Başkan Erdoğan, Nagoya Bunri Üniversitesi Kültür Forumu'nda Türk Toplumuyla Buluşma Programı'nda açıklamalarda bulundu.
Başkan Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları;
Bugün buraya gelemeyen Japonya'daki tüm kardeşlerime bütün vatandaşlarıma selamlarımı gönderiyorum. Sizlere aileleriniz, yakınlarınız, hemşerilerinizin kucak dolusu selamını muhabbetini getirdim. Ana vatandan binlerce km uzakta gurbeti sılaya çeviren tüm kardeşlerime buradan selamlarımı iletiyorum. Öncelikle şu hususu bir kez daha sizlere hatırlatmak istiyorum. Yurt dışında yaşayan kardeşlerimiz artık gurbetçi değil Türk milletini yurt dışındaki gücü, elçisi ve temsilcileridir. Vatandaşlarımıza her alanda ihtiyaç duyduğu hizmetleri en kaliteli ve en hızlı şekilde sunmaya çalışıyoruz. Çocuklarımızın ülkemize ve milletimizin değerlerine yabancı kalmaması için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz ve yapacağız. Türkçe'nin yanında Japonca'yı da çok iyi ama çok iyi öğreneceksiniz. Buradaki başarınız buna bağlıdır bunu hatırlatmak isterim.
Dünyanın dört bir yanında yaşayan vatandaşlarımız bulundukları ülkenin ekonomilerine katkı değer sağlayarak bizleri gururlandırıyor.
Japonya'da FETÖ'ye bağlıi okul ve dernekler hala faaliyet gösteriyor. Bu örgüt ülkemize yönelik karalama faaliyetleri yürütüyor. Gözünü hırs, kin ve nefret bürümüş FETÖ'cülerin ülkemizin itibarına kara çalmasına izin vermemeliyiz. Eli kanlı terör örgütü ile mücadelemizde sizlerden destek bekliyoruz. PKK neyse DHKP-C neyse FETÖ de odur. Hiçbirinin birbirinden farkı yoktur. Dayanışma içinde hareket ettiğimiz sürece üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir zorluk yoktur. Japon makamlarına sesinizi duyurabilmeniz için mutlaka dayanışma içinde olmalısınız. Bu konuda Nagoya'da bir başkonsolosluk açabiliriz. Japon makamlarının da böyle bir talebe hayır diyeceklerine inanmıyorum.
Japonya'nın kendi iş gücü giderek azalıyor. Japon nüfusu gün geçtikçe daha da yaşlanıyor. Nisan ayında yapılan bir yasa değişikliği ile yabancı işçilere kapı açılmıştır. Türkiye olarak Japonya'ya katkı sağlayacağımızı düşünüyorum. Bu konuda Japon muhataplarımızla görüşmelerimiz devam ediyor. Japonya ile sosyal güvenlik anlaşmasının müzakerelerini sürdürüyoruz. Bu müzakereyi de yakında sonuçlandırmayı hedefliyoruz.
THY önümüzdeki yılın nisan ayından itibaren Osaka-Kansai Havalimanından İstanbul seferlerine başlıyor.
Bugün dünyanın 160'ı aşkın ülkesinden on bilerce öğrenci Türk üniversitelerini tercih ediyor. Misafir öğrencilerimiz arasında Japonların da olması bizim için gurur kaynağıdır.
Şehir hastaneleriyle sağlıkta hizmet standartlarını çok daha yukarıya çıkarıyoruz. Dünyanın en güçlü ve en yaygın sosyal yardım sistemini kurduğumuz ülkemizde hiçbir vatandaşımız sahipsiz bırakmıyoruz. Savunma sanayinde dışa bağımlılığımızı yüzde 80'den yüzde 30 seviyelerine indirdik. Her alanda ülkemiz geliştirdik ileriye taşıdık. Şimdi turizmde çok büyük bir patlama var. Allah'ın izniyle bu yıl 51 milyon turist hedefini yakalayacağız. Arzumuz Japon turist sayısını da 1 milyona çıkarmak.
Ülkemizin G20 platformunda temsil edilmesi az önce ifade ettiğim saydığım bütün bu gelişmelerin sonucudur. Biz bunu yeterli görmüyoruz. 2023 hedeflerimizin ilk başında Türkiye'yi dünyanın en önemli 10 ekonomisinden biri haline getirmeyi hedefliyoruz. Ülkemiz güçlendikçe karşı karşıya kaldığımız sınamalar da artıyor. Son dönemde bölgemizde ve dünyada radikal bir değişim yaşanıyor. Türkiye'nin tam merkezinde yer aldığı bir süreçten ülkemizi sadece hasarsız olarak değil en karlı şekilde çıkarmayı hedefliyoruz.
Birinci Dünya Savaşı'nda Ruslara esir düşen ve yıllarca Rusya'da esir kalan askerlerimizi memleketimize getirmek üzere bir Japon gemisi kiralanır. Rusya'nın o dönem Japonya'nın kontrolünde olan Vladivostok kentinde askerlerimiz gemiye biner ve gemi 45 günün arından Ege'ye ulaşır. Gemi Midilli Adası yakınlarında Yunanlılar tarafından durdurulur. Yunanlar geminin sorumlu komutanından askerimiz teslim etmesini ister ve Japon komutan bu teklifi reddeder. Bu insanlar bana emanet ben bunları İstanbul hükümetine teslim edeceğim başka kimseye de vermem der. Bunun üzerine gemi zorlu Pire limanına çekilir ve askerlerimizle birlikle bu komutan geminin Japon tayfasıyla beraber 8 ay bekletilir. Her türlü baskı ve zorluğa rağmen Japon komutan askerlerimizi Yunana teslim etmez. Bu geminin adı Hey Mey Moro'dur. Bu karakterli, yiğit, cesur, görev ve sorumluluk timsali komutan Somoro'yu burada kendi vatanında sevgi, saygı ve minnetle yad ediyorum.
Bu duygularla sevginiz, ilginiz, coşkunuz için her birinize ayrı ayrı teşekkürlerimi sunuyorum. Sizlerden kimliğinize bizi biz yapan kadim değerlere sahip çıkmanızı özelikle istirham ediyorum. Unutmayın milli kimliğini kaybeden bireyler rüzgarın önündeki bir yaprak gibi sağa sola savrulmaktan kurtulamaz. Değerlerini yitiren toplumlar geleceğine de umutla bakamaz. Her birinizin bu anlayışla evlatlarınıza sahip çıkacağına inanıyorum.