Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve kurmaylarının Japonya'daki G-20 Zirvesi'nde bir kez daha dünyaya deklare ettiği şekilde Türkiye, S-400 hava savunma sistemlerini satın aldı.
Anadolu'nun işgal günlerinden bu yana yaşadığı en büyük ihanet olan 15 Temmuz FETÖ'cü darbe girişiminin yaklaşan yıl dönümü öncesinde en önemli gündem maddelerinden biri Türkiye'nin Rusya'dan satın aldığı S-400'lerin ne zaman geleceği ve nereye kurulacağı konusu.
Yenişafak'ın haberine göre Emekli Hava Pilot Tümgeneral Beyazıt Karataş, yaptığı açıklamada S-400'lerle 15 Temmuz arasındaki denkleme işaret etti.
S-400'LERLE BİRLİKTE YENİ BİR DÖNEM BAŞLIYOR
O dönemde bu tarz yüksek irtifa/uzun menzil hava savunma sistemimiz olsaydı ihanet gecesinde yaşananların önüne geçilebileceğine işaret eden Karataş, "ABD maşası FETÖ'cü hain pilotlar ülkemizin uçaklarıyla gökyüzünde adeta cirit attı. TBMM'yi bombaladı, başkentte terör estirdi, İstanbul'da ortalığı birbirine kattı. O kadar rahatlardı ki, gökyüzünde saatlerce Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın uçağını aradılar. O dönem yapılabilen tek şey bu hainleri aşağıdan izlemek oldu. S-400'lerle birlikte yeni bir dönem başlıyor" dedi.
1990'LARDAN İTİBAREN BU İHTİYAÇ NET BİR ŞEKİLDE ORTAYA ÇIKTI
1990'lı yıllar itibariyle Türkiye'nin yüksek irtifa-uzun menzilli bir hava savunma sistemi eksikliğini yaşamaya başladığını hatırlatan Karataş, şöyle devam etti:
"NATO şemsiyesi altında bu ihtiyaçlar karşılanıyordu. Tabi NATO kıyafetiyle ne olduğu belli olmayan gruplar yıllarca ülkemize gelip, gitti. Bu ihtiyacın karşılanmasına, 1. Körfez ve 2. Körfez savaşlarının ardından Suriye'deki süreçte de bir süre devam edildi. Ancak sonrasında ihtiyaç duyulan anlarda NATO bu sistemleri Türkiye'den çekti.
15 TEMMUZ'DA S-400'LERİMİZ OLSA SONUÇLARI FARKLI OLURDU
15 Temmuz'daki hain darbe girişiminin ABD ve NATO katkılı, FETÖ'cülerin kullanılmasıyla gerçekleştirilmek istendiğine işaret eden Karataş, şunları söyledi:
"FETÖ'cü hainlerin kullandığı savaş uçakları Ankara ve İstanbul'da önlerine hiçbir engel çıkmadan istediklerini yaptılar.
Saat 21.30 ile ertesi sabah 7 sularına kadar belirledikleri hedefleri vurdular, vatandaşlarımızın üzerine bomba yağdırdılar, başkentimizde TBMM'yi vurdular. Hatta öyle serbesttiler ki saatlerce Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın uçağını gökyüzünde aradılar. Tüm bu ihaneti hayata geçirirken, havada ikmal dahi yaptılar.
Hainler o gece sadece savaş uçaklarıyla 68 vatandaşımızı şehit etti, 118 vatandaşımızı yaraladı.
Türkiye, hava savunma sistemi olmadığı için o gece eli kolu bağlı bir şekilde bunların yere inmesini bekledi. Eğer elimizde S-400'ler olsaydı, 15 Temmuz ihanet gecesinde süreç farklı bir şekilde yaşanabilirdi."
GÖKYÜZÜ FETÖ'CÜLERE BIRAKILAMAZ
Karataş, FETÖ mensuplarının ABD destekli olduğuna ve önümüzdeki dönem de yeni bir girişim yapmayacaklarının 'garantisi olmadığına' dikkati çekerek, sözlerine şöyle devam etti:
"Bu nedenle Türkiye kendi önlemini almalı. ABD'ye güven olmaz. Dün FETÖ'yü kullandı yarın başka bir aparatı kullanır. Siz eğer Patriot alsanız da eğer işin başında ABD varsa bir sonuca ulaşamazsanız.
S-400'LER ÇOK ÖNEMLİ BİR DÖNÜŞÜMÜ DE BERABERİNDE GETİRİYOR
Türkiye'nin S-400 alması çok önemli bir dönüşümü de beraberinde getiriyor. Askerlikte tüm süreç Teşkilat-Malzeme-Kadro üçlüsü üzerinden ilerler. 15 Temmuz'da gördük ki Teşkilat ve Malzemeler FETÖ güdümüne girmiş. Kadronuzun da büyük bölümü onlardan.
Bu nedenle TSK, aslında S-400'lerin alımıyla birlikte burada da bir değişikliğe gidiyor. Teşkilatını, malzemelerini ve kadrolarını ABD-NATO-FETÖ üçlüsünden temizlemek istiyor. Bu adımlar NATO temelinde ilerleyen eğitim-doktrin süreçlerini de etkileyecek. ABD boyunduruğundan kurtulmak için çok önemli bir dönem başlıyor.
PKK-PYD, FETÖ destekçisi, Doğu Akdeniz'de Türkiye'yi zora sokan, Ege, Balkanlar ve Karadeniz'de karşımızda duran ABD'ye bu gerçeklere göre davranmanız lazım. Sizin düşmanınızla hareket eden ABD'den Patriot dahi alınmaması gerekir."
ABD VE TÜRKİYE ARASINDA EN AZ 23 MADDEDE 'KRİZ' VAR
Kamuoyunda, sadece S-400 ve F-35 üzerinden bir süreç ilerliyormuş gibi bir algının hakim olduğuna değinen Karataş, "Bu doğru değil. Suriye'den Irak'a, KKTC'den Doğu Akdeniz'e, Ege'den Karadeniz, Balkanlar, PYD-PKK, FETÖ'ye kadar çok farklı başlıklarda zaten ABD ve Türkiye tamamen zıt yöndeler" şeklinde konuştu.
Karataş son olarak, "ABD çok güçlü, Türkiye çok güçsüz. O nedenle onların her isteğini kabul etmeliyiz" tarzı bir algı operasyonunu bazı çevrelerce yürütüldüğünün altını çizerek, "Bunu kesinlikle reddediyorum. Ben hem ABD'lilerle hem de NATO üyesi diğer ülkelerle çok yakından çalıştım. Bu cümlemi herkes bilsin, onlar bizim milletimizi hayranlıkla izliyor" ifadesini kullandı.