BM'den flaş Kaşıkçı açıklaması: "Bu cinayet Prens Selman'ın izni olmadan işlenemez"

İstanbul'daki Suudi Arabistan Başkonsololuğu'nda vahşice öldürülen gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayeti hakkında açıklama yapan BM Yargısız ve Keyfi İnfazlar Özel Raportörü Callamard, "Bu cinayet, Suudi Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın izni olmadan işlenmiş olamaz." ifadelerini kullandı.

takvim.com.tr takvim.com.tr
Giriş Tarihi :06 Ekim 2019 , 08:40 Güncelleme Tarihi :06 Ekim 2019 , 08:40
BM’den flaş Kaşıkçı açıklaması: Bu cinayet Prens Selman’ın izni olmadan işlenemez

Birleşmiş Milletler (BM) Yargısız ve Keyfi İnfazlar Özel Raportörü Agnes Callamard, Washington Post gazetesi için "Muhammed bin Selman Kaşıkçı cinayetinin sorumluluğunu üstlenemiyor ve emri altındaki kişileri de suçlayamıyor" başlıklı bir makale kaleme aldı.

Suudi Arabistan yönetiminin, Kaşıkçı'nın "serseri bir operasyonda öldürüldüğü" iddialarına dair ortada bir kanıt olmadığını belirten Agnes Callamard, makalesinde, "Bu iddiaların aksine 6 ay süren soruşturmam sonunda, Kaşıkçı'nın, Suudi Arabistan Krallığı'nın sorumlu olduğu bir yargısız infaz sonucunda öldüğü sonucuna ulaştım." değerlendirmesinde bulundu.

Callamard, Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın geçen hafta verdiği bir röportajda Cemal Kaşıkçı cinayetindeki sorumluluğu üstlendiğini ancak bir dahiliyeti olmadığını savunduğunu anımsatarak, "Aslında, uluslararası insan hakları kanununda belirtildiği üzere, devlet sorumluluğu, hangi devlet görevlisinin infaz emri verdiği ya da infazcıların kendi başlarına mı hareket ettiğini sorgulamaz. Bir devlet, yetkililerin pozisyonlarını, devletin yolları ve varlıklarını kullanarak yaptığı her eylemden sorumludur." ifadelerini kullandı.

"SORUMLULUK SAHİBİ BİR DEVLET ADAMI 12 AY BOYUNCA CİNAYETİ İNKAR ETMEZDİ"
Raportör Callamard, "Sorumluluk sahibi bir devlet adamı, bu sorumluluğu almak için 12 ay boyunca inkar ve dezenformasyon kullanmazdı. Sorumluluk sahibi bir devlet adamı, Kaşıkçı cinayetine yol açan hoşgörüsüzlük ve baskı politikasını görmezden gelmeyi sürdürmezdi." eleştirisinde bulundu.

Bu cinayette veliaht prensin alması gereken bir çok sorumluluk olduğuna işaret eden Callamard, şu çağrıları yaptı:

"Suudi Arabistan halkına, bu cinayette tam sorumluluk sahibi olunduğu bildirilmeli. Kaşıkçı'nın ailesinden ve nişanlısı Hatice Cengiz'den resmi yollarla özür dilenmeli. Bin Selman'ın söyledikleri lafın ötesine geçmeli. Şu anda Suudi Arabistan'da fikirlerini ve inançlarını barışçıl yollarla söyledikleri için tutuklananlar bir an önce serbest bırakılmalı. Kaşıkçı'nın infazına yol açan şartlar ve kurumlar, şeffaf bir şekilde bağımsız olarak incelenmeli. Suudi güvenlik ajanlarına duyurulan karar verme süreci, eğitim ve etik kurallar reformları başlatılmalı."

"CİNAYET İŞLEYENLERLE MUHAMMED BİN SELMAN ARASINDA YAKIN BİR İLİŞKİ VAR"
Agnes Callamard, Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın açıklamalarının, Suudi Arabistan'daki emir-komuta zincirinin işleyişine dair de soru işaretleri doğurduğunu belirterek, "Benim soruşturmam, cinayeti işleyenlerle Muhammed bin Selman arasında onun kabul ettiğinden daha yakın bir ilişki olduğunu gösteriyor." ifadesini kullandı.

Kaşıkçı cinayetinin devlet planlaması, kaynakları ve varlıkları ile işlendiğine dair kanıtlar olduğuna işaret eden Callamard, "Bu cinayet, Suudi Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın izni olmadan işlenmiş olamaz." şeklindeki görüşünü paylaştı

Bin Selman'ın, ülkedeki yargısız infaz ve işkence gibi sorunlara göz yummasının da cezai bir sorumluluk doğurduğuna vurgu yapan Callamard, makalesinde şu ifadelere yer verdi:

"Suudi Arabistan Veliaht Prensi'nin sorumluluğu hem ihmal hem de görev vermek ile ilgili. Bu eylemler ile ilgili adalet kendi kendine sağlanamaz. Muhammed bin Selman'ın kendi kendine ısmarladığı adaletle mi adalet sağlanacak? Bu adalet değil. Bu sorumluluğu almıyor. Ancak, Kaşıkçı cinayetinin arkasındaki emir-komuta zincirindeki üst düzey yetkililerin cezai sorumluluklarına yönelik düzgün bir soruşturma, Muhammed bin Selman'ın kişisel sorumluluğunun ne kadar büyük olduğunu belirleyecektir. Ve Muhammed bin Selman gelecekte bu tür eylemlerin önlenmesini sağlamalıdır."