Konya bayram namazı saati belli oldu, Diyanet İşleri Başkanlığı Kurban Bayramı namaz vaktini diğer illerle birlikte resmi sitesinden ilan etti. Cemaatle birlikte kılınan bayram namazında ezan okunmaz ve ikamet getirilmez. Bayram hutbesi sünnettir ve namazdan sonra okunur. Bayram namazına niyet ederken 'Niyet ettim vacip olan bayram namazını kılmaya, uydum hazır olan imama' denilir. Diğer namazlardan farklı olarak bayram namazlarının birinci ve ikinci rekatlarından fazladan toplamda altı tekbir alınır. Bunlara "Zevaid" tekbirleri denir. Kurban kesip ibadetlerini yerine getirecek olan Müslümanlar bayram sabahını bekliyor. Aynı zamanda bayram namazı saatleri de merak konusu. Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından il il bayram namazı saatleri açıkladı. Peki, Konya bayram namazı saat kaçta? 2019 Diyanet Konya Kurban Bayramı namazı vakti...
KONYA BAYRAM NAMAZI SAAT KAÇTA?
Konya ilinde Kurban Bayramı namazı saat kılınacak. Kurban Bayramı namazı nasıl kılınır sorusunun yanıtı için bir sonraki sayfaya geçiniz...
KONYA'DA BAYRAM NAMAZI SAAT KAÇTA KILINACAK?
Konya bayram namazı saati: 06.37
BAYRAM NAMAZI KAÇ REKATTIR?
Bayram namazı iki rekattır.
BAYRAMIN ÖNEMİ NEDİR?
Bayram; Allah'ı bir, Peygamberi bir, Kitabı bir, aynı kıbleye yönelen, aynı heyecanı taşıyan Müslümanların sevinçlerini paylaştığı mukaddes bir gündür. Müminler; Allah'ın emrini yerine getirmek maksadıyla, bir ay boyunca imsak vaktinden aksama kadar en tabii hakları olan yemeyi, içmeyi terk ederek insani adeta melekleştiren oruç ibadetinin manevi zevkini duyarlar."Düşmanla savaşın küçük cihat, nefisle savasın büyük cihat" olarak kabul edildiği bu mücadelede mü'minler büyük bir zafer kazanarak kulluk imtihanında gösterdikleri basarının sevincini taşırlar. Çok mübarek bir gün olan bayramda, kutsal mekânlar olan camilerde topluca ibadet etmenin suruna eren Müslümanların arsa yükselen tekbir sesleri, kalbilerimizdeki imanın açık bir delili, yan yana gelerek. Omuz omuza vererek cemaat halinde kılınan bayram namazları Müslümanlar arasındaki birlik ve beraberliğin en güzel göstergesidir.
BAYRAM NAMAZININ HÜKMÜ NEDİR?
Bayram namazı farz değil vaciptir. Cemaatle birlikte kılınan bayram namazında ezan okunmaz ve ikamet getirilmez. Bayram hutbesi sünnettir ve namazdan sonra okunur. Bayram Namazı 2 rekat olarak kılınır. Bayram namazına niyet ederken 'Niyet ettim vacip olan bayram namazını kılmaya, uydum hazır olan imama' denilir. Diğer namazlardan farklı olarak bayram namazlarının birinci ve ikinci rekatlarından fazladan toplamda altı tekbir alınır. Bunlara "Zevaid" tekbirleri denir.
Bayram Namazı farz mıdır?
Bayram namazı farz değil vaciptir. Cemaatle birlikte kılınan bayram namazında ezan okunmaz ve ikamet getirilmez. Bayram hutbesi sünnettir ve namazdan sonra okunur. Bayram Namazı 2 rekat olarak kılınır. Bayram namazına niyet ederken 'Niyet ettim vacip olan bayram namazını kılmaya, uydum hazır olan imama' denilir. Diğer namazlardan farklı olarak bayram namazlarının birinci ve ikinci rekatlarından fazladan toplamda altı tekbir alınır. Bunlara "Zevaid" tekbirleri denir.
Bayram namazı kılınışı
İmam "Allahu Ekber" deyip ellerini yukarıya kaldırınca. Cemaat de "Allahu Ekber" diyerek ellerini yukarıya kaldırıp göbeği altına bağlar. Hem imam, hem de cemaat içinden "Sübhaneke"yi okur. Bundan sonra üç kere tekbir alınır. Tekbirlerin alınışı şöyledir:
Birinci Tekbir: imam yüksek sesle, cemaat da onun peşinden gizlice "Allahu Ekber" diyerek ellerini yukarıya kaldırıp sonra aşağıya salıverirler.
