Muhalif partilerin oy uğruna PKK'nın siyasi uzantısı olan HDP'ye sahip çıktığını söyleyen Sabah gazetesi yazarı Hasan Basri Yalçın, 'bu gerçek görülmüyorsa Diyarbakır'daki acılı annelere kulak verin' dedi.
"HDP'YE VERDİĞİNİZ DESTEĞİ GİZLEYEMEZSİNİZ"
Muhalefetin HDP'nin PKK ile iş birliğinin kelime oyunlarıyla gizlenmeye çalışıldığını söyleyen Yalçın, "PKK ve HDP arasında bir ayrım yapınca bu işin bittiğini sanıyor. Neymiş? HDP hukuki bir partiymiş. PKK terör örgütüymüş. Doğru tabii ki. Zaten biz de aksini söylemiyoruz. Ancak yine hepimiz biliyoruz ki, HDP PKK'nın siyasi ayağıdır. Bu tür kelime oyunlarıyla meselenin iç yüzünü gizlediğinizi sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Ülkede bu açık gerçekten şüphe duyan aklı başında kimse kalmadı. En azından HDP il binası önünde nöbet tutan anneler bunu bir kez daha açıkça haykırdı. Çocuklarını HDP'nin PKK'ya götürdüğünü ve PKK'nın da Kürdistan davası peşinde koştuğunu bilmiyorsanız o annelerin söylediklerine bir bakın. Mesele bu kadar basit biçimde ortadayken hukuki tanımlamalarla bu işin içinden çıkamazsınız. HDP'ye verdiğiniz desteği gizleyemezsiniz. Vicdanlar bunu kabul etmez" diye yazdı.
"AKLIMIZLA DALGA GEÇMEYİN"
'Bizim aklımızla dalga geçmeyin' ifadelerini kullanan Yalçın, "Komik duruma düşüyorsunuz. CHP başta olmak üzere tüm muhalif hareketler sırf HDP oylarının hatrına teröre karşı verilen mücadeleyi desteklemekten kaçıyor. Gün geçtikçe bu durum daha da açığa çıkacak" dedi.
İşte Hasan Basri'nin 'muhalefetin tercihi' başlıklı yazısı:
Hiç lafı eğip bükmenin bir anlamı yok. Muhalefet çok açık bir siyasi tercih yapıyor. Sırf oy uğruna HDP'ye sahip çıkıyor. PKK ve HDP arasında bir ayrım yapınca bu işin bittiğini sanıyor. Neymiş? HDP hukuki bir partiymiş. PKK terör örgütüymüş. Doğru tabii ki. Zaten biz de aksini söylemiyoruz. Ancak yine hepimiz biliyoruz ki, HDP PKK'nın siyasi ayağıdır. Bu tür kelime oyunlarıyla meselenin iç yüzünü gizlediğinizi sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Ülkede bu açık gerçekten şüphe duyan aklı başında kimse kalmadı.
En azından HDP il binası önünde nöbet tutan anneler bunu bir kez daha açıkça haykırdı. Çocuklarını HDP'nin PKK'ya götürdüğünü ve PKK'nın da Kürdistan davası peşinde koştuğunu bilmiyorsanız o annelerin söylediklerine bir bakın. Mesele bu kadar basit biçimde ortadayken hukuki tanımlamalarla bu işin içinden çıkamazsınız. HDP'ye verdiğiniz desteği gizleyemezsiniz. Vicdanlar bunu kabul etmez.
Ama mesele bu değil. İstediğinizi yapmakta özgürsünüz. Hukuk içinde kalarak istediğiniz siyasi partiye destek verebilirsiniz. Diyarbakır'da teröre karşı bir uyanış sergileyen annelerin yerine PKK marşı okuyan HDP'li belediye başkanlarını ziyarete gidebilirsiniz. HDP'den hesap sormak isteyen annelere "HDP'yi rahat bırak, git devletin kapısında otur ve devletten hesap sor" da diyebilirsiniz. Devletin bu annelere destek vermesine her türlü eleştiriyi yapıp kendiniz ufacık bir destek vermekten de kaçınabilirsiniz. Hatta teröre karşı duran anneleri Cumartesi Anneleriyle de kıyaslayabilirsiniz. Meseleyi istediğiniz kadar sulandırabilirsiniz. Oy uğruna PKK'ya sırtını dayamış siyasileri de savunabilirsiniz. Kimse sizi zorlayamaz. Terörden hesap soran annelere destek vermenizi vicdanen ve ülkenin ulusal güvenliği adına arzu edebiliriz. Ama sizi istemediğiniz bir adım atmaya zorlayamayız.
Ama lütfen siz de bizim aklımızla alay etmeye kalkmayın. Komik duruma düşüyorsunuz. CHP başta olmak üzere tüm muhalif hareketler sırf HDP oylarının hatrına teröre karşı verilen mücadeleyi desteklemekten kaçıyor. Gün geçtikçe bu durum daha da açığa çıkacak.
Muhaliflerin bu halden memnun olduğunu hiç sanmıyorum. Suçluluk hissinden olsa gerek, iki de bir Çözüm Süreci esnasında HDP'ye gösterilen toleransı gündeme getiriyorlar. Habur ve Oslo benzeri üç beş ezber arka arkaya sıralanıyor. Tabi bunu da söylemek hakkınız. Ama kusura bakmayın ikisi aynı şey değil.
AK Parti'nin iktidarda olduğu devlet, Çözüm Süreci esnasında oy uğruna değil, terörü bitirmek ve demokratikleşme adına bu işleri yaptı. Siz ise bunu oy için yapıyorsunuz. Dediğim gibi bunu da yapabilirsiniz. Ama rica ederim bir daha Mustafa Kemal'in askerleriyiz diye slogan atmaya kalkmayın. Yemezler. Zira benim bildiğim Mustafa Kemal terörün değil ulusal çıkarların yanında dururdu.
