Ya Rabbi!
Şu mübarek Bayram hürmetine; ortak evimiz ve imtihan yurdu olan dünyamızı savaşlarla, işgallerle, katliamlarla, açlıklarla, inleyen bir enkaz olmaktan kurtar! Varlık alemine ibret nazarıyla bakabilmeyi bizlere nasip eyle!
Yeryüzü ve tüm mahlukat bize emanet, biz de birbirimize emanetiz. Mazlumlara, gariplere, yetimlere, kimsesizlere sahip çıkmayı; çocukların, kadınların, gençlerin, yaşlıların hasılı bütün mahlukatın hak ve hukukunu korumayı bizlere nasip eyle Allah'ım!
Kırık kalpleri onarmayı; yaralı gönülleri imar etmeyi; haset, kin ve nefretten uzak durmayı; aramızda sevgi, merhamet ve kardeşlik köprüleri kurmayı lutfeyle Allah'ım!
Ya Rabbi!
Bizleri, günahta ve düşmanlıkta değil; iyilikte ve takvada yardımlaşanlardan eyle! Hak ve hakikatin yolunda olanlardan eyle Allah'ım!
Bizleri, birbirine kin güdenlerden, nefret duyanlardan, buğzedenlerden; fitne çıkaranlardan, gıybet ve iftiraya bulaşanlardan, kul hakkına girenlerden eyleme Allah'ım!
Bizleri, kendisi için istediğini mümin kardeşi için de isteyenlerden, işlerini adalet, hakkaniyet, merhamet ve şefkatle icra edenlerden eyle Allah'ım!
Ya Rabbi!
Şu mübarek bayram sabahında günahkâr beden ve gönüllerimizi istiğfar ile arıtmak istiyoruz. Sen nasip eyle Allah'ım! İmanımızı ve ahdimizi tazelemek muradımız. Sen bahşeyle Allah'ım! Kırdığımız kalpleri onarmak, paraladığımız onurları tamir etmek, ihlal ettiğimiz hak sahipleriyle helalleşmektir borcumuz. Sen lufteyle Allah'ım!
Allah'ım!
"Rabbimiz! Yalnız Sana güvenip dayandık, Sana yöneldik ve sonunda da Senin huzuruna varacağız." diye sana yakaran Hz. İbrahim peygamberin lisanıyla yalvarıyoruz. Huzuruna tertemiz yüzle, hesabını verebileceğimiz salih amellerle varmayı bizlere nasip eyle Allah'ım!
Rabbimiz!
Peygamberimizin (s.a.s) dilinden hiç düşürmediği dua ile Sana yalvarıyoruz. "Allahümme inneke afüvvün, kerimün, tühıbbül afve fa'fu anna". "Allah'ım! Sen affedicisin. Sen Kerim'sin. Affetmeyi seversin. Bizleri affeyle Allah'ım!"
Allah'ım! Bütün peygamberlerin yaptığı dua ile Sana yöneliyoruz. "Rabbena atina fi'd-dünya haseneh, ve fi'l-ahirati haseneh, ve kına azabe'n-nar." "Rabbimiz! Bize dünyada güzellikler ihsan eyle, Ahiret'te de güzellikler ihsan eyle. Bizi cehennem azabından muhafaza eyle."
Yâ Rabbe'l-Âlemîn,
Bizleri zikrinde, şükründe, hüsn-i ibadetinde daim eyle. Bedenlerimize sıhhat ve afiyetler ihsan eyle.
Ümmet-i Muhammed'e güzel hizmette bizlere güç ve kuvvet ihsan eyle. Vefatımız geldiği zaman da dilimiz zikrinle meşgulken, alnımız secdede iken, Senin sevdiğin ve razı olduğun bir hal üzereyken ruhumuzu kabzeyle Allah'ım. Ecel şerbetini içeceğimiz son nefesimizde, Kelime-i şahadet ki buyurun,
اشهد ان لَاله الَالله واشهد ان محمدا عبده ورسوله
diyerek, ruhumuzu teslim edebilmeyi, imanlı ve selim bir kalp ile huzuruna çıkmayı cümlemize nasip eyle Allah'ım. Bizleri cennetinle, cemalinle müşerref eyle Allah'ım. Dualarımızı kabul eyle Allah'ım.
آمين و سلٰم علي المرسلين و الحمد لله رب العالمين
KURBAN BAYRAMI NEDİR?
