Adnan Oktar Silahlı Suç Örgütü'ne yönelik skandal gerçek gün yüzüne çıktı!

Adnan Oktar Silahlı Suç Örgütü’ne yönelik hazırlanan iddianamede skandal gerçek gün yüzüne çıktı. İddianamede, örgüt avukatlarının Adnan Oktar’ın talimatlarını tutuklu bulunan örgüt mensuplarına görüşme kabininde yazılı bir kâğıtla ilettikleri belirtildi. Ayrıca cezaevindeki örgüt şüphelilerinin itirafçı olacağından şüphelendiği kişilere baskı yaptığı ve bu kişileri örgüt avukatlarına bildirdiği ifadelere yansıdı. Avukatların itirafçı olacağını düşündüğü şüphelileri tehdit ettiği de ortaya çıktı.

İstanbul Emniyeti Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince elebaşı Adnan Oktar ve örgüt üyelerine yönelik geçtiğimiz yıl Temmuz ayınca operasyon düzenlenmişti. Operasyon ardından yürütülen soruşturma kapsamında da geçtiğimiz aylarda Adnan Oktar Silahlı Suç Örgütü'ne yönelik iddianame hazırlandı.

Adnan Oktar Silahlı Suç Örgütü'ne yönelik hazırlanan iddianamede skandal gerçek gün yüzüne çıktı. Cezaevindeki örgüt mensupları arasından itirafçı çıkmaması için örgüt şüphelileri ve örgüt avukatları tarafından mensuplara baskı yapıldığı belirtildi. İtirafçı olacağından şüphelendikleri kişileri örgüt şüphelilerinin avukatlara bildirdiği itirafçı ifadelerinde yer aldı. İddianamede, örgüt lideri Adnan Oktar'ın talimatları örgüt avukatları tarafından notlara yazılarak cezaevindeki görüş kabininde iletildiği ortaya çıktı.

''İTİRAFÇI OLACAĞIMI ANLADI, OKTAR'IN AVUKATINI ÇAĞIRDI''
İddianamede yer alan ifadesinde itirafçı B.K. cezaevinde tutuklu bulunan örgüt mensuplarının aynı koğuşta kalan örgüt mensuplarının itirafçı olacağından şüphelendikleri kişileri örgüt avukatına ilettiğini ve örgüt talimatlarını nasıl ilettiklerini anlattı.

Cezaevinde tutuklu bulunan B.K., dört ay sonra itirafçı olmak istediğini, haftada bir ankesörlü telefondan yaptığı telefon görüşmesinde annesine zor şartlarda bunu söylediğini anlattı.
B.K.; "Cezaevinde telefonla konuşmak sadece cuma günleri olurdu. Tüm örgüt mensupları da yan yana telefonla görüşürdük. Ben annemi aradıktan sonra anneme 'Bana acil avukat gönder' dedim. Annem bu söylediğimi anlamadı. İki elimi birleştirip ağzıma götürdüm. Örgüt üyelerinin anlamayacağı bir şekilde söylemeye çalışırken bu hareketimden Pınar Sezgin bunu anlamış. Aynı koğuşta kalan Selda Göktan ile örgüt tarafından tutulan ve hepimize ortak gelen Aslı ismindeki avukata Ayşe T. isimli avukatın acil olarak cezaevine gelmesini söylüyorlar" dedi.

"SENİN AVUKATINLA GÖRÜŞMEK İSTİYORUM"
İtirafçı olmak isteyen bir diğer örgüt şüphelisinin avukatının ailesi tarafından her hafta kızlarına gönderildiğini anlatan B.K., sonradan itirafçı olan Ç.T.'ye "Senin avukatınla görüşmek istiyorum" dediğini, onun avukatıyla görüştükten sonra itirafçılık ve dava hakkındaki tüm bilgileri öğrendiğini ifade etti.

B.K. itirafçı olma sürecinde örgüt şüphelisi diğer itirafçıyla arasında geçen diyalogu şöyle anlattı:
"Ç.'ye 'Ben buradan çıktıktan sonra Adnan Oktar'ın yanında devam etmek istemiyorum, bu nedenle ben itirafçı olacağım' dedim. Ç. T'e daha önceden de örgütten kaçmak istediğimi anlattım. Ç. T. de benim gibi örgütte psikolojik korku ve travma yaşamasından ötürü itirafçı olmaktan çekiniyordu ve korkuyordu. Ben onunla bu konu hakkında uzun uzun konuştuktan sonra Ç. ikna oldu. İkimiz avukat Hüseyin Küçük ile konuştuk. Biz Ç. ile beraber koğuşta bildiklerimizi savcılığa ayrı ayrı dilekçe halinde örgüt hakkındaki tüm bildiklerimizi doğru bir şekilde yazıp gönderdik."

