür. Artık kalb ve ruhun emrettiklerini yapmak, gösterdiği yolda gitmek, o nefse zor gelir. İnsanı kendi istediği, canının çektiği istikamete doğru sürükleyip götürmeye başlar.
İşte Ramazan-ı şerîf'te oruç vasıtasıyla, nefis, bir nevi perhiz ve riyazete alışır ve emir dinlemeyi öğrenir. İlâhî emre boyun eğerek helâl işleri bile terk ettiğinden, haramlardan çekinmek hususunda da tam bir meleke ve kabiliyet kazanır. Böylelikle bedenî olduğu kadar mânevî ve ruhî sıhhat ve âfiyete de kavuşur.
* İnsan midesi, vücuttaki bütün duygu ve cihazlarla alâkalı bir şekilde yaratılmıştır. Âdeta mide büyük bir fabrika, vücuttaki bütün duygu ve cihazlar da o fabrikanın hademesi, işçisi, yardımcısı hükmündedir. Bu mide fabrikası, bütün sene boyunca hiç tatil ettirilmeden çalıştırılırsa, nefis, mideye yardımcı durumunda olan bütün duygu ve cihazları, devamlı mide ile meşgul ettirir; onların kendilerine mahsus ibâdetlerini ve ulvî vazifelerini insana unutturur. İnsanoğlu sanki dünyaya sadece yiyip içmek için gelmiş gibi, kalbi, ruhu, aklı, fikri ve sair bütün duyguları ile midenin ihtiyacını te'min, rızkını bulmak için seferber olur. Bütün duygularıyla midesini düşünür hâle gelmesi ise, insanı mânen alçaltır, hayvancasına bir hayatın sâhibi kılar.
İşte Ramazan-ı şerîf orucuyla, her müslüman, bu dünyadaki vazifesinin, sırf mideyi beslemek onun ihtiyaçlarını te'min etmek olmadığını anlar. Her bir duygu ve cihazını, kendine mahsus ibâdet ve ulvî vazifelerinde istihdam eder. Bu sebeble, Ramazan-ı şerîf'te mü'minler, derecelerine göre, ayrı ayrı nurlara, feyizlere, mânevî sevinçlere mazhar olurlar. Kalb ve ruh, akıl ve sır gibi lâtifeler, o mübarek ayda oruç vasıtasıyla çok terakki ve tefeyyüzde bulunur. Midenin ağlamasına bedel, sair duygular mâsumâne gülerler…
SİNOP TARİHÇESİ
Antik çağda Paphlagonia olarak adı geçen bölgenin kuzey ucunda MÖ 7. yüzyılda Miletoslular tarafından bir ticaret kolonisi olarak kurulan Sinop'un bilinen en eski adı Sinope'dir. Kaynaklarda, kentin bu ismini kurucuları olduğu rivayet edilen Sinope adlı bir amazondan veya mitolojide Irmak Tanrısı Asopos'un su perisi kızı olarak anlatılan Sinope'den aldığı belirtilmektedir.
Arkaik, Klasik ve Helenistik dönemlere ait kent sikkelerinde geçen ΣΙΝΩ (SİNO) kelimesi, ΣΙΝΩΓΕΩΝ (SİNOPEON) ya da ΣΙΝΩΓΗΣ (SİNOPHE) kelimelerinin kısaltması olarak kabul edilir. Tüm bu dönemler içinde yoğunluklu olarak Sinope'nin başının çeşitli şekillerde bu sikkelerde yer alması, isim kökeninin mitolojideki Asapos'un kızı Sinope'ye dayandığını doğrular niteliktedir.
Hitit kaynaklarında "Sinuwa/Sinuua" adıyla bahsedilen Sinop'ta yapılan kazılarda Hitit Dönemi buluntularının elde edilememiş olması nedeniyle, kimi yazarlar tarafından bu ismin Sinop'u ifade ettiği şüpheli görülmektedir.
Bir başka görüşe göre şehir ismini Asurluların ay tanrısı olan "Sin" den almaktadır. Ayrıca, adının ilk söyleniş biçiminin "Sinavur" olduğunu ileri süren kaynaklarla birlikte başka kaynaklar "Sinip" ten geldiğini, bazı tarihçiler "Sen-ha-pi" kökünden türediğini, bazıları ise Farsça "Sine-i ab", yani suyun göğsü kelimesinden geldiğini ifade etmektedirler. Şehre "Sinepolis" demiş olan Romalıların kayıtlarında ise General Pompeis'un idaresine verilen on bir kent arasında ismi "Sinop Teium" olarak geçmektedir. Selçuklular döneminde de Rusya'ya gitmek üzere Sinop'tan geçen seyyah Rubruguis şehirden "Sinepolis" diye bahsetmektedir.
Fatih Sultan Mehmet'in Ceziretül-Uşşak dediği kentin adı, Türkler şehri fethettikten sonra Sınap olarak söylenmeye başlamış ve sonrasında Sinop olarak değişerek günümüze kadar gelmiştir.