İngiltere'de muhabirlik yaptığı bilinen Tobias Huch adında bir Türkiye düşmanı, sosyal medya hesabından Başkan Erdoğan'ı hedef alan bir paylaşımda bulundu. PKK sempatizanı Huch, Saddam Hüseyin'in idam edildiği fotoğrafı referans göstererek "Sıra Erdoğan'da" dedi. Türkiye'nin son zamanlarda attığı savunma ve enerji alanındaki stratejik adımlar hesaba katıldığında; Türkiye düşmanı Tobias Huch'un bu tutumu gayet net anlaşılabilirken sözde muhalefet adı altında Türkiye'nin çıkarlarını baltalama peşinde olan yazar ve siyasetçiler; bir başka deyişle "içimizdeki Tobiaslar" asıl problem haline geldi.
"İçimizdeki Tobiasları" bugünkü köşe yazısında kaleme alan Yücel Koç, "Hem Türkiye'nin, hem KKTC'nin haklarını sonuna kadar savunan, bütün baskılara karşı asla geri adım atmayan kişi, 'sıradaki Saddam' diye tehdit ettikleri Recep Tayyip Erdoğan. Hadi Tobiasların düşmanlığını anlıyoruz da, Erdoğan düşmanlığını ülke düşmanlığına dönüştüren, Doğu Akdeniz'de arama yapmamıza, çatışma durumunda elimizi güçlendirecek S-400 almamıza karşı çıkan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına ne demeli, gerçekten bilmiyoruz." ifadelerini kullandı.
İşte Türkiye Gazetesi yazarı Yücel Koç'un "Temel hedef; Türkiye'yi ipe götürmek" adlı köşe yazısı:
Tobias Huch diye biri…
İngiltere'de muhabirlik yapıyormuş.
Sosyal medya paylaşımına Saddam'ın idam fotoğrafını koyup, üstüne şunu yazmış; Next: Erdogan.
'Sıra Erdoğan'da' diyor kısaca.
Altında vatandaşlarımızın yorumları var.
15 Temmuz gecesi tankın üstüne çıkıp, namluyu mesaj olarak gösterdikleri fotoğrafları paylaşmışlar bolca.
Onlardan biri de akademisyen Hrant Enveryan.
Bir Ermeni olarak, 15 Temmuz'da Erdoğan'ın yanında durmanın değerini anlatmış.
Türk ve Müslüman olduğunu söyleyip, Türkiye düşmanları ile iş tutanlara ders niteliğinde...
Tobias Huch kimmiş diye biraz araştırdık.
Yazılarında PKK'ya övgüler dizen, yayınladığı kitaplarda Türkiye'nin doğusunu Kürdistan olarak gösteren bir tip…
Kısacası tam bir Türk ve Türkiye düşmanı.
Bu aşağılık adamı çok önemsediğimden değil ama, içimizde Tobias çok, asıl problem bu.
Daha kötüsü, bunların gerçek yüzünü defalarca gördüğü hâlde, Tobiasların tuzağına düşenler…
Maalesef 15 Temmuz işgal girişimini bile birkaç yıla varmadan tüketen, unutan, unutturulan bir milletiz.
Onlar yerlerinden asırlar geçse milim oynamazken, dağılan ve savrulan bizleriz.
Aynı eller ekonomiyi hafif çalkaladığında öfkeye kapılan, yalanları süsleyip gerçekmiş gibi pazarladıklarında hemencecik inanan yine bizim milletimiz.
***
Bakın, geçen yıldan bu yana Doğu Akdeniz'i yazıyor, toplumu kuracakları tuzaklara karşı uyarıyoruz.
Türkiye'nin önünü açacak, zenginleştirecek, gelecek nesilleri büyük refaha kavuşturacak devasa rezervden bahsediyoruz.
Hem Türkiye'nin, hem KKTC'nin haklarını sonuna kadar savunan, bütün baskılara karşı asla geri adım atmayan kişi, 'sıradaki Saddam' diye tehdit ettikleri Recep Tayyip Erdoğan.
Hadi Tobiasların düşmanlığını anlıyoruz da, Erdoğan düşmanlığını ülke düşmanlığına dönüştüren, Doğu Akdeniz'de arama yapmamıza, çatışma durumunda elimizi güçlendirecek S-400 almamıza karşı çıkan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına ne demeli, gerçekten bilmiyoruz.
***
Darbeciliğin adını 'demokratlık', ihanetin adını 'özgürlük', mandacılığın adını 'halkçılık' koymuşlar bizde…
Elbette iktidarların pek çok icraatı eleştirilebilir, daha iyisi bulunduğunda değiştirilir, buna sözüm yok.
