İddianamede, örgüt üyesi ve yöneticilerinin, silah alma ya da bulundurma ruhsatını taşıma ruhsatına çevirmek için örgüt elebaşı Oktar'a notlar yolladığı belirtilerek, ayrıca örgüt üyelerine ait silahların hangi marka model olacağına kadar yine Oktar'dan görüş alındığı vurgulandı. İddianamede ifadelerine yer verilen tanık H.F., Adnan Oktar'ın 1992-1993 yıllarında bir ayet okuyarak silahlanma talimatı verdiğini belirtti.
Suç örgütünün "nöbet sistemi"ne ilişkin bilgilere de yer verilen iddianamede, şunlar kaydedildi: Örgütte,Adnan Oktar 'resul' kabul edildiği için onun korunması her şeyden önceliklidir. Dolayısıyla nöbet ibadet kabul edilir. Örgütteki bütün erkekler mutlaka haftada en az bir gün örgüt liderinin yaşadığı Dragos olarak adlandırılan ikamette, daha sonra da Hür Sokak'taki A9 TV stüdyosunda ve Adnan Oktar'ın olduğu her yerde nöbet tutmaktadırlar.
İddianamede, soruşturma kapsamında yapılan araştırmalar, ilgili birimlerle yapılan yazışmalar, alınan müşteki ve şüpheli ifadeleri toplu bir şekilde değerlendirildiğinde, örgüt mensupları tarafından usulüne uydurularak ruhsat alınan silahların, gerek örgüt merkezinin ve liderinin korunmasında, gerek örgüte muhalif kişilerin baskı ve tehdit altına alınmasında, gerekse de örgütten kaçmayı düşünen bazı örgüt mensuplarının bu girişimlerinin engellenmesi için temin edildiği anlatılarak, müşteki E.Y.E'nin bu konudaki ifadesine yer verildi.
"DEDEMDEN KALAN MİRASI BEKLİYORDU"
Müşteki ifadesinde, dedesi Cevat Babuna'nın vefatından sonra örgüt elebaşı Oktar'ın, dedesinden kalacak mirası beklediğini vurgulayarak, "Adnan Oktar, güya evlatlık vazifelerini yerine getirdiler denmesi için Tuba (Tuba Babuna) dışında dedemin diğer çocuklarını cenazeye gönderdi. Adnan Oktar, Tuba'nın yıllardır kaçacağından şüphelendiği için ve onu hapsettiği için cenazeye de göndermedi. Cenaze törenine örgütün silahlı adamlarından yaklaşık 15 kişi, para ile tutulan özel güvenlikler ve avukatları eşliğinde geldiler. Beni ve akrabalarımızı cenazenin taşınması esnasında itip kakarak, mezar başında cenazemizi defnederken başıma silahlı adamlarını dikerek orada da bana ve aileme eziyet ettiler." şeklinde beyanda bulundu.
Müştekinin bu ifadesi ve cenazeye katıldıklarına ilişkin fotoğraflar da iddianameye konuldu. İddianamede, müştekinin ifadesinden, dedesi Cevat Babuna'nın cenazesinde silahlı örgüt mensuplarının varlığıyla kendilerini baskı altında hissettikleri ve cenazeye dahi sahip çıkamadıklarının anlaşıldığına vurgu yapılarak, kanuna uydurularak örgüt üyeleri tarafından alınan ruhsatlı silahların örgütsel konularda kullanıldığının müştekinin beyanıyla desteklendiği belirtildi.
ŞİFRELİ KONUŞMA VE FİŞLEME
Örgüt üyelerinin suç oluşturabilecek konuların polis dinlemesine karşı telefonda konuşmadığı, mecbur olunursa şifreli konuşulduğu bilgisine yer verilen iddianamede, örgütün "bacılar" bölümünün finans ayağının başında yer alan bir sanığın Alev Babuna'dan para isteneceği zaman telefonda "gelirken 10 sade poğaça getir, 10 light kola getir, 10 peynirli poğaça getir" dediği kaydedildi.
Ele geçirilen dijital materyallerde, örgüt üyeleri hakkında fişleme yapıldığına dair dokümanların bulunduğu anlatılan iddianamede, söz konusu dokümanda örgüt üyelerinin isminin karşısında "nöbetlerde titiz davranıyor", "infak ediyor", "kardeşlerle arası iyi", "kardeşlerden kopuk" gibi ifadelerin yer aldığı vurgulandı.
İddianamede, sanık Alev Babuna'nın sağ kolu olan sanık Nurşah Aksoy'un 1990'lardan beri örgüt içerisinde yer aldığı, sosyal medya hesaplarından örgütsel paylaşımlar yaptığı belirtilerek, Aksoy'un "Bacılar" grubunun dışarıdaki her işiyle ilgilendiği alışveriş, doktor programı ve örgüt üyelerinin aileleriyle görüşecekleri zaman "gardiyanları" olduğu belirtildi.
Örgütte Oktar'dan sonra en yetkili ismi olduğu değerlendirilen sanık Ulviye Didem Ürer'in "Bacılar ve Erkekler" grubundan sorumlu olduğu, örgüt içinde "Baş İmam" olarak tanındığı ve imamların gruplarına gidip Oktar'dan notlar ilettiği kaydedilen iddianamede, örgüt yöneticilerinden kod adı "Toro" olarak bilinen Tarkan Yavaş'ın Oktar'ın koruması olduğu, "İmamlar İmamı" denilen örgütün üst yapısında Yavaş'ın erkekler grubunda olduğu bilgisine yer verildi.
İddianamede, etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanarak ifade veren sanık Sıdıka Gül'ün, "Örgütün bacılar tarafındaki finans ayağının başında Alev Babuna'yla beraber Ulviye Didem Ürer'in bulunduğu ayrıca Oktar'ın bir süre sonra herkesten boşandığı sadece Ürer ile evli kaldığı"nı söylediği kaydedildi.