BAŞKAN ERDOĞAN'DAN KREDİ VE BURS AÇIKLAMASI
Bir şeyi buradan ifade edeyim. Gençler sadece burs istiyor. Ben de diyorum ki, kredi niye istemiyorsunuz? Kredi de isteyin. Burs diyelim ki 1 milyon 600 bin öğrenciden 500-600 binine burs veriyorsak; diğerine de kredi verme şansımız var. her müracaat edene biz burs veya kredi veririz. Şimdi burada kredinin bir avantajı var, siz benden iyi biliyorsunuz. Nedir o? Faiz yok, iki sigortalı bir işe girmeden ödeme de yok. Ondan sonra ödemeye başlayacaksınız. Taksitlere gelince taksitler de öyle sıkıntıya düşürücü miktarda değil dedi.
KYK BORÇ ERTELEMESİ NASIL YAPILIR?
KYK bursunun geri ödemesinin belirtilen tarihlere ve düzene göre yapılmaması durumunda yasal işlem başlatılabilir. KYK borçlarının gecikme durumunda ise kredi üzerine faiz eklenir.
Öğrenim hayatında KYK'nin (Kredi Yurtlar Kurumu) katkı kredisi veya öğrenim kredisinden faydalananlar geri ödeme işlemiyle ilgili soru işaretleri yaşıyor. Sorgulama işlemi için e-Devlet şifrenizle sisteme giriş yapmanız ve 'Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğü' hizmetleri arasından KYK Kredi Geri Ödeme Sorgulama'yı seçmeniz gerekmektedir.
e-Devlet üzerinden gerçekleştirilen öğrenim ve katkı kredisi borç sorgulama işlemleri daha sonra sayfa aracılığıyla Gelir İdaresi Başkanlığı'nın internet adresine yönlendiriliyor. GİB'in içerisinde bulunan "internet vergi dairesi" adresinden sorgulama işlemleri yapılabildiği gibi geri ödemeler de gerçekleştirilebiliyor.
İkinci adımda ise, "Borç Erteleme Talep Türü"nü seçmeniz gerekmektedir. Bunun için;
• İşsizlik Sebebiyle
• Askerlik Sebebiyle
• Yüksek Lisans/ Doktora Sebebiyle seçeneklerinden birini işaretlemeniz ve "İleri" düğmesini tıklamanız gerekmektedir.
KYK kredi ve burs konusunda sıkça sorulan sorular
Burs/kredi başvuruları hangi tarihte başlamaktadır, başvuru süreci ve değerlendirme nasıl yapılmaktadır?
Burs/kredi başvuruları her yıl kamuoyuna duyurulan tarihler arasında e-Devlet üzerinden alınmaktadır. e-Devlet şifresi olmayan öğrencilerin kimliği ile birlikte PTT şubelerine giderek mutlaka e-devlet şifresi almaları veya diğer e-devlet giriş yöntemlerinden birine (internet bankacılığı, e-imza, mobil imza, T.C. kimlik kartı) sahip olmaları gerekmektedir. Başvuru sırasında öğrenciden ekonomik, sosyal ve eğitim durumuna ilişkin bilgiler talep edilmekte ve bu bilgiler kamu kurumlarından alınan veriler ile karşılaştırılarak teyit edilmektedir. Yapılan değerlendirme sonucunda bütçe durumuna göre belirlenen sayıda öğrenciye burs verilmekte, durumu mevzuata uygun diğer tüm öğrencilere ise öğrenim kredisi verilmektedir.
Burs/kredi başvuruları ayrı ayrı mı yapılmaktadır?
Burs/kredi başvuruları internet ortamında aynı başvuru sayfası üzerinden ayrı ayrı değil birlikte alınmaktadır.
Yurt dışında yükseköğrenim görmekte olan öğrenciler burs/kredi başvurusu yapabilir mi?
Yurt dışında öğrenim görmekte olan öğrenciler burs/kredi başvurusunda bulunabilmektedir.
Vatani görevini yapanların öğrenim ve/veya katkı kredisi borcu ertelenebilir mi?
