KARAR
Davacının; müdürlerinin çalışmasını takdir ettiği bir mesai arkadaşına 'taklacı - yalaka' dediğinin vurgulandığı kararda, "Davacının hal ve hareketlerinden çok rahatsız olduğu, işe girdiği tarihte yazıhane bölümündeki kadınlar hakkında belden aşağıya çok pis konuştuğu tutanaklarla sabittir. Davacıdan çalışanlara 'taklacı, yalaka' şeklinde isimler takarak huzursuzluğa sebep olduğu için savunmasının istendiği, davacının da kimseyi rahatsız edecek şekilde konuşmadığı, şaka olarak birbirlerine karşı söylemlerde bulundukları ancak art niyet olmadığı ve arkadaşları ile arasının iyi olduğu şeklinde savunmasını verdiği görülmüştür. Yargılama esnasında davalı şahidi olarak dinlenen tutanak tanıkları, davacının huzursuzluk yapıp, işi yavaşlattığını belirtmişlerdir. İşçiler hakkında küfürlü konuştuğu yönündeki beyanının somut olarak fesih sebebi yapılmadığı şeklindeki hatalı gerekçe ile davacının iş akdinin işveren tarafından haksız feshedildiğinden kıdem ve ihbar tazminatının kabulüne karar verilmiştir. Bahsedilen ve tutanak tanıklarınca da doğrulanan somut vakıalar karşısında mahkemece kıdem ve ihbar tazminatının kabulüne karar verilmesi hakkaniyet ilkesine ve menfaatler dengesine aykırı olmuştur. Bu sebeplerle, davacının kıdem ve ihbar tazminatı talebinin reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. Temyiz olunan kararın bozulmasına oy birliğiyle karar verildi" denildi.