''GÖRÜŞME KABİNİNDE ÖRGÜT AVUKATI NOTLA TALİMAT VERDİ''
Bir diğer itirafçı G.K. ise cezaevine gelen örgüt avukatlarının cezaevindeki görüşme kabininde, örgüt lideri Adnan Oktar'ın kâğıda yazılı notlarını ilettiklerini ve bu notlarla örgüt üyelerinin talimatları aldıklarını anlattı. Tutuklularla görüşmeye giden örgüt avukatlarının bu notları dosyanın arasına koyarak cezaevi içerisine girdiklerini belirtti.

Bir görüşmede örgüt avukatının, "Teyzem dedi ki" başlıklı notu okuttuğunu anlatan itirafçı G.K. notun içeriği hakkında şunları söyledi: "Bu notta 'Avukat Celal Ü. gibi itirafçı olmalarını isteyen avukatlarla görüşmeyin. Bu dosyanın içi boş, birkaç ay yatıp herkes çıkar. Zaten 'af' konusu gündemde sabırlı olun, mutlaka birbirinize mektup yazın. İtirafçılar da iftiracı, dava sonunda da zaten suçlu duruma düşecekler. Koğuşlarda koğuş temizliği gibi işlere girişmeyin. Yemenize içmenize dikkat edin (bolca zeytinyağı, sebze ve meyve tüketin' gibi talimat ve telkinleri okutuluyordu."

OKTAR TALİMAT VERDİ, SAHTE EVLİLER KONUŞTU
Cezaevindeki örgüt mensuplarına evliliklerinin sahte olmadığını göstermek için Adnan Oktar'dan talimat geldiğini, bunun üzerine sözde eşleriyle telefonla görüşmeye başladıklarını belirten itirafçı B. K., "Örgütü bu şekilde aklayarak örgüt içerisinde sanki sahte evlilikler yokmuş gibi gösterilmeye çalışıldı" dedi.

"NE SORARLARSA SORSUNLAR BİLMİYORUM DEYİN"
Adnan Oktar Silahlı Suç Örgütü iddianamesinde ifadesi yer alan Ç.Ç. operasyon öncesinde şüpheli örgüt yönetici Didem Ürer'in kendisine "Ne sorarlarsa sorsunlar bilmiyorum de!" dediğini belirtti.

GÖZALTINDA İFADE İÇİN YÖNLENDİRME YAPILDI
Operasyon sonrası gözaltına alınan Ç.Ç., gözaltına alındıktan sonra başka örgüt mensuplarının gözaltına alındığını, onların gelmesiyle birlikte neler yaşandığını ve nasıl baskı gördüğünü şöyle anlattı:
"Bizden 15-20 dakika sonra Gülgün Göktan, Merve Büyükbayrak, Yeliz Sucu, Aslı Efeoğlu, Didem Rahvancı, Banu Şener, Pınar Sezgin geldiler. Bunlardan sonra da Hüma Babuna, Ceyda Ertüzün ve Duygu Altınok geldi. Bu süre zarfında Gülgün ve Merve bana sürekli gelebilecek soruları düşünerek (evlilik, Bora ile tanışmam, Kartal Göktan hakkında gelebilecek sorulara) nasıl cevap vermem gerektiğini söylediler. Mesela Gülgün bana 'Bora ile 18 yaşında tanıştığını söyle, evliliğinin ise çok mutlu ve huzurlu geçtiğini söyle, aileni sürekli kötüle, Adnan Oktar'ın masum olduğuna dair şeyler söyle' diyordu. 'Nasıl olsa biz bir hafta sonra buradan çıkacağız!' diyerek üstü kapalı tehditlerde bulunuyordu."