Kurban gerek fert gerekse toplum açısından çeşitli yararlar taşıyan malî bir ibadettir. Kişi kurban kesmekle Allah'ın emrine boyun eğmiş ve kulluk bilincini koruduğunu canlı bir biçimde ortaya koymuş olur. Müminler her kurban kesiminde Hz. İbrâhim ile oğlu İsmâil'in Cenâb-ı Hakk'ın buyruğuna mutlak itaat konusunda verdikleri başarılı sınavın hâtırasını tazelemiş ve kendilerinin de benzeri bir itaate hazır olduğunu simgesel davranışla göstermiş olmaktadır. Kurban toplumda kardeşlik, yardımlaşma ve dayanışma ruhunu canlı tutar, sosyal adaletin gerçekleşmesine katkıda bulunur. Özellikle et satın alma imkânı hiç bulunmayan veya çok sınırlı olan yoksulların bulunduğu ortamlarda onun bu rolünü daha belirgin biçimde görmek mümkündür. Zengine malını Allah'ın rızâsı, yardımlaşma ve başkalarıyla paylaşma yolunda harcama zevk ve alışkanlığını verir, onu cimrilik hastalığından, dünya malına tutkunluktan kurtarır. Fakirin de varlıklı kullar aracılığıyla Allah'a şükretmesine, dünya nimetinin yeryüzündeki dağılımı konusunda karamsarlık ve düşmanlıktan kendini kurtarmasına ve kendini toplumunun bir üyesi olarak hissetmesine vesile olur.
KURBAN HÜKÜMLÜLÜĞÜ
Bir kimsenin kurban kesmekle yükümlü sayılması için bulunması gereken şartlara kurbanın vücûb şartları denilir. Kurban kesmenin sünnet oldu- ğunu söyleyenlere göre ise bunlar sünnet oluşun şartlarıdır. Bir kimsenin kurban kesmekle yükümlü olabilmesi için dört şart aranır:
1. Müslüman olmak.
2. Akıllı ve bulûğa ermiş olmak.
3. Mukim olmak, yani yolcu olmamak.
4. Belirli bir malî güce sahip bulunmak.
Gayri müslimler öncelikli olarak imanla mükellef olup ancak iman ettikten sonra ibadetleri ifa etmeye ehil sayılırlar. Bu sebeple, bir kimsenin kurban kesmekle yükümlü tutulabilmesi, daha doğrusu böyle bir ibadeti ifaya ehil sayılabilmesi için müslüman olması gerekir. Bu kural bütün ibadetler için geçerlidir. Hanefîler'den Ebû Hanîfe ve Ebû Yûsuf ile Mâlikî ve Hanbelî mezheplerine göre kurbanla yükümlü sayılmak için akıl ve bulûğ şart olmayıp gerekli malî güce sahip olan küçük çocuklar ve akıl hastaları adına kanunî temsilcileri tarafından kurban kesilmesi gerekir. Bu fakihler kurbanın malî bir ibadet oluşu ve başta fakirler olmak üzere üçüncü şahısların hakkının gözetilmesi hususunu ön planda tutmuşlardır.
Hanefî fakihlerinden İmam Muhammed'e ve Şâfiîler'e göre kurban mü- kellefiyeti için akıl ve bulûğ şarttır. Hanefî mezhebinde bu konuda fetva İmam Muhammed'in görüşüne göre verilmiş ve tatbikatta bu görüş ağırlık kazanmıştır. Bu son görüşün ilk bakışta, üçüncü şahısların yani kurban etinden yararlanacak ihtiyaç sahiplerinin haklarını göz ardı ettiği ileri sürü- lebilirse de, ehliyetsiz ve eksik ehliyetli kimselerin mal varlığının korunması ve gerekli tedbirler alınarak onlara daha güvenli bir gelecek hazırlanması açısından isabetli olduğu da söylenebilir. Çünkü çocuk ve akıl hastasının haklarının istikbale mâtuf olarak korunması, kanunî temsilciler için hukukî ve dinî bir sorumluluktur. Böyle bir kaygının söz konusu olmadığı durumlarda kanunî temsilcilerinin zengin çocuklar ve ehliyetsizler adına kurban kesmesi güzel bir davranış olur.
Kurban Bayramı önemi ve fazileti haberimizde. İslam dininde Ramazan Bayramı ve Kurban Bayramıdır olmak üzere iki bayram bulunmaktadır. Kurban kesmenin tarihi Hz. Adem (a.s.) dönemine kadar uzanmaktadır. Yüce Allah'ın kelamı olan Kur'an-ı Kerim'de Yahudilik ve Hıristiyanlık'ta da kurban kesmeye işaretler bulunmaktadır.