İkinci Tekbir: ikinci defa "Allahu Ekber" denilerek eller yukarıya kaldırılıp yine aşağıya salıverilir kısaca durulur.
Üçüncü Tekbir: Sonra yine "Allahu Ekber" denilerek eller yukarıya kaldırılır ve aşağıya salıverilmeden bağlanır. Bundan sonra imam, içinden "Euzü Besmele", açıktan Fatiha ve bir sure okur .(Cemaat bir şey okumaz, imamı dinler) Rüku ve secdeler yapılarak ayağa (ikinci rek'ata) kalkılır ve eller bağlanır.
KONYA TARİHÇE
Konya'da ihtisap teşkilatı hakkında Selçuklular zamanında yazılmış olan Takrîrü'l-menâsıb (devlet makamlarına tayinler) adlı eserde bir ihtisap menşuru (belgesi) vardır. Bu belgede Sadr-ı kebir divanülhisbe hâkimi ve muhtesipler meliki Necmeddin Ebu Bekir'in Darülmülk Konya ihtisap işleri başına tayin edildiğine dair bilgilere yer verilmektedir. Fiyatların tespitinde pazarlarda men etme yetkisiyle miskal ve dirhemlerin ölçü ve ayarlarını muhafazada tam bir gayret ve itina göstermesi, alış-veriş esnasında maiyetinde bulunan kimselerin satıcı ve müşterilerin durumlarına bakarak adaletsizliğe meydan vermemesi, esnafın hakkına riayet etmesi ve yeni kaideler koymaktan sakınarak pazarlara emin tellallar koyması, kefaletsiz işe müsaade etmemesi, suçlulara suçu nispetinde ceza vermesi ve bütün ihtisap şartlarına riayet etmesi şeklinde bu mansıp sahibinin vazifeleri sayıldıktan sonra onun, eski muhtesiplerin ihtisap resmi olarak tasarruf ettikleri iradı alması bildirilmekte ve emir, naip ve Konya pazarları halkının Necmeddin Ebu Bekir'in muhtesip ve pazarların hâkimi olarak tanımaları ve tevki-i hümayuna itimat etmeleri buyrulmaktadır.
II. Kılıçaslan zamanında Konya'da sultana mensup Konyalı Fahreddin Yunus bin Hasan isminde dükkân sahibi bir muhtesip ile Malatyalı Ebu Bekir bin Hasan isminde diğer bir muhtesibin mevcudiyeti kayıtlarda geçmektedir. Karatay Vakfiyesi'nde, ordu muhtesibi (Muhtesibu'l-asâkir) olarak adı geçen Ebu Sait bin İlyas namında bir kimsenin mevcudiyeti, bu memuriyet ve vazifenin askerî teşkilat içerisinde de bulunduğunu ortaya koyması bakımından önemlidir. Muhtesiplere diğer devlet memurları gibi maişet tahsis edilmeyip esnaf ve pazarlarda muayyen bir ihtisap resmi verilmekteydi.
Müslümanların hâkim olduğu şehirlerde adli merciin kadılara yüklenmesi en gelişmiş örneğiyle bir kurulu nizam olarak Osmanlı Devrine aittir. Osmanlı şehrinin yönetimi ve yargı görevi ilmiye sınıfından olan kadılara bırakılmıştı. Kadı sadece şehrin değil, civarındaki köylerle nahiyelerin de mülki amiri ve yargıcı idi ve buna "Kaza dairesi" denirdi. Merkez bürokrasisinin üyesi olan kadı belirli bir süre için tayin edildiği bu bölgede yargının, kolluk işlerinin, mali görevlerin ve şehir yönetiminin sorumlusuydu. Klasik Osmanlı Döneminde şehir yönetiminde beledî, mülki ve adli görev aynı elde toplanmıştı. Kadı güvenlik amiri ve vakıfların deneticisiydi. Kadının bu görevleri yerine getirmesi için kendisine yardımcı olan bazı başka görevliler, kurumlar ve gruplar vardı. Subaşı, böcekbaşı, çöplük subaşısı, mimarbaşı gibi Yeniçeri Ocağı mensubu subaylar ve görevliler, genel güvenlikten temizlik ve imar düzeninin sağlanmasına kadar çeşitli alanlardaki kolluk görevini yerine getirmekteydiler. Yine kadının, büyük merkezlerin değişik semtlerinde bulunan "ayak naibi" denen vekilleri onun adına narhın uygulanmasını kontrol etmek, bölgelerindeki davalara bakmak ve esnafı teftiş etmekle görevliydiler. Osmanlı taşra idaresinde genellikle büyük memurların personeli onların özel hizmetlileridir.