Fai, konuya ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, New York'ta devam eden BM Genel Kurulunda Keşmir meselesine ilişkin değerlendirmelerinin çok önemli olduğuna vurgu yaptı.
"Cumhurbaşkanı Erdoğan, Birleşmiş Milletler Genel Kurulunun 74. oturumunda yaptığı açıklamayla Keşmir halkının gönlünü fethetti." ifadesini kullanan Fai, Erdoğan'ın, "Güney Asya'nın istikrarı ve refahı Keşmir meselesinden ayrı tutulamaz" sözlerine atıfta bulundu.
Fai, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasının, konuya ilişkin en makul, pratik ve uygulanabilir açıklama olduğunu vurguladı.
Fai, "BM Güvenlik Konseyi kararlarına rağmen 8 milyon Keşmirlinin hala kuşatma altında olduğunu" hatırlatan Erdoğan'ın, "Keşmir meselesinin adalet ve çatışma yerine eşitlik temelinde diyalog yoluyla çözülmesi gerektiği" yönündeki görüşlerine kimsenin karşı çıkmayacağının altını çizdi.
KEŞMİR MESELESİNDE İKİ SEÇENEK
Fai, küresel güçlerin Keşmir konusunda iki seçeneği olduğuna dikkati çekerek, "Birincisi, Pakistan ve Hindistan'ı birbirleriyle savaş konusunda uyarmakla sınırlı. Bu politika, Güney Asya'daki çatışmasızlık hedefini çok istikrarsız bir temele oturtuyor. İki ülke arasında savaşın patlak vermesi durumunda, geniş alt kıtadaki nükleer çatışma olasılığı göz ardı edilemez." değerlendirmesinde bulundu.
İkinci seçeneğin ise Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın önerdiği gibi Keşmir konusunda daha aktivist ve arabulucu bir rol üstlenmek olduğuna işaret eden Fai, bunun çok taraflı bir diyalog veya BM'de yeni geliştirilen prosedür ve mekanizmaların uygun bir şekilde kullanılmasıyla sağlanabileceğini belirtti.
BM'nin anlaşmazlığın çözümü için gerekli katalizör yapıyı sunabileceğine inandığını kaydeden Fai, şu değerlendirmelerde bulundu:
"BM, İrlanda Cumhurbaşkanı Mary Robinson gibi uluslararası duruşu olan bir ismi, Keşmir'e özel bir elçi atayarak, Hindistan ve Pakistan'ı bütün tarafların (Hindistan, Pakistan, Keşmir liderliği ve BM) dahil olduğu bir barış sürecini başlatmaya ikna etmelidir."
