Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Rusya dönüşü uçakta gazetecilerin sorularını cevapladı. "DEAŞ, PYD-YPG,HTŞ hepsi bertaraf edilmelidir." dedi. Rusya'da incelediği SU-57'nin F-35'lere alternatif olup olmayacağını da "Niye olmasın?" şeklinde değerlendirdi.
(İdlib'deki saldırılar) Sayın Putin bu konuda birlikte bir dayanışmanın gerektiğinden bahsetti. Kendisine bununla ilgili olarak dışişleri, savunma ve istihbarat teşkilatımızın müşterek çalışma içerisinde olabileceğini ifade ettik. Ama biz burada birbirimizi kesinlikle rahatsız etmemeliyiz. Geçenlerde bizim gözlem noktamıza yapılan saldırıda bir şehidimizin olmasının, daha sonra yine bir saldırı yaşamış olmamızın bizi millet olarak ciddi manada rahatsız ettiğini kendisine ifade ettik. Onun da özellikle söylediği şey şu; "Biz burada dostumuz Türkiye'nin ve bu gözetleme kulelerinin çevresinde görev yapan Türk askerlerinin zarar görmesini istemiyoruz." Beraber çalışmanın devam ettirilmesi şarttır.... 12 gözlem noktamız İdlib'de çok önemli bir vazife icra ediyor. 16 Eylül'de Ankara'da yapacağımız Üçlü Zirve'de bu konuları da Sayın Putin ve Sayın Ruhani ile ele alacağız.
NİHAİ KARARLARINI BEKLİYORUZ
(Su-57, F-35'e alternatif mi) Niye olmasın? Boşuna gelmedik buraya... Bir defa şunun bilinmesi lazım; biz hiçbir zaman kendi bağımsızlık mücadelemizi birilerinin dudaklarının arasına bırakamayız. Bu bağımsızlık mücadelemiz için uçak olsun, çeşitli savunma sistemleri olsun, helikopter olsun, bugüne kadar biz bunların teminini yaptık. Burada eğer ABD bizimle ilgili kararını verirse, bir defa buradaki 8-9 ülkenin her birine uçak başına nereden bakarsanız bakın 8-9 milyon dolar maliyet bindiriyor. Bunu da tabi kendilerinin düşünmesi lazım. Biz şu anda beklemedeyiz. Nihai kararlarını bekliyoruz. Onların nihai kararını da öğrendikten sonra adımlarımızı atacağız. Yani biz şu endişeyi taşımıyoruz; "Acaba bu olmazsa ne olur" diye bir şey yok. Her şey olur. Temin edebileceğimiz pazarlar çok.
HER ŞEYİ YAPABİLECEK DURUMDAYIZ
(ABD ile güvenli bölge mutabakatı) Fırat'ın doğusu konusu özellikle Sayın Trump'ın çok iddialı bir çıkışıydı. Fakat o iddialı çıkıştan sonra maalesef Trump bu işin üzerinde duramadı. Hep Obama'ya yüklendi; yani "biz bu bedeli onlardan dolayı ödüyoruz" dedi. Tamam da onlar geçti, şimdi sıra sende, ne yapacaksan yap. Ama yapamadı. Adamlarını gönderdi, bizim arkadaşlarla görüşmeler oldu. Bütün bu görüşmelerden sonra en sonunda onlar Obama'nın söylediği 20 milin dışında bir teklifle arkadaşlarımızın karşısına geldiler. Yani derinliği daha da daralttılar. Bunun üzerine ben Hulusi Paşa ve ekibine dedim ki "Burada bunu şöyle böyle yapmanıza gerek yok. Biz bunu bu şekilde bir başlatalım ve bu süreci sürdürelim. Daha sonra da zaten gereği yapılır" dedik ve adımı attık. Şu anda bu süreç bir şekilde işliyor ama biz tabi asla rehavete kapılıp da hazırlıklarımızı bir kenara koymadık. Bütün personel, zırhlı taşıyıcılarımız hepsi sınırda. Yani her an her şeyi yapabilecek durumdayız. ABD, DEAŞ ile mücadele gerekçesiyle terör örgütü PYD-YPG ile kurduğu ilişkisine son vermeli, bu örgüte meşruiyet kazandıracak ve alan açacak adımlardan kaçınmalıdır.
THK'YI MASAYA YATIRACAĞIZ
(Türk Hava Kurumu (THK) tartışmaları) Şu anda bir olay daha çıktı ortaya; Türk Hava Kurumu meselesi. THK'nın arkasında kim var? CHP'li milletvekili. Onun arkasında CHP. Bunu savunuyorlar ve "Bakanlık neden THK ile çalışmıyor" diyorlar. Yahu bu adam zaten mezarlığa dönüştürmüş THK'yı. Oradaki uçakların motorları, pervaneleri yok. Şimdi büyük ihtimalle şurada birkaç gün içerisinde orayı da masaya yatıracağız.
(İdam tartışmaları) Partimdekiler de dahil burada benim gönlüm açık ve net söylüyorum idamdan yanadır. Ben parlamento bu işi müzakere eder, tartışır, kararını verirse kesinlikle onaylarım. Vicdanımın sesine de bu noktada inanıyorum."