Öğrenciler (borçlu) öğrenim ve katkı kredisi borçlarını, devam ettiği öğretim kurumunun normal öğrenim süresinin bitiminden iki yıl sonra başlamak üzere bu krediyi aldığı süre kadar zamanda ve aylık taksitler ( 2006 – 2007 öğretim yılından önce üçer aylık taksitler ) halinde, her dönemin son ayının veya aylık vadenin en geç son iş günü mesai bitimine kadar ödemek zorundadır. Borç ödeme vadesi henüz gelmemiş olanların, borç taksitlerini aksatmadan ödeyenlerin, ödeme dönemleri askerlik dönemine rastlarsa borçları Yİ-ÜFE uygulanmadan askerlik döneminin sonuna kadar ertelenmektedir. Durumu yukarıdaki şartlara uyan borçlular, borçlarını erteletebilmeleri için www.turkiye.gov.tr adresi üzerinden e-devlet şifresi ile borç erteleme talebinde bulunabilmektedir.
Erken ödeme indirimi nedir?
Kredi borçlarının tamamının, ödeme başlangıç tarihinden önce ödenmesi halinde yapılan indirimlere erken ödeme indirimi denir. Erken ödeme indirimi kredi borcunun Yİ-ÜFE borcu üzerinden hesaplanır. Anapara üzerinden herhangi indirim söz konusu değildir.
KYK'NIN KURULUŞ NEDENLERİ
Selçuklu ve Osmanlı İmparatorluğu dönemlerinde yüksek öğrenim birkaç büyük merkezde bulunan üst düzey medreselerce yerine getirilmekteydi. Büyük merkezler dışında ikamet eden halkın, çocuklarına öğrenim yaptırma, ulaşım, barınma, iaşe, kitap, para gibi sorunlarında sıkıntılar doğmuş, bu sorunlara çare bulabilmek için çabalar harcanmış bu nedenle, medreselerin bulundukları bilim merkezlerinde kuruluş amaçları doğrultusunda teşkilatlanması ve kendi içlerinde bütünleştirilmesi yoluyla "Külliyeler" oluşturulmuştur.
Buralarda halkın ve öğrencilerin bir taraftan din ve dünya bilimleri alanlarında bilgi, beceri ve deneyim sahibi olmaları sağlanmış, diğer taraftan medreselere devam eden öğrencilerin yatak, yemek, temizlik vb. ihtiyaçlarının giderildiği imaretler ile buralara harcanacak paraları sağlayacak akaretler kurulmuş, zengin kitaplıklar ile takviye edilen külliyeler halkın ve öğrencilerin eğitim, öğretim, dini, kültürel, ilmi ve mesleki ihtiyaçlarının karşılandığı birer eğitim öğretim ve sosyal merkezler haline getirilmiştir.
Cumhuriyet Döneminde ise 6 Mart 1924 tarihinde yürürlüğe giren 430 sayılı Kanun ile medrese ve imaretler kapatılmıştır. Bu durum, yüksek öğrenim öğrencilerinin barınma, yemek vb. ihtiyaçlarının giderilmesinde sıkıntı yaşatmışsa da Cumhuriyet Hükümetleri, bazı okulları yatılı (leyli) hale getirmiş ve bir kısım medreselerin barınma yerlerinden yararlanmak suretiyle sıkıntının hafifletilmesine çalışmıştır.
İstanbul ve Ankara'da yükseköğretim kurumlarına devam eden öğrencilerin sayılarının artmasıyla, barınma ve beslenme ihtiyaçlarının giderilmesinde süre gelen sıkıntılar karşısında il özel idareleri, belediyeler, dernekler ve özel kişilerce yurtlar açılmaya başlanmıştır. Ancak; bu şekilde açılmış olan yurtlar, yüksek öğrenim öğrencilerinin barınma sorununu çözememiştir. Bu gelişmeler sonucunda, kamusal nitelik taşıyan yurt işletmeciliğini denetim altına almak üzere yeni düzenlemelere gidilmiştir.
03 Mayıs 1949 tarihinde yürürlüğe giren 5375 sayılı Yüksek Öğretim Öğrenci Yurtları ve Aşevleri Kanunu ile "Yurt ve Aşevleri" konusu Milli Eğitim Bakanlığının yönetim ve sorumluluğuna verilmiş, bu kanuna ek olarak çıkarılan 01.04.1950 tarihli ve 5661 sayılı Kanun ile de özel ve tüzel kişilere ait yurtların açılmasına izin verilmesi ve denetlenmesi bu Bakanlığın görevleri arasına alınmıştır.