İngiliz The Times gazetesi, Türkiye'nin Barış Pınarı Harekatı'nın Batı bloku içindeki ciddi sorunları ifşa ettiğini belirterek bu ülkelerin "gerçek jeopolitik ağırlığa" sahip Türkiye ile "faydalı ama ömrünü doldurmuş milis güç" arasında bir tercih yapmak zorunda olduğunu yazdı.
"Türkiye'nin Suriye'ye girişi: Avrupa'nın dilemması" başlıklı bir başyazı yayımlayan The Times, "Türkiye'nin Suriye'nin uzun savaşına askeri olarak girişi, zaten çatırdayan Batı ittifakında karmaşa ve dehşet saçıyor." ifadelerini kullandı.
ABD'nin Suriye'nin kuzeyinden asker çekme kararıyla başlayan Barış Pınarı Harekatı'nın, Avrupa'yı bir dilemmayla karşı karşıya bıraktığı belirtilen makalede, Avrupalı ülkelerin önündekinin "NATO'daki en büyük ordulardan birine ve gerçek bir jeopolitik ağırlığa sahip bir müttefiki mi, yoksa DEAŞ'ın yenilmesinde önemli bir rol oynayan ama faydalı ömrünü çoktan doldurmuş olabilecek bir milis gücünü mü destekleyeceğiz?" sorusu olduğunu yazdı.
"AVRUPA KIVRANIYOR"
Makalede, Türkiye'nin başta Almanya olmak üzere Avrupa ülkeleri karşısında net tavır aldığı ve kendisini savunma hakkından vazgeçmeyeceğini gösterdiği belirtilerek "Avrupa Türkiye'yi tatmin ederken kendi vicdanını da rahatlatacak bir pozisyon bulmak için kıvranıyor. Harekatın derhal durdurulması çağrısının umursanması ihtimali düşük." ifadelerine yer verildi.
Bu yılın sonunda AB'nin dış politikasının başına geçecek İspanya Dışişleri Bakanı Josep Borrell'in "Türkleri durduracak sihirli bir gücümüz yok." sözleri de hatırlatıldı.
"Sınırlı bir silah ambargosuna giden AB yine de Türkiye'nin hayati pozisyonunu dikkate almak zorunda." ifadesi kullanılan makalede, "Bir NATO müttefikine silah tedarikini reddetmek, onu Moskova'yla daha derin bir ilişkiye itmek olabilir." değerlendirmesinde bulunuldu.
Türkiye'nin NATO'da tutulması için pek çok sağlam gerekçe olduğu vurgulanan makalede, "Bağları kopan, Rusya ve İran ile hizalanmış bir Türkiye, Batı için vahim bir zorluk teşkil edecektir." görüşüne yer verildi.
Makalede, Türkiye'nin Barış Pınarı Harekatı kapsamında 30 kilometrelik alanı aşmamasının önemli olduğuna dikkati çekilerek hapishanelerdeki DEAŞ militanlarını orada tutma sorumluluğunu da üstlenmesi gerektiği ifade edildi.