ABD PKK’dan vazgeçmeyecek

Doç. Dr. Burak Küntay, Türkiye-ABD ilişkilerini, TAKVİM’e değerlendirdi. “ABD, önümüzdeki 5-10 yıl boyunca buradaki terör örgütlerini kullanmaya devam edecek. Onlardan asla vazgeçmeyecek” dedi.

takvim.com.tr takvim.com.tr
Kaynak GAZETE
Giriş Tarihi :19 Ağustos 2019
ABD PKK’dan vazgeçmeyecek

İÇİNDEKİLER

Soğuk Savaş sonrası Türkiye'nin ABD ile müttefikliği eski özelliğini kaybetti. Sovyet tehdidi ortadan kalkınca ABD terör örgütleri ile yeni müttefiklik oluşturdu. Türkiye'nin stratejik çıkarları ile ABD'nin çıkarları karşı karşıya geldi. Yaşadığımız S-400 ve F-35 krizlerinin nedeni bölgede terör örgütlerinin ABD'nin yeni müttefikleri olması...

ABD ile 'Güvenli Bölge' tartışması da bu tartışmanın içerisinde bir konu. Gözüken o ki Amerika bu fikre de destek vermeyecek ve süreç bu şekilde devam edecek. Bahçeşehir Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Burak Küntay ile bölgedeki gelişmeleri ve Türk-Amerikan ilişkilerini konuştuk.

Güvenli bölge konusunda Türkiye'nin isteği kabul oldu mu?
Güvenli bölge konusunda Türkiye; "Biz güvenli bölge kurmak istiyoruz çünkü, Fırat'ın doğusunda da batısında da Türkiye'nin güneyinde yıllardır mücadele ettiği terör örgütleri var. Bunun adı YPG'dir, PYD'dir, PKK'dır" diyor. Türkiye böyle bir mücadelenin içeresindeyken ABD'de terörden arındırılmış bölgeye destek olsun. Güvenli bölgenin maksadı da budur.

Mülteciler ne olacak?

Türkiye'de bulunan mültecilerin geri dönüşü bu bölgeye yapılsın. Orada barış ve silahsızlanma olduğu zaman buradaki silahsızlanma doğal olarak Türkiye'ye gelecek olan tehditleri azaltacak. Bunlar üzerine Türkiye çok haklı olan bir tezini ortaya koydu.

Uzlaşma neden olmuyor?

ABD ve Türkiye'nin uzlaşamayacağı bir nokta; Türkiye haklı olarak terör örgütü PKK'nın ikizlerinin ve üçüzlerinin yani YPG ve PYD'nin ortadan kalkmasını ve bir derinlik oluşmasını ve bu derinlik içerisinde de bu terör örgütlerinin gerekirse boğulmasını talep ediyor. Milli duruşla alakalı gayet haklı bir duruştur bu.


Peki, Amerika'nın burada PKK ve PYD'ye destek olmasının sebebi nedir?

Daha geçtiğimiz hafta medyada bu iş gündeme geldiğinde herkes dedi ki "hayırlı olsun Amerika bizim dediğimize geldi, bu saatten sonra Türk - Amerika ilişkileri çok farklı bir boyuta gelecek Amerika Türkiye'nin dediklerini kabul edecek..." Fakat o anlaşma iki savunma bakanlığından da bu maddeler ortaya atıldığı ve açıklandığı gün, üç gün önce, Amerika Savunma Bakanlığı ve senatosu; "Biz YPG ve PYD'ye olan desteğimize devam edeceğiz" dedi. Nitekim sizin de dediğiniz gibi geçen hafta bu destek silah yardımına da dönüştü. Bu destek ilk defa da değildi...

O zaman bölgede Amerika'nın planı nedir?

ABD yıllardır, 90'lar Molla Mustafa Barzani'den beri, Kürtleri bir oyun planının parçası olarak tutuyor. Bundan dolayı çok doğal olarak Amerika hiçbir şartla, en azından önümüzdeki yıllar içinde, oradaki PKK/PYD'den feragat etmeyecektir.

Önümüzdeki yıllarda bu birliktelik ne kadar devam edebilir?

