Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Çek Cumhuriyeti Başbakanı Andrej Babis ile ortak basın toplantısı düzenledi.
Başkan Erdoğan'ın açıklamalarının satır başları şöyle:
Suriyeli göçmenlerle ilgili konuşan Başkan Erdoğan, "Türkiye olarak AB'nin bize vermiş olduğu birçok sözler vardı. Bu sözler bizim milli bütçemize parasal destek sözü değil. Uluslararası kuruluşlar vasıtasıyla bizim de uluslararası kuruluşlarımız olan Kızılay, AFAD'a verilecek destekle gerek çadırlardan tutunuz, konteyner kentler, okul, sağlık hizmetlerine verilmesi gereken destekti. Şu ana kadar yaptığımız yatırım yaklaşık 40 milyar doları buldu. Ama AB ne yazık ki 3 milyar Avro'yu bile bulmadı. Hala oyalama taktiği gidiyor. Biz 4 milyon insana elimizden gelen desteği veriyoruz." dedi.
"GÜVENLİ BÖLGENİN ADI KALDI"
Suriye sınırında ABD ile planlanan güvenli bölge çalışmalarıyla ilgili konuşan Başkan Erdoğan, "Az önce sayın Başbakanın da ifade ettiği bir güvenli bölge teklifimiz var. Bu teklif sayın Obama döneminde de masadaydı ve sayın Trump döneminde bu güvenli bölgeyi yine kendilerine teklif ettim. Avrupa'nın önemli ülkeleri Almanya, Fransa'yla görüştüm. Suudi Arabistan'la görüştüm. Hepsi de 'Bu çok güzel teklif' dedi. Peki yapılacak olan ne? Biz bu güvenli bölgedeki şu an itibarıyla bizim sınırlardan 30 kilometre derinlikte ve bütün sınırlarımız boyunca devam eden alan.Buralarda bizler konut yapacağız ve bu konutların bahçesi olacak. Burada da mülteciler ekip biçecek. Kendi kendilerine yetme imkanını bulacak. 'Çok güzel proje' dediler ama uygulamaya gelince böyle bir destek malesef gelmedi. Şu anda kendileri güvenli bölgeyi gündeme getiriyorlar, hadi deyince de kimseyi bulamıyoruz. Güvenli bölgenin sadece adı kaldı. Bir taraftan tacizler, tehditler, malum güneyden zaman zaman yapılıyor. Son olarak İdlib'deki gelişmelerde mâlum rejimin siviller üzerinde yapmış olduğu bombardıman vesaire. Ama son 2 gün içerisinde malesef ABD'nin de bombalama işlemlerinin içine girmiş olması, 700 civarında insanın sivil burada ölmüş olması. Bu sivillerin dışında teröre bulaşmış militanlar da olabilir. Artık İdlib yavaş yavaş yok oluyor. Halep nasıl yok olduysa aynı şekilde İdlib'de böyle bir durumun içerisinde. Bunların karşısında sessiz kalmak mümkün değil. Rusya ile görüşmelerimizi yaptık. Aynı şekilde Rusya-İran-Türkiye görüşmemiz var. Bunların neticesini inşallah göreceğiz. Hedefimiz Cenevre'den önce bazı adımları atalım istiyoruz." ifadelerini kullandı.
"ORADAKİ EN UFAK ATEŞ BİZİ YAKAR"
İdlib'de yaşanan gelişmelere değinen Başkan Erdoğan, "BM Genel Kurulu'na gittiğimizde bu görüşmemiz gerçekleşirse bu konu masamızdaki en önemli konulardan bir tanesidir İdlib meselesi. Ayın 16'sında yapacağımız toplantıdan bir karar çıkacak. Bu kararı ikili görüşmemize taşıyacağız. İdlib bizim meselemizdir. Buradaki göç bizim sınırlarımızı zorlayacaktır. Bunun dertlisi olan biziz. 910 kilometre Suriye'ye sınırı olan biziz. Oradaki en ufak ateş bizi yakar, diğer ülkeleri yakmaz. Onların dertleri farklı, bizimkisi çok daha farklı. Biz mültecilere kapımızı kapamak suretiyle kovmak durumunda değiliz. Buralarda özellikle bir güvenlik bölge ihdasına yardımcı olabilirsek, bunu başarabilirsek ne mutlu bize." şeklinde konuştu.
"CUMHURBAŞKANI'NIN GÖRÜŞLERİ BENİ ÇOK ETKİLEDİ"
Ortak basın toplantısında konuşan Çekya Başbakanı Andrej Babis'in açıklamaları ise şöyle:
Biz başbaşa görüşmemizi bitirdikten sonra buradaki avizeleri sormuştum. Bunlar aslında Türk tasarımlı Çek camları, bunları gördüğüm için mutlu oldum. Türkiye müttefiğimiz. Görüşmemizde öncelikle ekonomik konulara ağırlık verdik. Yanımda 35 firma, ticaret odamız geldi. Büyük bir heyet olarak geldik. Enerji konusunda, savunma sanayi konusunda Çek Cumhuriyeti önemli bir yere geri dönüyor. Geleneği olan firmalarımız var. Burada önemli bir potansiyel görüyoruz. Türkiye Cumhuriyeti dünyanın en büyük müteahhit firmaları olan inşaat firmaları olan ülkelerden biri. Bizim ülkemizde inşaat imkanları var, Türk firmalarını görmek isteriz. Kamyonların transit kotaları gibi engellerden de bahsettik. Göçmen konusuna eğildik. Sayın Cumhurbaşkanının görüşleri beni çok etkiledi. Suriye konusunda özellikle. Ülkenizde 4 milyon göçmen var. Avrupa'nın da sorunları var. Burada sayın Cumhurbaşkanının görüşlerini gerçekten takdir ettim. Elbette otomotiv sanayi hakkında konuştuk. Wolswagen büyük bir yatırım yapıyor Türkiye'ye. Çek Cumhuriyeti büyük bir araba parçası imalatçısı. Avrupa'da üretilen arabaların yüzde 50'sinde Çek parçaları bulunuyor. Bu konuda lider konumundayız, elbette işbirliği yapmak istiyoruz. Genel olarak çok pozitif olarak değerlendiriyorum.
TAKDİR GÖRÜYOR ANCAK ÇÖZÜM GETİRİLEMEDİ
Biz büyük bir ülke değiliz ancak çok fikire sahibiz. Bugün sayın Cumhurbaşkanı ile bunu müzakere ettik. Çekoslovakya'nın 100. yılını kutluyorduk. Sayın Merkel ve Macron geldiler. Buradan sayın Cumhurbaşkanı ve sayın Putin'le buluştular. Ancak maalesef belli başlı bir çözüm masada yok. Ben sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çözüm önerisini çok iyi biliyorum. 'Türkiye'ye para gönderilsin' değil 'Bir bölge oluşturulsun' diyor kendileri. ABD, Rusya ve elbette Türkiye'nin el atması gereken konu. Sayın Cumhurbaşkanının önerileri takdir görüyor ancak sonu getirilemedi. Bu ziyaretle sona eren bir konu değil. İnsanların ölmesi son bulması gerekiyor ki göçmenler geri dönebilsin. Önemli olan bu konu. İnanıyorum ki AB'nin aktif bir dış politikası olacak ve angaje olacağımızı umuyorum. Çünkü bu bize birebir dokunan bir konu.