Mesele; ülke için canını ortaya koyanları müdafaa etmek ve millî menfaatleri savunma noktasında hangi tarafta olduğundur.
Apaçık düşmanlığı ortaya çıkan örgütler, yapılar desteklenmez mesela…
Veya sırf ülke menfaatlerini koruyor diye lider hedef alınmışsa, düşman safında yer alınmaz.
Bizde böyle bir paradoks var.
'Erdoğan gitsin de ne olursa olsun' düşüncesindeki bir kitleyle karşı karşıyayız bugün.
O zaman şunu sormak isterim;
Yerden yere vurduğunuz Erdoğan ya ileride Büyük İsrail'e dönüştürülecek Kürdistan'ın önünü kesmeseydi,
Şakşakçılık yaptığınız HDP'li Selahattin Demirtaş'ın istediği olsa, Doğu ve Güneydoğu bölünseydi,
15 Temmuz'da direnmese, ülkemiz fiilen işgal altına girseydi,
FETÖ elebaşı Yavuz Sultan Selim'in kaftanını giyip, Humeyni gibi başımıza çöreklenseydi o zaman mı memnun olacaktınız icraatlarından?
***
Gezi'den bu yana çok şey gördük, çok şey tecrübe ettik.
Dünyayı yöneten efendiler Erdoğan'ı ülkenin başında istemiyor, hatta fırsatını bulurlarsa yaşatmayacaklarını ayan beyan gösteriyor.
Yani, Erdoğan'ın tek suçu var, onlara boyun eğmiyor, Türkiye'nin anahtarını ellerine verip, istedikleri gibi at koşturmalarına müsaade etmiyor.
Biz de diyoruz ki, Recep Tayyip Erdoğan bizim ülkemizin Cumhurbaşkanı'dır, ülkemizin menfaatlerini savunduğu müddetçe onun yanındayız.
Bunları söyleyince içerideki maşaları bizi de lince kalkışıyorlar ama hiç önemli değil.
Türkiye'de yerleşik mason yapılanmasının, ülkemizin can düşmanı PKK'nın, FETÖ'nün, Tobiasların yanında olmaktansa, vatanımızın meşru yöneticisi Erdoğan'ın, ülkemizin menfaatlerini savunan Cumhur İttifakı'nın yanında durmak şereftir.
**************
Yeni partinin amacı
Erdoğan sayesinde makam sahibi olanlar, görevden uzaklaştırıldıkları için küsmüşler, yeni parti kuracaklarmış.
Amaçları, AK Parti'den birkaç puan daha götürerek, önümüzdeki cumhurbaşkanlığı seçiminde CHP'yi iktidara taşımak.
Milliyetçi geçinen İYİ Parti ve sözde muhafazakâr Saadet gibi CHP'ye çalışacaklar yani.
2007'deki 367 krizini, e-Muhtıraları, kapatma davalarını düşünüyorum da…
Nereden nereye geldik! (Köşe yazısının sonu)
İÇİMİZDEKİ TOBİASLAR
S-400 konusunda adını vermek istemediği sözde uzmanlarla görüştüğünü söyleyen Nevşin Mengü, bu sistemin Türkiye için faydalı olmadığını iddia etti.
CHP'Lİ ÜNAL ÇEVİKÖZ S-400'LERE KARŞI ÇIKTI
CHP Genel Başkan Yardımcısı Ünal Çeviköz, Türkiye'nin Rusya'dan alacağı S-400 hava savunma sistemine karşı çıktı. Katıldığı bir programda Amerikancı tutumunu konuşturan Çeviköz, "Hükümet S-400'lerle ilgili kararını yeniden gözden geçirmeli." dedi.
CHP F-35'E DE, S-400'E DE KARŞI
CHP Yurt Dışı Danışmanı Necdet Saraç, S-400 ve F-35 alımı konusunda tepki çeken ifadeler kullandı. Saraç, Türkiye'nin F-35'e de, S-400'lere de ihtiyacı olmadığını ve silahlanmadan bölgede barışı sağlayabileceğini söyledi.
Türkiye'nin F-35'lere de, S-400'lere de ihtiyacı olmadığını söyleyen Saraç, "Türkiye, barışın çok ciddi taşıyıcısı ve merkezi olabilir." dedi ve 1920-40 arasında Türkiye'nin bunu başardığını savundu. Saraç, "Türkiye silahlanmadan bu bölgenin lideri olabilir." diye konuştu.
Programın diğer konukları, Saraç'a bölgenin barışçı olmadığını söyleyerek tepki gösterdi.