Önümüzde ön görebildiğimiz süre zarfında, çok net söylüyorum, en azından önümüzdeki 5 veya 10 yıl için Amerika'nın yaklaşık 60 senedir o bölgede Kürtler üzerinde oynadığı oyun ve oynadığı strateji değişmeyecektir. Amerika'nın hiçbir zaman gidip orada Kürtlere, PKK terör örgütü ve Suriye'deki uzantılarına müdahale edeceğine ben inanmıyorum. Türkiye müdahale etmeye kalktığında destek vereceğine de inanmıyorum. Maalesef Amerika'dan kolay kolay Türkiye'nin esas talebi, yani PKK ve PYD'nin oradan uzaklaştırılması, oranın terörden arındırılması. İki gün sonra şöyle bir şey gelirse, tamam en azından orayı boşaltalım gibi inanmamak lazım çünkü orada hiçbir zaman için Amerika'nın bu politikalarından, en azından 5-10 yıl içerisinde, geri adım atacağını düşünmüyorum. Çünkü Amerika'nın stratejisine aykırı olur.

Amerika'yla S400 ve F35 konusunda ciddi bir krizimiz var. Türkiye'yi tehdit eden bir terör örgütüne Amerika'nın destek vermiş olması Türkiye ile Amerikan NATO ittifakının kırılma dönemine girmesine sebep olur mu?

Türkiye'nin NATO ittifakından çıkması, Amerika'nın Türkiye'nin çıkması konusunda bir tavır almayacak. Bunlar olmayacak. NATO Amerika'dan ibaret değil. Türkiye'nin dış politikası ve NATO birlikteliği Amerika'ya bağlı değil... Bir gerçek var ki Soğuk Savaş dönemi bitti. NATO'nun Soğuk Savaştaki önemi de kalmadı.

BENİM DÜŞMANIM SENİN DÜŞMANIN,

SENİN DÜŞMANIN SENİN DÜŞMANIN...

Johnson mektubunu Savaşın en hararetli döneminde Türkiye'yle Amerika'nın ittifakının en iyi olduğu dönemde bu iki ülkenin ilişkisini özetler. Amerika Türkiye'ye diyor ki her zaman benim düşmanım senin düşmanın olacak. Ama senin düşmanın her zaman benim düşmanım olmayacak. Zaten bugün S400lerle ilgili yaşadığımız mevzuyu biz ilk defa yaşamıyoruz ki F-35 krizini de ilk defa yaşamıyoruz. Biz aynı buna benzerini Johnson olayında da yaşadık. Kıbrıs çıkarmasında insanlar katlediliyordu... Türkiye çok haklı, o günkü gücü kuvveti ile bugünkü gibi askeri olarak güçlü olmamakla beraber cansiparane bir şekilde müdahale etti. Dolayısıyla bugünkü bu S400 işi yeni bir şey değil. Bizim zaten Amerika'yla ittifakımız hiçbir zaman koşulsuz, ben sana ölümüne güveniyorum, sen bana ölümüne güveniyorsun gibi bir anlaşmayla olmadı.

İşler normale döner mi?

En önemli şey Amerika'yla Türkiye arasında Sovyet tehdidi idi... Türkiye'yle Amerikan'ını, üçüncü, dördüncü önceliklerini geriye atmalarına sebep oldu. Fakat Soğuk Savaş bitince Sovyet tehdidi ortadan kalkınca doğal olarak bu krizlerin sayısı da kat ve kat artmaya başladı. Çünkü artık Amerika'yla Türkiye arasındaki o önemli ortak çıkar ortak düşman ortada kalmamaya başladı. Şimdi S400 işi çözülür mü, çözülür bilemem iki gün sonra Türkiye bakarsınız Patriot alacağım der, Patriot alır. Amerika bugün kıyamet kopardı, koparmayıverir. Bunlar geçebilir. Ama kimse şunu sanmasın bu iş geçtiği zaman Türkiye Amerikan işleri normale geliyor. Hayır, yine ilk fırsatta böyle bir kriz yine çıkar. Doğal olarak Amerika kendi bölge çıkarlarını Türkiye'ye emanet etmek istemiyor, mesele bu. YPG'yle, PKK'yla, PYD'yle tamam benim Orta Doğudaki ittifakım sadece seninle olacak gibi tek yönlü bir noktaya girmeyecek Amerika. Türkiye de haklı olarak terör örgütlerine peki kalsın demeyeceğine göre... Bu hiçbir zaman kolay kolay çözülmedi, çözülebilecek de bir sorun olmaktan çıktı.

Türkiye Fırat'ın doğusuna müdahale eder mi?

