Türkiye ile Güney Kıbrıs Rum Kesimi ve Avrupa Birliği (AB) arasında sondaj geriliminin yaşandığı Doğu Akdeniz'de Türk Deniz Kuvvetleri'nden silahlı insansız hava araçlarının (SİHA) gözlem uçuşları yapması uluslararası alanda yankı uyandırdı. Fatih sondaj gemisine Yavuz'un eşlik etmek üzere yola çıkmasının ardından bölgedeki hareketlilik arttı. Türkiye'ye ait fırkateyn ve F-16'ların yanı sıra SİHA düzenli devriye uçuşları yapıyor.
ÜSTÜN KEŞİF ÖZELLİĞİ
Üstün keşif özelliği bulunan TB2 tipi Bayraktar SİHA, görev durumuna göre farklı harp başlıkları taşıyabiliyor. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'nın envanterinde bulunan 10 adet Bayraktar TB2 SİHA, Ege ve Akdeniz'de sürekli uçuyor. Doğu Akdeniz'de Türkiye'nin Fatih gemisiyle arama yaptığı ekonomik bölgelerin üzerinde gözetleme yapan TCB808 kodlu SİHA son olarak Kıbrıs semalarında görüldü.
İSRAİLLİ EDİTÖRÜN ŞAŞKINLIĞI
Türk SİHA'nın faaliyeti Akdeniz'e komşu ülkelerce yakından takip ediliyor. Yunanistan ve İsrail'den gazetecilerin yanı sıra Kanada'ya kadar uzanan farklı ülkelerden profesyoneller, uçuş takip uygulamalarından Dalaman Havaalanı'ndan kalkan SİHA'nın bilgilerini paylaşarak bölgedeki gelişmeleri anlamaya çalıştı. İsrail'in köklü gazetelerinden Haaretz'in editörü de sosyal medyadan şaşkınlığını ifade ederek, "Saatlerdir orada uçan Türk SİHA'sı mı?" diye sordu. KKTC'deki Türk üniversitelerinden bazı öğretim üyeleri, sosyal medyadaki tartışmalara yanıt olarak, "Görüyorsunuz bu kadar yakın takipteyiz. Takibe devam etsinler o halde. Yavuz, Fatih, destek gemilerimiz ve onları koruyan Türk Deniz ve Hava Kuvvetleri süzüle süzüle Akdeniz'e indi" mesajını paylaştılar.
ANLIK VERİ GÖNDERİYOR
Donanmanın emrinde olup Çanakkale ve Dalaman'da konuşlu olan SİHA'lar, Ege ve Akdeniz'de 7 gün 24 saat esasına göre görev yapıyor. Doğu Akdeniz'de Fatih ve Yavuz sondaj gemilerine eşlik eden SİHA'lar aynı zamanda Akdeniz ve Ege'deki kaçak mülteci facialarının yaşanmaması için bölgeyi tarıyor. Denizde seyir halindeki donanma gemilerine anında canlı veri gönderen yerli SİHA'ların bölgede kalıcı olarak keşif gözetleme yapacağı öğrenildi.
YAVUZ DA BAŞLAYACAK
Doğu Akdeniz'de Fatih gemisinin sondaj çalışmalarına birkaç gün içinde Yavuz'un da eşlik etmesi planlanıyor. Gebze'den geçen hafta yolcu edilen ve Mersin Taşucu'nda ikmali yapılan Yavuz, KKTC'den alınan ruhsat bölgesi Karpaz'da bu hafta ilk sondajını yapacak. Türkiye'nin sondaj gemilerine Deniz Kuvvetleri'nin Barbaros Fırkateyni eşlik ediyor. Sondaj gemilerine ayrıca havadan destek veren Türk Hava Kuvvetleri'ne bağlı F-16 savaş uçaklarının Fatih gemisini selamladığı görüntüler de geçen günlerde Genelkurmay Başkanlığı'nca paylaşılmıştı.
KUVVET ÇARPANI VE SİNERJİ
BAYKAR firmasının ürettiği SİHA'ların gelecek dönemde Sahil Güvenlik Komutanlığı'nın envanterine de girmesi planlanıyor. SİHA'ların donanma için kuvvet çarpanı olduğunu belirten yetkililer, TSK'nın tatbikatlarında nokta atışlar yapan teknolojiyle sıcak denizlerin anlık izlendiğini vurguladı. Türkiye'nin Doğu Akdeniz operasyonlarında geldiği aşama, TSK'nın 2033 vizyonunda ifade edilen "Askeri, diplomatik ve ekonomik faaliyetlerin birbirini destekleyerek sinerji yaratacak şekilde eşgüdüm içinde icra edilmesi" hedefiyle uyumlu gidiyor. Şu anda TSK, Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma ve MİT envanterinde 86 adet SİHA görev yapıyor.
KKTC: DENGE KURULUYOR
KKTC Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay önceki gün Cenevre'de yaptığı açıklamada, Yavuz ve Fatih gemilerinin bölge barışı ve istikrarı açısından bozulan dengeyi kurduğunu ve artık sahada olduklarını vurgulamıştı. Kıbrıs Rum Yönetimi ise Fatih gemisinde çalışan personel ile Türkiye Petrolleri Anonim Şirketi (TPAO) ile işbirliği yapan şirketlerin yetkililerinin de aralarında bulunduğu 25 kişi için uluslararası tutuklama emri çıkarmıştı. Rum yönetiminin bu hamlesine karşın Türkiye'nin sondaj çalışmaları artarak devam ediyor. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, tutuklama kararından sonra, "Hukuk içinde atılması gereken adımları atıyoruz. Bundan sonra da böyle götürmeye çalışacağız. Ama karşımıza hukuk tanımazlar çıkarsa onların anlayacağı dil neyse o dille de konuşmasını biliriz. AB de dürüst hareket etmiyor. Bunların hepsi gaspçı. Uluslararası hukuka göre Kuzey Kıbrıs'taki Türk soydaşlarımızın da hakları var" demişti.