CHP Edirne Milletvekili Okan Gaytancıoğlu'nun adliyede biten yasak aşk çıkmazını manşete taşıyan SABAH Gazetesi, milletvekili ile aşk yaşayan sanat öğretmeni Özlem Feraye Önder'i dinledi. Tekirdağ Asliye Ceza Mahkemesi'nde elindeki cinsel içerikli görüntüler üzerinden "milletvekiline şantaj yapma"suçlamasıyla açılan davada eşi Ömer Önder ve kendisi hakkında 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası istenen kanser hastası Özlem Feraye Önder şunları anlattı:
ÜNİVERSİTE AŞKIMDI
50 yaşındayım, iki kez evlendim. İlk eşimden üç çocuğum ve bir torunum, ikinci eşimden de öğrenme güçlüğü yaşayan, özel eğitimde okuyan bir çocuğum var. Çok zorluklarla büyüttüm çocuklarımı. Ben hiç aşk evliliği yapmadım. 50 yaşındayım ve âşık oldum. Okan Gaytancıoğlu ile tanışıklığım Edirne Trakya Üniversitesi'nde başladı. 6-7 ay kendisiyle aşk yaşadık. O benim ilk aşkımdı. Sonra onun okulu üniversitenin Tekirdağ'daki kampüsüne taşındı. Ben de okuldan ayrıldım. Resim öğretmenliği okumak için Marmara Üniversitesi'ne girdim. O evlendi, ben evlendim. 10 yıl önce facebook'tan birbirimizi ekledik. Telefonda görüştük. Araya zaman girdi. Sonra yine görüşmeye başladık. En son 2017'de beni Ankara'ya çağırdı. Kızımın öğretmenlik sınavlarıyla ilgili yardımcı olabileceğini söyledi. Balgat'ta bir öğrenciyle ortak tuttukları evde buluştuk, beraber olduk ve sonra sık sık görüşmeye başladık.
4'üncü evre yumurtalık kanseriyim. Kemoterapi ve akıllı ilaç tedavisi görüyorum. Ne kadar ömrüm kaldı bilmiyorum. Onunla yeniden görüşmeye başladığımda ilk kemoterapi tedavim bitiyordu. Saçlarım yoktu, kaşlarım yoktu. Eşiyle 32 yıldır birlikte olduklarını ancak ayrı odalarda yattığını ispatlamak için fotoğraflar attı. Kanser teşhisi konulduğunda yaşama küstüm. Dibe vurdum, psikolojim bozuldu. Beni ayağa onun aşkı kaldırdı. Nasıl inanmazsınız böyle bir aşka... Ama ben ona âşık olmakla hata yaptım...
Birlikte daha çok vakit geçirelim diye beni yanına danışman yaptı. 'Eşinden ayrıl' demeye başladı. Eşim kabul etmedi. Eşim hayatımda biri olduğunu tahmin ediyordu ama onun olduğunu düşünmüyordu. Eşim, kanser hastası olduğum için onun bana destek olduğunu düşündü.
BORÇ OLARAK ALDI
Eşimle ona şantaj yapıp, 250 bin lira istediğimizi söylüyor. Eşimin babası yıllardır Almanya'da çalışıyordu, vefat etti. Ben kocamdan habersiz, eşimin ölen babasından kalan 40 bin euro'yu ona verdim. O parayla Küba'ya kanser tedavisi için gidecektim. Seçim öncesi istedi. 'Seçimi kazanınca vereceğim' dedi. Seçim de geçti vermedi...
Eşim, Gaytancıoğlu'na verdiğim parayı kendisinden istedi. O da taksit taksit bankaya şimdiye kadar 130 bin lira yatırdı. Biz şantaj yapmadık, o bizden para aldı.
ALYANSINI BİLE BANA VERDİ
Ona 'Madem eşinle aranda bir şey yok niye takıyorsun bu alyansı 'dedim. O da çıkardı, yüzüğü bana verdi. Şu anda yüzük bende. Bunu da mı tehditle aldım. İçinde karısının ismi yazan alyansını bana verdi. 'Maaşımı alınca sana taşlı yüzük alacağım' diye de söz verdi. 9 ay danışmanlık yaptım. Doğru düzgün Meclis'e gitmiyordum. Zaten tedavi görüyordum. 7 bin lira maaş alıyordum. Onun hiç parası yok. Bu 7 bin lirayı birlikte yiyorduk. Amacı kızımın ve benim maaşımızı yemekti. Annemden kalan bir evim var. Ona bile göz dikti. Bankalar buna kredi bile vermiyor. Arabasını bile başka birinin üzerine tarım kredisiyle almış.