Türkiye, Fırat kalkanında müdahale edemez dendi, etti. Zeytindalı Harekatında müdahale edemez dendi, etti. Türkiye gücü mukabilinde bölgeye müdahale edebilir mi, edebilir. Ancak geçen hafta bir hava esti Amerika'yla birlikte Türkiye müdahale eder mi diye, Amerika'yla müdahale olmaz, olsa da sadece görüntüde olur. Yine bu müdahaleyi yaparsa Türkiye yapar, yapabilirliği ve gücü vardır. Tabiki bazı diplomatik sıkıntılar doğar mı, kesinlikle doğacaktır. Lakin şunu unutmamak lazım, daha önce de yapılmaz denileni yaptığı gibi bugün de yapabilir. Olma ihtimali var mı bu YPG'nin, PYD'nin oradaki sürecine bağlı. Türkiye şuan Amerika'yla olan bu süreçte diplomasi yollarını kullanıyor. Yani diyor ki gel birlikte yapalım ama olmazsa biz mecburuz buraya müdahale etmeye noktasına gelir mi, gelir.

Amerika - Türkiye ilişkilerini yeniden dizaynın bir gerilimini yaşatıyor diyebilir miyiz bugün?

Amerika'yla Türkiye ilişkileri Soğuk Savaş bittiğinden beri her hafta yeniden dizayn oluyor. Yani bu yeniden dizayn bugün başlamadı. Mesela Türkiye için bir laf kullanılırdı, eksen değiştirir diye. Hayır Türkiye kendi ekseninde duruyor, Amerika da kendi ekseninde duruyor. Ne Türkiye eksen değiştiriyor ne de Amerika eksen değiştiriyor. Sadece ikisinin menfaatlerini ortada toplayan Soğuk Savaş parametreleri yok artık. Dolayısıyla Türkiye haklı olarak toprak bütünlüğünü, insanlarının güvenliğini korumak için bazı şeyler yapıyor. Amerika 1950lerden beri olan Molla Mustafa Barzanilerden beri, bölge için konuşuyorum sadece diğer politikalarından değil, bununla ilgili kendi stratejilerini uyguluyor. Bu da iki ülke arasındaki çatışmaya sebebiyet veriyor.

Türkiye Amerika ile ittifaka Sovyet tehdidinden dolayı soğuk savaşta girdi.Türkiye'nin güvenliği konusunda çok önemli Amerika'dan destek gördü ve ittifak sağlandı. Şimdi aradan yıllar geçti bugün bakıyorsunuz ABD, Türkiye'nin bütünlüğüne ve huzuruna etki eden YPG ve PYD ile birlikte hareket ediyor. Bunu açıkça dile getiriyor, yardım yapıyor. Bununla beraber bir tabanca, tüfek istiyorsunuz bu arada Patriotlardan bahsediyorum. Veririm ama şu şartlarda deyip iç politikaya müdahale ediyor. Türkiye peki o zaman dediğinde tamam veririm diyor ama bir fiyat çıkartıyor, diğer ülkelere verdiğinin üç katı. Peki o zaman biz almıyoruz deyip, S400 alınca da eksen değiştiriyorsunuz deniyor.

Rusya ile yakınlaşma konusu var?

Türkiye'nin burada nasıl 1950lerde Rusya'nın hatasından Amerika istifade edip Türkiye'yle bir durumun içerisinde kendini bulduğu gibi bugün de Amerika'nın hatası ve alınganlığından kaynaklı bu sefer de tam tersi Rusya bu fırsattan istifade edip Türkiye'yle ilişkilerini sağlamlaştırıyor.

Ama şunu unutmamak lazım ki Soğuk Savaş gibi kalıcı ve her bölgede aynı devam edecek bir ittifaklar silsilesi olmaz artık. Bir bakmışsınız Türkiye'yle Amerika bir bölgede çok iyi ittifak yapar, bir bakarsınız onun sadece 100 kilometre ötesinde Türkiye'yle Amerika en büyük karşı kutup olmuştur. Artık müttefikinizle bir yerde dostken bir yerde düşman olabiliyorsunuz. Ayrıca bu sadece Türkiye - Amerika ilişkileri değil, diplomasideki bir değişiklik.

Trump'ın yaptırımlar konusunda Türkiye'ye yakın durmasının özel bir sebebi var mı, S400 ve F35 konusunda Trump'ın tavrı genel Amerika siyasetinden farklı mı yoksa iyi polis kötü polis mi oynuyor Amerika?