SORGU ÖNCESİ CEVAP TELKİNİ
Gözaltındayken Emniyet güçleri ifadeye şüphelileri alırken ifade sonrası nezarethaneye dönen örgüt şüphelisi Gülgün Göktan'ın kendisine yöneltilen soruları nezarethanedeki örgüt şüphelilerine ilettiğini ve nasıl cevaplar vermesi gerektiğini Ç.Ç.; "Ona yöneltilen soruları söyledi ve bize nasıl cevap vermemiz gerektiğini söyledi. 'Adnan Oktar Örgütü diye söylüyorlar. Siz Hayır, arkadaş grubuydu! diye söyleyin. FETÖ ile ilgili herhangi bir soru sorarlarsa Hayır, bilmiyorum. Adnan Oktar FETÖ'ye karşıydı deyin' dedi. 'İmam bacı diyorlar. Böyle bir tabir yok, onu ilk defa duydum dersiniz. Adnan Oktar'ın bizi hiçbir zaman kısıtlamadığını, kadınlara asla şiddet uygulamadığını söyleyin' dedi. Ayrıca bana kardeşlerin ile ilgili soruları 'Yalanlarsın' dedi. 'Etkin pişmanlıktan yararlanmak ister misiniz diye sordukları soruya yararlanmak istemiyorum deyin!' dedi." diyerek anlattı.

"AİLENLE GÖRÜŞMEYECEKSİN"
Tutuklandıktan sonra cezaevine Adnan Oktar'ın avukatı Ayşe T.'nin geldiğini anlatan itirafçı Ç.Ç., "Ayşe T. bana ailemle görüşüp görüşmediğimi sordu. Ben de görüştüğümü söyledim. Daha sonra bana 'Ne güzel, görüşüyorsan' dedi. Ancak elindeki kâğıtta 'Bir daha sakın görüşmeyeceksin!' diye yazarak bana bu kâğıdı gösterdi. Adnan Oktar'ın bir sene sonra çıkacağını, Silivri'de ev yaptırdığını söyledi" dedi.

"ÇIPLAK FOTOĞRAFIM VARDI, İTİRAFÇI OLMAKTAN KORKTUM"
İddianamede bu baskılardan çok korktuğunu belirten itirafçı Ç.Ç., Oktar'ın avukatı Ayşe T.'nin söylediklerini duyunca örgüt lideri Adnan Oktar'ın gerçekten çıkacağını düşündüğünü ve korktuğunu anlattı. Ç.Ç., "Adnan Oktar'ın gerçekten çıkacağını düşünmüştüm. Eğer ben itirafçı olarak çıksaydım Adnan Oktar beni mahvederdi ve bitirirdi. Birçok uygunsuz çıplak fotoğraflarım Gülgün Göktan ve Adnan Oktar'daydı. O yüzden Ayşe'nin bu konuşmalarından daha doğrusu tehditlerinden korktum. Hemen ertesi gün ailemle görüşmek istemediğime dair bir dilekçe yazdım. Adnan Oktar çıkacak diye çok korkuyordum" ifadelerini kullandı.

Ç.Ç., diğer örgüt şüphelilerinin anneleri örgüt avukatları dışında kızlarına avukat gönderdiğinde örgüt şüphelisi Gülşah'ın 'Sakın o gelen avukatla görüşmeyin' demesi üzerine görüşemediğini ifade etti.

İtirafçı Ç.Ç. ifadesine şöyle devam etti:
"Avukat Arzu G.'nin her hafta bize gönderdiği avukat geldi. Bu avukatın ismi Aslı A.'dır. Bu avukat bize her hafta ismimize özel notlar gönderiyordu. Mesela annenler Adnan Oktar'a, Bora Yıldız'a Emre Teker'e açtıkları şikâyetleri geri çeksinler diye söylememi istedi. Ben de ailemle tekrar görüşüp bunu söylemek için ailemle görüşmek istediğimi belirtir dilekçe yazdım. Tekrar ailemle görüşmeye başladım."

OKTAR "HERKES BİRBİRİYLE MEKTUPLAŞSIN" DEMİŞ
Ç.Ç., örgüt avukatının kendisine getirdiği notlarla ilgili de bilgi verdi: "Adnan Oktar tarafından ismimize yazılmış olan notları getirdi. Bana verilen notta 'Bizim ailelerimize ihtiyacımız yok, ailelerle görüşülmesin!' diye bir not geldi. Bu notları Adnan Oktar'ın isteği üzerine yazılırdı. Parola olarak Adnan Oktar için teyzem, annem ya da yazar olarak hitap ederdik. Avukat Aslı A.'nın daha önce getirdiği notta 'Teyzem (Adnan Oktar) diyor ki' herkes mektuplaşsın, birbirine mesaj yazmayan, mektup yazmayan kalmasın!"

GÜNÜN DİĞER HABERLERİ İÇİN TIKLAYIN
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.