Amerikan siyaseti o kadar gözde büyütülür ki, Amerika çok ince planlar yapıyor diye... Emin olun dünyadaki birçok ülke Amerika'dan çok daha fazla devlet geleneği olarak eski. Bu bahsettiğiniz iyi polis, kötü polis olayları İngiltere veya Fransa'dan beklersiniz hatta Almanya ve Rusya'dan da ama Amerika'nın şuanki politikasında iyi polis kötü polisten ziyade Trump'ın üslubuyla alakalı bir durum, Trump bir iş adamı... Hiçbir zaman da siyasetçi olmadı, olamayacak da olmak gibi de bir derdi yok. Trump'ın en büyük derdi de Obama yani Obama döneminin eleştirilmesi. Bu arada adamın dedikleri herhalde biz bir lobi firması tutsak git bizim davamızı burada konuş desek, Trump söyledikleri kadar net konuşamaz. Trump çok net bir şekilde diyor ki, Türkiye'yi biz ikilemde bıraktık, vermedik. Sonra adamlar da parayı yatırıp gidip alınca niye aldın diyoruz. Bu doğru değil diyor. Trump doğru söylüyor. Karşısında da senato veya söylenilen Amerika devlet düzeni var ya, o devlet düzenini buluyor. Çünkü o devlet düzeni; Türkiye Amerika'nın her istediğini yapacak hem de onun silahını alacak hem istediği fiyattan alacak. Şimdi Trump da bir iş adamı üslubuyla hayır bu böyle değil diyor.

TRUMP TÜRKİYE'NİN ELİNİ GÜÇLENDİRİYOR

Trump'ın Türkiye'ye en azından bu noktada yakın oluşu çok doğal bir şekilde Türkiye'nin elini ve davasını kuvvetlendiriyor. Yeterli mi diyorsanız, hayır değil. Çünkü ABD'den bir tane askeri lastik bile alınacak olsanız kongrenin onayına ihtiyacınız var. Kongrenin içerisinde de bilhassa demokratların bir tarafı ele almasından sonra cumhuriyetçilerde de Turmptan farklı fikirler olmasından mütevellit bugün ABD'de çok net söylüyorum Türkiye'yle olan münasebetlerinde çok çok da belirli bir tavır beklemek doğru olmaz. Ama Trumpın Türkiye'ye yakın bir üslup izlemesi Türkiye için bir avantaj mıdır en azından haklı olduğumuz davayı Amerika'nın en tepesindeki isim dillendiriyor, bu çok önemli bir şeydir.

Amerika'nın PKK ve PYD'yi ittifak içerisine sokmasının ileri dönük projesi bu bölge için nedir ki, bir terör örgütüyle ittifak yapıp silah yardımı yapıyor?

Şöyle bakalım Rusya'nın bölgedeki en önemli, şu süreçte, ittifakı kimdir? Suriye'dir, Esad'dır. Rusya oraya istediği gibi müdahale ediyor, niye çünkü uluslararası hukukta eğer bir ülkenin tanınmış yönetimi sizi davet ediyorsa o ülkeye gelebilirsiniz. Dolayısıyla Rusya işini kurtarmış. Türkiye zaten bölgenin güçlü bir parçası yani Amerika Türkiye'ye şunu yap bunu yap derse Türkiye yapmaz.

PKK'YA ABD VE RUSYA DESTEK VERİYOR

ABD bu bölgede var olmak istiyorsa sahada kiminle ittifak yapmak zorunda, mecburen oradaki Türkiye'nin terörist olarak gördüğü gruplarla yapmak zorunda, çünkü başka bir opsiyonu yok. Bugün kimse şunu da sanmasın öyle yada böyle PKK terör örgütü Amerika'da terör örgütü statüsünde ama destek veriyor. Öte yandan Türkiye'nin en önemli müttefiki olan Rusya PKK'yı terör örgütü olarak kabul bile etmiyor. Sonuç olarak oradaki PKK YPG ve PYD yapılanması her dönem için hem Amerika'nın hem Rusya'nın hatta diğer ülkelerin de bölgede kaşımak istediği, kurcalamak istediği ve ellerinde bulundurmak istediği bütün istihbaratçılarıyla birlikte etkilemek istediği bir oluşum. Bu yeni de değil bu arada tarih boyunca böyle olmuş. Türkiye de bir gün menfaatlerine ters düştüğünde gücü mukabilinde devreye girer ve kendi göbek bağını kendi keser.


NASIL OLUYOR? ALİ DEĞERMENCİ